Multimedya: Bonnie Tyler- Holding Out For A Hero
Sınıftan çıktığımda yere bakıyordum çünkü az önce ayağımı sırama çarpmıştım. Ve ayağımı düzgün basamıyordum bir türlü. Hayır, ben şunu anlamadım babamın sakar olması çok, çok, çok zor. Annemde öyle biri değildi. Yani bu sakarlık sanırım Kıraç'ın görünmezliği gibi benim yeteneğimdi.
Tam bunu düşünürken önümde bir adet vampir belirdi.
"N'aber?" dedi Kıraç.
"İyiyim, ayağımı, mermere otobüs çarparmış gibi, sıraya çarpmam ve başımın ağrıması dışında." dedim alaycı bir şekilde.
"Bu kadar şakacı olmanı sevdim. Bugün seninle tuhaf bir şey konuşmam lazım." dedi, daha sonra tereddüt ederek, "Aslına bakarsan şimdi konuşsak daha iyi." dedi.
İçimden bir his kötü bir haber diyordu.
"Tamam söyle. İstersen yürüyelim. Kütüphaneye gidecektim. Bir araştırma yapmalıyım sanırım." diyerek yürümeye başladım, o da yanımda yürüyordu. Elleri siyah ceketinin içindeydi. Cekette kuru bir yaprak vardı silkeledim.
"Şey... Elizya sana söylemem gereken şey... Bir kişi hakkında." tereddütle konuşuyordu. Lafı uzatmak istemedim. "Tamam, Kıraç neler oluyor?" diye ona döndüm. Merdivenlerdeki ikinci katla birinci kat arasındaki boşlukta idik. Beni kenara çekti ve etrafına bakındıktan sonra konuşmaya başladı.
"Konu kuzenim Serhat." dedi tereddütle. Bakışları benim dışımda her yerdeydi. İnsanlara bakmıyordu ama.
Bir şey demedim. "Ne olmuş ona?"
"O, seni görmek istiyor." hareketleri ve tavrı farklıydı. Biraz telaşlı ya da panik gibiydi. Gözlerimin içine bakmıyordu. Kıraç bugün çok kötüydü.
Endişeliydi ve bu beni korkutuyordu.
"Bir dakika senin kuzenin..." tamamlamama gerek kalmamıştı.
"Evet, o da benim gibi" dediği an "Bu bir aile geleneği mi! Senden kaç tane daha kuzen var?" bir tanesiyle zaten zor uğraşıyordum, birde ikincisiyle hiç uğraşmazdım.
"Bak üzgünüm Elizya onun gelmesi benim suçum evet ama... Bilmiyorum."
"Ne yapacağız peki?" yine öksürük krizi tutmuştu. Günler geçtikçe kötüleşiyordu ve benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Bunu zorda olsa görmezden gelerek, "Sadece akşam buluşmamız gerek." ben ona tek kaşımı kaldırıp tereddütle bakınca, "Korkma tamam mı? Ben sana bir şey olmasına izin vermem." diyerek saçımı okşadı. İçim ürpermişti. İşi şakaya vurmaya çalıştım, "Bu halinle mi? Şu an gözümde tam bir vampir gibisin. Soluk bir ten, altı morarmış gözler, Zombi gibi yürüyüşler." dedim gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alevdeki Melek (Yasaklı Kanat Serisi-1)
FantasyYasaklı Kanat Serisinin 1. Kitabıdır. Bir yarı Melek. Yani Zera. Kendinden nefret eden bir kızken, Kara Kanatlar'ın avı olan bir kızın hikâyesi. Vampir Tarikatından ayrılan asi bir Vampir. En yakın arkadaşından bile saklanmayı ba...