Gözlerim açık tavanı seyrediyordum. Fosforlu inekler vardı. Gülümsedim.
-Ne kadar sevimli ? Yerim seni.
Öpücük attım. Yataktan indim. Sabahın 8 ydi. Ben ve tatilde 8 de uyanmak ? Ne kadar uyumsuz,nahlet bir uyum değil mi? Aynı portakal ve ,ve. Bir dakika. Hımmm. Portakal ve inek sütünün karışımı gibiydi. Tatsız tutsuzdu. Aslında saat 7 de uyandım ama bir saat boyunca işsiz gibi tavanı seyrettim. Baya uhlevi bir ortam oluşmuştu. Bir ayin müziği eksikti. Telefonum çaldı. Evet telefonum. Bu saatte hangi şizofren arar be? Bu kimin numarası?
-Alo?
-Tülay ! Geri dön!
-Tülay kim la yavşak ?
-Tülay ?
-La kapat !
Telefonu yüzüne kapadım. Telefon şakasıydı. Arkadan gülüyorlardı çünkü. Yalnız olmayan beyinlerine edeyim sabahın 8 inde arıyorlar. İşte bu işsizliktir abi. Saate baktım. 10 a geliyordu. Oha. Zaman geçti. Bir dakika ? Yanımda ki çalar saate baktım. Bunda hala 8. Duvarda ki saate baktım. Çalar saate baktım. Pili bitmiş. Ayağa kalktım. Hadi bugün kahvaltı benden olsun. Evin yeni doğacak veledine ablasından hediye. Aman ne iyi ! Odadan çıkarak merdivenleri indim. Annemler uyuyor olmalıydı. Mutfağa girdim. Çay suyu koyarak kahvaltılıkları bardakları ve tabakları tepsiye koydum. Hepsi üşengeçlik. Tepsiyi kaldıramıyorum orası ayrı. Zor bela içeriye girdim. Masaya yerleştirerek çayı getirdim. Onu kenara koyarak oturup beklemeye başladım. Ne zaman gelecekler ya ? Sandalyelere yattım. Gidip uyandırmak da istemiyordum. Süpriz olsun. Sinirle ayağa kalktım. Yere oturarak sallanmaya başladım. Eskiden rahat koltuk diye bir çizgi dizi vardı. Kız böyle sallanıp dönüyordu. Bir keresinde bacağımı onun gibi açmaya çalıştım. Gece ağrıdan uyuyamamıştım. Meğersem kız esnekçiymiş. Diğer kelimeyi söyleyemiyorum. Geriye doğru yattım. Zaman geçmiyordu. Yuvarlanmaya başladım. Camın dibinde durdum. Doğrulmak için kalktım. Allah seni top etmesin. Ne zamandan beri orada dikiliyorsun Allah aşkına !? İşsiz. Boğazımı temizleyerek bozuntuya vermeden ayağa kalktım. Sandalyeye oturdum. Saate bakarak başımı masaya koydum. 12 olmuştu. Hazırlık desek 11. 1 saattir annemlerin uyanmasını bekliyorum. Ne kadar güzel değil mi? Yere yatarak tavana baktım.
-Niye uyanmıyorsunuz ? Açım ben.
Karnım guruldadı. Yüz üstü döndüm. Ellerimi iki yana açarak ayaklarımı kaldırdım.
-Kule ses ver kule
Karnım guruldadı.
-İnişe geçiyoruz. Viuuuuu.
Karnımdan büyük bir guruldama daha yükseldi. Ellerimi çenemin altına koyarak saate baktım.
-Ulan öldünüz mü? Abu saat kaç !? Yok lan Allah göstermesin. Sonra miras kavgası çıkar.
Yerde yuvarlandım. Merdivenin dibine gelmiştim. Gülerek diğer tarafa yuvarlandım. Masanın kenarına gelince bağdaş kurarak oturdum. Karnım açtı. Elimi karnıma götürerek alt dudağımı sarkıttım. Tavana baktım.
-Açım ben. Lütfen uyanın artık. Midem ciğerimi yemeğe çalışıyor. Lütfen.
Kilit sesi gelince başımı kapıya çevirdim. Annemler di. Tek kaşımı kaldırdım. Ellerinde ki poşetleri kenara koydular. Annem üzerini çıkardı. Bana ve masaya baktı. Babama döndü.
-Bu kim lan ?
Babam kaşlarını büzdü.
-Hakikaten Masal.
