O kısık sesiyle "Ben... Yarı Cezalı Kanat... Ve yarı insanım" diyerek beni büyük bir yükten kurtardı. Bana baktı, bunu reddetmemi bekliyordu fakat onun yerine başımı evet anlamında salladım. Birden sıranın birine çöktü. Duydukları onu yormuştu. Hakkı vardı ben olsam etrafı yıkar dağıtırdım. O da onu yaptı.
Oturduğu yerden kalkıp kulaklarımı yırtan, kızgınlık dolu genizden bir çığlık attı ve oturduğu sıranın masasını devirdi. Dişlerini sıktı ve etrafına benim av aradığım gibi bakındı. Vurup kıracak bir şeyler arıyordu. En sonunda duvara bir yumruk attı. Elinin acıdığına ve iz bıraktığına bahse girebilirdim ama o eline aldırmadı bile ve öğretmen sırasını tekmeledi. Masa otuz elli santim kadar ileri gitti. Burnundan soluk alıp veriyordu. İnanın bana hiçbir kızı o kadar sinirli görmemiştim. Gözlerini sonuna kadar açmıştı. Duvara bakarak öylece durdu. Arkası bana dönüktü. Ona yaklaşmaya başladım, tam ona dokunacaktım ki vurduğu, hafifi iz kalmış elini dur anlamında kaldırdı. Zamana ve yalnızlığa ihtiyacı vardı. Fakat ona vereceğim kadar zaman yoktu. Benim bildiğim her şeyi belki daha fazlasını bile, Lider'de biliyordu. Her an onu alıp götürebilirlerdi ve bu da benim sonum olurdu tabi.
Lider'in elbette bir adı vardı, ben bilmiyordum o ayrı. Lider, pek ortalıkta görünmezdi. Bütün işlerini kendisine bağlı olan askerler yapardı. Bu askerler bildiklerimiz gibi değildi. Sadece isim aynıydı. Zera'ları bulup öldürürlerdi. Ve bunlar dünyanın her yerine yayılmışlardı. Şimdide sıradaki Zera, Elizya'ydı. Bir önceki, yani aradığımız Zera Semih dönüşüm aşamasındaydı. Bu yüzden bir yerlerde gömülü olmalıydı ama oradan çıktığı an tekrar girecekti. Onu da bulmalıydım ama önce bu kızı duygusal aşamalarından kurtarmalıydım.
"Bak Elizya, zamana ihtiyacın var biliyorum ama her ihtiyacımız olan olmuyor. Zaman yok maalesef, o yüzden kendine gelsen iyi olur. Hemen şimdi!" bunu söylediğim an neredeyse benim hızımla eş değer bir şekilde bana döndü. Gözleri Safir mavisine dönüşüyordu.
"Ben kendimdeyim asıl sen kendine gel! Bu dediklerinin tümü saçmalık değil mi? Yalancı!" diye beni ittirdi. Sabrım tükenmişti. Kendime hâkim olamayıp vampir hızımla onu duvara yapıştırdım. İki kolundan da tutuyordum. "Beni iyi dinle çünkü bunu bir daha anlatmayacağım. Ben seni kurtarmak için ölümü göze aldım fakat yanlış anlama senden hoşlandığım için değil. Sadece bu kadar masum insanı öldürmelerinden sıkıldığım için! Ve her an seni bulup öldürebilirler. Tabi beni de. İstesen de istemesen de, inansan da inanmasan da, sevsen de sevmesen de bana ihtiyacın var. Duydun mu beni!" Korkmuş bir şekilde başını salladı. O eski isyankâr, öfkeli hali tuzla buz olmuştu. "Umarım duymuşsundur. Bak kendini de beni de öldürtmek istemiyorsan dediklerimi dinleyip uygulasan iyi olur. Anlaştık mı?" Yine başını salladı yüzü ilk tanıştığımız gibi gayet normaldi. Korkularını silmeyi iyi biliyordu. Ya da saklamayı. Hangisi olursa olsun bu yaptığı şeye ihtiyacı olacaktı. Onu bıraktım. Ve arkamı dönüp öğretmen sandalyesinin sırtı onun sırasının önüne gelecek şekilde ters taraftan oturdum. Ve arka minderin üstüne iki kolumu da koyup, çenemi kollarıma dayadım ve buruşan ağızımla "otur" dedim anında sakinlikle yapmıştı. Belki de öğretmen koltuğu insanların sana öğretmenmişsin gibi davranmasına sebep oluyordu. Eğer öyle bir şey varsa şanslıydım.
"Öncelikle ben bir melek değilim. Bunu bil, yirmi yıl önce yedinci katan aşağı düşüp ölüme doğru sürüklendim. Bu arada öğrenmek istersen beyaz ışık diye bir şey yok." histerik bir şekilde güldüm. "Sonra tanımadığım bir adam dibimdeydi hastanede. Gözlerimi açtığımda ilk onu görmüştüm. Sonra onunla yaşamaya başladım. Hastaneden kaçışımız hem eğlenceli hem de korkutucuydu. Camdan atlamıştık ama bu sefer sekizinci kattaydım. İndiğimde ayaklarımın üzerindeydim. Nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ta ki bana... Vampir olduğumu söyleyene kadar." tepkisini ölçtüm. Aşırı derece de normaldi. "Şaşırmadın" dedim şüpheli sesimle. Gözlerimi kısmıştım. Sonra söylediklerine şok olacağımı bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alevdeki Melek (Yasaklı Kanat Serisi-1)
FantasíaYasaklı Kanat Serisinin 1. Kitabıdır. Bir yarı Melek. Yani Zera. Kendinden nefret eden bir kızken, Kara Kanatlar'ın avı olan bir kızın hikâyesi. Vampir Tarikatından ayrılan asi bir Vampir. En yakın arkadaşından bile saklanmayı ba...