Odama birden dalan kızlarla yere düşerek uyandım.
-Ne oluyor be !?
Özlem göz devirdi.
-Yankılar parkta bekliyor.
Gözlerimi Eslem e çevirdim. Daha sonra Özlem e döndüm.
-Ne yapmam gerekiyor ?
Eslem çıldırarak
-Dün konuştuk ya ! Çay içmeye gidecektik !
-Öyle mi oldu ? Neyse tamam.
Kalkarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayarak odaya geçtim. Bordo bir pantolon giyinerek siyah üzerinde anlamsız bir şekilde duran tweety li kazağımı geçirdim. Saçlarımı yandan tutturarak parfüm sıktım. Çoraplarımı giyinerek odadan çıkarak hızla merdivenleri indim. Ağzıma ekmek tıkarak zor bela yuttum. Dişlerimi fırçaladım. Montumu beremi ve botlarımı takarak evden çıktım. Kızlar kapının önünde bekliyordu. Bankta oturan çocukların yanına doğru yürüsün. Bizi görünce ayağa kalktılar. Soğukların kralı Demir bey yine iş başındaydı. Can ı kaynar su ile tehdit ettiğim için bir ara özür dilemem gerekiyor. Ya da dilemeyeceğim bana ne. Hak etti. Evlerini yeniden yapımına yardım etmemize rağmen çok sıkı fıkı olmamıştık. Bizi çaya davet etmişlerdi. Yankı ne kadar araba ile gitmeyi teklif etse de ben ve Eslem kaçırılma korkusu yüzünden kabul etmemiştik. Demir le yan yana yürüyorduk. Bak hoşnut değildim açıkçası. Pek fazla sıcak kanlı değildi. Eslem sessizliği bozmak adına
-Nerelisiniz ?
C- Istanbulluyuz.
Daha cevap gelmedi. Özlem araya girdi.
-3 ünüz de kardeş misiniz?
Yankı başını iki yana sallayarak
-Hayır. Ben amcamın Can ise dayısının yanına geldi.
Eslem kaşlarını kaldırdı.
-Tatil için mi geldiniz ? Gidecek misiniz?
Yüzünü düşürmüş ve kırgınlıkla sormuştu. Gözlerimi açarak ona annelerin uyarıcı bakışından attım. Eliyle ağzına fermuar çekti. Önüne döndü. Yankı devam etti.
-Buraya okumak için geldik. Ailemiz yurt dışında. Arada bir geliyorlar. Biz de gitmek istemedik açıkçası. İyi ki de gitmemişiz. Sizi tanıma fırsatı bulduk.
İltifatlar hafiften yavşamalar. Tek kaşımı kaldırdım. Ellerimi ceplerime soktum. Yavşak.
-Bu iltifatların sebebi nedir Yankı bey ?
-Her bayan iltifatı hak eder.
Duymayacağı şekilde mırıldandım.
-He götüm. Bende yedim. Kızlara yavşıyorum demiyor da.
Demir den hafif bir kıkırtı gelince yan gözle ona baktım. Manyak la bu. Neyse. Eslem ve Özlem kendi aralarında konuşuyordu. Siteden çıkmak üzereydik. Hamdi abiye selam verdim. Çıktık. Biraz daha ilerledik. Karşıdan Leyla ve tipi tip tayfası geliyordu. Kaşlarımı çattım. Bizi görünce sinsice gülümsedi. Elini çocuklara uzattı. Çocuklar da bunun ne mal olduğunu bilmediği için kibarlık niyetine elini sıkmışlardı. Demir in elini sıkmaması beni şaşırtsa da bozuntuya vermedim. Yanda ki dükkana döndüm. Halit amca nın dükkanıydı. Hediyelik eşyalar satırdı. Severdim. Küçük şirin bir yerdi. Allah bereketini artırsın baya da iş yapardı. Eslem birden atarlı bir şekilde.
-Nazlı o kaşını gözünü fazla oynatma göz kapağını kaşına dikerim senin. Çöp konteynırına dönüp bebek bezi yemek istemiyorsan rahat dur. Burnunu gözüne çıkarırım. Özlem elini Eslem in göğsüne koyarak sakinleştirdi. Leyla bana dönerek elini saçıma doğru attı.
-Masal gibi uysal olun. Bak ne güzel kendine gelmiş.
Elini tutarak bileğini sıktım.
-Elini bir daha bana uzatırsan en müsaitsiz yerlerine bizzat sokarım. Uza.
Sesim olduğundan sert ve soğuk çıkmıştı. Soğuk savaş rüzgarları esiyordu. Ya da cidden benim kıçım üşüyordu. Konumuz şu an bu değil. Ya da bu. Önemli. Bir şey demeden yürümeye başladılar elini ona doğru iterek bıraktım. Yanımdan geçerken yüzüme baktı. Ellerimi cebime soktum. Eslem Özleme bağırdı.
-Ulan şu kavga varken beni tutma daha fazla ayar oluyorum lan !
Eslem i yanıma çekerek koluna girdim.
-Sakin kardeş. Elbet seni de bırakacağız. Merak etme. Her acının bir de güzelliği vardır unutma. Özlem tutmasa milletin yüzünde dikişlik yaralar açacaksın.
