-Tuğçe hamile.
Güldüm.
-Dalga mı geçiyorsun sen benimle ?
-Valla hiç dalga geçecek havamda değilim.
-Sempatik ve komik değilsin. Nerdesiniz ?
-Tuğçe seninle konuşmaya geliyormuş zaten.
-Tam da adamına geliyor! Çok da anlayışlı havamdayım ya.
-Masal.
-Peki kimden belli mi?
-Mustafa. Kızla konuş aldırmayı düşünüyor.
Kapının yanında ki camdan gelen arabayı gördüm
-Gördüm tamam. Haber veririm.
Telefonu cebime soktum. Paltomu giyindim. Ayakkabılarımı giyinerek evden çıktım. Hızla oraya yürüdüm. Tuğçe arabadan indi. Ağlamaya başladı. Taksi gitti. Bana doğru koştu. Birden sarıldı. Elimi sırtına koydum. Geriye çekildi. Yüzünü sildim. Telefon çaldı. Demet ti. Elimle bir dakika yaparak kapıyı çaldım. Annem açınca içeriye girerek arabanın anahtarını aldım. Evden çıktım.
-Ne var Demet ?
-Lan sen nasıl sakinsin !
-Bağırma lan bana.
Arabanın kapılarını açtım. Tuğçe bindi. Arabaya yürüdüm. Binecekken Özlem kolumu tuttu. Küfür eden Demet ağlayan bir adet Tuğçe ve konuşmak isteyen kızlar. Daha iyi olabilir miydi.
-Demet sus.
-Ne sus lan ne !?
Telefonu arabanın kapı yerine sertçe geçirdim. Yamuldu. Kızlara döndüm.
-Daha önemli işlerim var.
Kapıyı açarak bindim. Kapıyı kapattım. Çalıştırarak gaza bastım. Torpidoyu açarak diğer telefonu çıkardım. Kırmızı ışıkta durunca kartı ve hafıza kartını takarak telefonu açtım. Tuğçe ye döndüm.
-Kafeye gidelim mi?
Yeşil yandı.
-Çocuklar bizi Utkuların evinde bekliyor.
-Tamam.
Arabanın yönünü değiştirdim. Tuğçe sessizleşmişti. Hala ağlıyordu. Elimi koluna koydum. Bana döndü.
-Yeter ağlama. Çocuğa zarar vereceksin.
Başını salladı. Çocuklar bizi takip ediyordu. Spor moduna aldım. Hızı artırdım. Evine gelince direk arabayı park ederek indim. Tuğçe indi. Eve doğru yürüdük. Kapı birden açıldı. Demetler dışarıya çıktı.
D-Nasıl bir sürtüksün lan sen !?
-Demet.
Bana döndü.
-Ne var ne !? İsmimi mi ezberliyorsun ?
Yakalarından tutarak kendime çektim.
-Demet ya sakin olursun ya da hastanenin yolunu tutarsın.
Onu bıraktım. Tuğçe arkama saklanmıştı.
-Bir de onu mu savunuyorsun?!
-Savunmuyorum ama bu da senin eline bırakacağım anlamına gelmez !
Utku araya girdi. Mustafa Tuğçe ye sarılmıştı. Mustafa ya döndüm.
-Sakin bir yere götür. Bir şey olmasın.
Başını salladı. Arabaya bindiler. Evden çıkarak gittiler. Arabaya yaslandım. Demet sakinleşmişti. Ellerimi ceplerime soktum. Enes sıkıntılı bir nefes verdi.
-Büyük ihtimalle Tuğçe aldıracakmış.
-Neden ?
Utku yanıma yaslanarak kollarını çaprazladı.
-Mustafa nın ailesi istemiyor. Tuğçe nin ailesi öğrenirse reddederler. Bu işi Tuğçe nin ailesi duymadan halletmemiz gerekiyor.
Tokayı başımdan çıkararak ellerimi yüzüme kapadım. Saçımı geriye attım.
-Tuğçe nin bu çocuğu aldırmamalı.
Buse karşı çıktı.
-Aldırması en iyisi olacaktır.
-Sen kendi çocuğunu aldırırsın o zaman. O kıza dokunan olursa karşısında beni bulur.
Cebimden sigara çıkararak yaktım. Ara sıra içtiğimi biliyorlardı. Derin bir nefes çekerek elimi belime koydum. Dumanı üfledim.
-Utku yanına üç sırık daha al. Benimle gelin. Siz de burada bekleyin. Gelince konuşuruz.
Arabaya bindik. Arabayı çalıştırdım. Geriye çıkardım. Enes, Okan ve Tarık arkada oturuyordu. Utku da ön koltukta oturuyordu. Bahçeden çıkarak gaza yüklendim.
-Ne yapacağız ?
-Mustafanın babasına ufak bir ziyarette bulunacağız.
Yine takibe girmişlerdi. Telefon çaldı. Tuğçe arıyordu.
-Efendim ?