Annem yaklaşarak başımı okşadı. Kaşlarımı büzerek başımı çevirdim. Annem de çayı alarak içeriye gitti. Babam masaya oturdu. Çay ısınınca annem de geriye döndü. Babamın yanına oturdu.
-Benim değişik kızım bize kahvaltı mı hazırlamış ?
Annem yanağımdan öptü. Dil çıkardım. Başımı cama çevirdim. Gülümseyerek kolunu cama yasladı. Alnını kolunun üzerine koyarak gülümsedi. Saçlarımı yüzümden çektim. Babam seslendi. Yerden kalktım. Yerime oturdum. Tabağımı doldurdum. Hepsini birden ağzıma tıkarak yemeğe başladım. Yemeğim bitince ayağa kalktım. Çıkacakken ayağımı masanın kenarına vurarak yüz üstü yere düştüm.
-Masal!? Düştün mü?
-Yok. Dedim ki parkeler çok yalnızmış dertlerini dinlemeye geldim. Tabi ki düştüm ! Bu arada parkeler de baya soğuk ha.
-Kalk tahtanın üzerinde durma. Çocuğun olmaz sonra.
Yuvarlanarak ayağa kalktım.
-Çok mutluyum.
Babam yanağımdan öperek kapıya yürüdü. İşe gidiyordu. Masayı topladık. Yukarıya çıkarak üzerime mavi bir etek ve beyaz bir tişört giyindim. Tişörtü eteğin içine sokarak beyaz babetlerimi giyindim. Saçlarımı tarayarak merdivenleri indim. Sezolar gelmişti. Tabi kızlarda. Ayhse de buradaydı. Sandalyeye oturdum. Elimi yanağıma koydum. Annemler müzik açtı. Bazen genç olasıları tutuyor. Çağatay ulusoy un şarkısı başlamıştı. Çok da güzel söylüyordu mübarek. Gülümsedim. Ayaklarımı salladım. Telefonuma indirmem gerekiyor. Telefona indiriyordu. Müzik bitti. Kızlar yanıma yaklaştı. Onlara bakmıyordum. Ayağa kalktım. Yukarıya çıkacakken beni durdurdular. İkisi birden sarıldı. Ağlamaya başladılar. Gözlerim dolmuştu. Başımı cama çevirdim. Ellerimi kızların sırtına koyarak başımı Eslem in omuzuna koydum. Hayvan gibi abanmıştı çünkü. Geriye çekildiler. Özlem yanağımdan peş peşe öptü. Eslem de başını omuzuma koydu. Gülümsedim. Eslem parmağını gamzeme soktu.
-Bunu çok özledim.
Gözlerimi sildim. Özlem başını omuzuma koyarak koluma sarıldı.
-Özür dilerim arkadaşım.
Eslem
-Özür dilerim.
-Bende özür dilerim. Baya küfür etmiş olabilirim. Ama ağzımdan kaçtı yani. Ben tutamadım. Ondan oldu. Eslem yemeği görünce kolumdan çıkarak yere oturdu. Özlem de yanına oturdu. Yemek varsa en duygusal anlar bile bozulabilirdi. Yemek yani bu. Sandalyeye oturdum. Kulaklığı takarak mutlu sonsuzu açtım. Elimi yanağıma koyarak gözlerimi duvara diktim. Sonra Ayhse nin kızlara baktığını gördüm. Buruk bir gülümseme ile bakıyordu. Yanına giderek oturdum.
-Bacağına yatayım mı?
Bana döndü. Kocaman gülümsedi. Başını salladı. Gözleri dolmuştu. Bacağına yattım. Saçlarımı okşamaya başladı. Gülümsedim. Zeyzey merakla
-Kız Ayşe ne oldu ? Çeşmeleri açtın ?
Sezo elini omuzuna koydu.
-Ne oldu kız hakkaten ? Anlat kız dinleriz. Kimseye söz çıkmaz buradan.
-Ondan değil komşum.
Yutkundu.
-Zamanın da bir kızım vardı. Demir den 10 yaş küçüktü. Demir o zamanlar 13 yaşında. Arabada gidiyorduk. Kaza oldu. Kızım gözlerimin önünde yandı. Başka da çocuğum olmadı. İçim de hep bir boşluk kaldı. Kızımın saçları ile oynamak onu giydirmek.
Annem gözlerini sildi. Dikleştim. Kızlar da gelmişti. Ayşe teyzenin boynuna sarıldık.
-Biz senin kızın oluruz ayşe teyzem.
Gülümsedi. Gözlerini silerek yanağından öptüm. Başımı omuzuna koyarak koluna sarıldım.
-Ben senin kızın olurum...