Ö-Bu kadar sakin olmana şaşırdım Masal.
-Sadece sabır kızlar. Dün parkta ne konuştuysak o.
Can konuyu değiştirmek adına.
-İşte geldik.
İçeriye girerek boş bir masaya oturduk. Beremi çıkararak cebime koydum. Çay siparişini verdiler. Çaylar gelince şeker atıp yavaşça karıştırdım. Kaşığı tabağın kenarına koyarak çaydan küçük bir yudum aldım. İçimi ısıtmıştı. Soğuklar kralı Demir bey
-Arada ki problem ne ?
Konuşmak istemiyordum. Özlem sıkıntılı bir nefes verdi. Eslem konuşmaya başladı.
-Özlem izin verirse anlatırım.
Özlem başını salladı. Eskisi gibi çekinmiyordu. Eslem başını salladı.
-Özlem lisenin başlarında bir çocuğa aşık olmuştu. Çocuk afedersiniz ama orospu kaşarın temiydi. Sarışın bir kız vardı. Görmüşsünüzdür. Çisil. Çocuğu ayarttı. Özlem ile çıktığını biliyordu. Bizim kız da bunu öğrenince deliye döndü. Bizden habersiz bunu dövmeye gitmiş. Tabi bu sırada Leylalar da Çisil in yanındaymış. Özlem i baya hırpalamışlar.
Sinirlerim halay çekmeye başlamıştı. Kaşlarımı sonuna kadar çatarak çay kaşığını çayın içine sokarak yavaşça dibinde kalan şekerleri ezmeye çalıştım. Eslem devam etti.
-Biz de yine çocukla buluşmaya gittiğini zannettik. Masalla benim evde oturuyorduk. Zil çaldı. Neyse Masal gitti kapıyı açmaya. Özlem kanlar içinde Masal 'ın kucağına yığıldı. Apar topar hastaneye kaldırdık.
Derin bir nefes verdim. Gözlerimi cama çevirdim. Köşede Tayfunlarla konuşuyorlardı.
- Peki ya sonra ? Çocuğa ne oldu.
Eslem bana döndü. Gözlerimi ona çevirdim. Geriye yaslanarak çaydan yudum aldım.
-Masal çocukta 8 dikişlik yara açtı. Çocuk 4 ay boyunca hastanede kaldı. Daha sonra Masal bunu yine dövdü. Bu sefer başka şehire taşındı.
Ne güzel yapmışım. Anlatınca kulağa bir hoş geliyordu.
Yankının sesi biraz çatallı gibi çıkmıştı.
-Özlem e ne oldu ?
-Biz hastanedeydik işte. Masal apar topar çıkmıştı. İşte sonra dan öğrendik ki hem çocuğu hastanelik etmiş hem de kızları. Baya hırpalamış yani. Karakola kadar taşındı olay.
Eliyle başının üst kısmında saçlarının arasını gösterdi.
-Leyla ya demirle epey bir vurmuş. Burasında iz var zaten. Çisil in burnunu kırmış. Dişlerinden birini de kırmış. Kız estetik ameliyatı oldu. Nazlı nın da elinin içine koca bir çizik atıp yüzüne baya vurmuş. Arada ne oldu ne olmadı bilmiyoruz Masal da anlatmadı. Masal hastaneye geri geldiğin de kollarından kanlar süzülüyordu. Sonra polisler felan geldi. İfadeler felan verildi. Polis ifadeleri okurken bile inanmadı.
Çayı fondip yaparak ayağa kalktım.
-Bize müsaade. Hadi.
Konuşmaları bitmezdi. Altın gününe dönmüştü. Eslem ve Özlem ayaklandı. Can itiraz etti
-Ne güzel konuşuyorduk işte.
Eslem telefonunu cebine soktu. Beremi başıma taktım. Köşe başına döndüm.
E- Sadece çay içmek için anlaşmıştık. Çaylar bitti sohbet bitti. Neyse hadi eyvAllah.
Kafeden çıktım. Kollarımı yukarıya sıyırdım. Gidip dövecektim hepsini. Eslem ve Özlem beni tutarak geriye çekti. Derin bir nefes verdim. Özlem sessizce ağlamaya başlamıştı. Kolumu omuzuna atarak kendime çektim.
-Yeter be Özlemim. Her seferinde ağlamaya değen şeyler mi bunlar ?
-Ben sadece size verdikleri zararlar için ağlıyorum. Yaz ayında kapşonlu hırka ile dolanıyordun. Her pansuman yapıldığın da canının acısı yüzünden baygınlık geçiriyordun. Hepsi benim yüzümden di.
-Deme öyle. Yine olsa yine yaparım. Ağlama yeter.
Eslem koluma girdi.
-Bizim için onca şey yaşadın. İyi ki varsın. Siteye girdik. Eslem bize döndü.
-Az bize gelsenize ya. Uzun zamandır gelmiyorsunuz.
-İyi.
Eslem zile abandı. Zeyzey kapıyı açtı.
-Hoşgeldiniz kız. Kaynananız da seviyormuş. Kısır yaptım.
Özlem gülerek
-Kız senin o kısır diyen ağzını dilini yerim. Ne güzel şeyler konuşuyorlar öyle. ?...