-Masal lütfen gelip beni al.
-Nerdesin ?
-Mustafanın evindeyiz.
Arkadan bağırışma sesi geliyordu.
-Babası evde mi?
-Evet.
-Geliyoruz.
Telefonu kapattım.
U-Ne olmuş ?
-Kavga çıkmış.
Spor moduna aldım. Araba baya hızlandı. Eve gelince arabayı park ederek indim. Çocuklar da peşime indi. Eve yürüdük. Kapıyı çaldım. Tuğçe kapıyı açar açmaz üzerime atladı. Elimi sırtına koydum. Tarığa döndüm. Tuğçe yi alarak evden çıktı. Onlar Utku nun evine gidecekti. Mustafa ya döndüm. Kaşımla sende yaptım. Evden çıktı. Enes kapıyı kapadı.
-Hülya hanım ve Remzi bey. Şimdi sizinle ufak ve önemli bir konuyu konuşacağız. Siz de kabul edeceksiniz. Yoksa babamla birlikte geri dönerim.
Babam onların ihalesini almıştı. Başını salladı. Koltuğa oturdu. Koltuğa oturduk.
-Lafı dolandırmayı sevmem. Direk konuya gireceğim. Mustafa ile Tuğçe nin birlikte olmasına izin vereceksiniz. Başka uçarı kaçarı yok.
Hülya hanım
-Ailesi baksın
Utku araya girdi.
-Çocuk Mustafanın da çocuğu ! Sizin torununuz !
Hülya hanım bağırdı.
-Bize mi sordu !?
Ayağa kalkarak bağırdım.
-Sen Mustafayı yaparken ailene mi sordun !?
Biraz sapıtmıştım kabul. Sustu.
-Ya o kızı kabullenirsiniz ya kabullenirsiniz. O bebeğe veya o kıza bir şey olursa bu evi birbirine sokarım.
Çocuklar kalktı. Okan kısa bir bakış attı. Evden çıktık. Arabanın kilidini açtım. Arabaya bindik. Çalıştırarak evin bahçesinden çıktım.
E- Yaza düğünümüz var.
Ona baktım. Utku nun evine geldik. Arabadan indik. Evde çığlık sesleri geliyordu. Koştum içeriye girdik. Tuğçe ve Mustafa çığlık atıyordu. Tuğçe yi anladım da Mustafa ? Bize döndüler. Mustafa yaklaştı. Birden sarıldı.
-Sağolun lan. İzin verdiler.
Utku ile yumruk tokuşturduk. Tuğçe sarıldı. Elimi sırtına koydum. Geriye çekildi.
-Çok teşekkür ederim. Hepinize.
-Sen o çocuğa sahip çıkmaya bak. Ne olursa olsun o senin bebeğin. Bir şey olursa yine üzülecek olan sensin. Bunu unutma.
Başını salladı. Evden çıkacakken Utku durdurdu.
-Otursaydın biraz. ?
-Gitmem lazım.
Başını salladı. Evden çıkarak arabaya yürüdüm. Geriye çıkarak eve doğru sürdüm. Artık takip etmiyorlardı. Hava iyiden iyiye kararmıştı. Arabayı evin önüne park ettim. İnerek Eslem in evine yürüdüm. Kapı aralıktı.
-Demir lütfen inan !
İçeriye girdim. Bu o sümsüğün sesiydi. Bana döndüler. Üzerime hamle yaptı.
-Hepsi senin yüzünden. Çocuğum senin yüzünden babasız kalacak !
Vuracakken bileğini tutarak sıktım. Elimi boğazına atarak duvara yapıştırdım.
-Bana bak lan. Ne sen , ne o karnında ki ne de o piç umrumda bile değil duyuyor musun!?
Kızlar ufak bir çığlık attı. Geriye döndüm. Demir yere oturmuştu. Başımda parçalanan vazo ile nevrim döndü. Sendeledim. Düşecekken koltuğa tutundum. Kızlar yanıma gelecekken durdurdum. Dikleşerek yanağıma akan kanı sildim. Kızlara döndüm.
-Size sürtük ile iyi eğlenceler.
Evden çıkarak kapıyı sertçe çektim. Arabaya yürüyerek bindim. Esra ya ihtiyacım vardı. Eve gelince arabayı durdurarak indim. Kapıyı çaldım. Yengem kapıyı açtı. Elini ağzına kapadı. İçeriye girdim. Üzerimi çıkararak direk merdivenlere yöneldim. Hızla çıkarak Esra nın odasına girdim. Koray ile görüntülü konuşuyordu. Koray 'ın gözü yüzüme kaydı.
-Masal ne old-
Bilgisayarın kapağını kapattım. Esra ayağa kalkınca direk ona sarıldım...Günaydın. ! Sabahın 7 sinde neden böyle bir şey yapıp da bölümü yayımladım bilmiyorum ama açığı kapatmamız gerekiyordu. Neyse umarım beğenirsiniz 😁