Umut habire ağlıyordu. Annem onu demirlerin önüne oturmuştu. Parmaklıkları tutarak ağlamaya başladı. Birden ayağa kalktım. Dört dönüyordum. Bayanlar olarak aynı nezarete koyulmuştuk. Leyla parmaklığın önünde durmuştu.
-Yalvar lan. Şikayetimi geriye alayım.
Güldüm.
-Beni bir şikayet ile tehdit edemezsin. Esra yı kaçırdığını bir söylersem seni varya buraya almazlar direk büyük yere gönderirler.
-Burnumu kırmışsın ! Senin yüzünden 5. Defa estetik olacağım.
-Ay ne kadar a üzüldüm. İyi mi biraz olsun adama benzersin.
Eslem kapak yaptı.
-Defolup gitmen için 5 saniyen var. Yoksa ben oraya geleceğim senin kafanı demirlere vuracağım.
Sinirle soludu. Çıkarken Barış girdi. Yanında bizim avukat vardı. Polis geldi.
-Masal Yazıcı sorguya.
Kelepçeler vardı elinde. Bileklerime geçirdi. Leyla ya vurduğum için beni böyle alıyorlardı. Nezarethaneden çıktım. Barış bana döndü.
-Pişman olduğunu söylersen bir şey olmayacak.
-Asla. Bu zamana kadar pişman olacağım hiç bir şey yapmadım.
-İnadından vazgeç.
Leyla ya döndüm.
-Dua et de beni hapse atsınlar.
Çıktık. Sorgu odasına geçtik. Oturdum. Polis karşıma oturdu.
-Esra Güneş i tanıyor musun ?
-Evet kuzenim.
-Bize kaçırıldığı günden bahsetti. O gün sen de bir ihbarda bulunmuşsun. Zorla tutuluyorum diye.
-Doğrudur. Beni eve kilitlediler.
Başını salladı.
-Bunu kanıtlayacak bir delilin var mı?
-O bölgede 8 tane mobese var. Hepsinin bakış acısı da evi görüyor.
-Esra şikayetçi oldu.
-Bende şikayetçi olacağım. Ayrıca o gün kuzenimi almaya gittiğim de beni kolumdan yaraladılar.
-Peki. Soruşturma başlatılacak. Bu arada serbestsin.
-Neden ?
-Seni kışkırtmış. Herkes aynı ifadeyi verdi. Hatta bir tanesi küfür bile etti.
Yüzde yüz Eslem. Gülümsedim. Ayağa kalktım. Kelepçeleri çözdüler. Odadan çıktım. Yüzüm de pis bir sırıtış belirdi. Esra müdürün odasından çıkıyordu. Benim gibi gülümsedi. El sıkıştık. Avukat işlemleri hallediyordu. Nezarethanelerin bulunduğu odaya girdik. Umut u kucağıma aldım. Avukat 'ın gelmesini bekliyorduk. Leyla hışımla içeriye girdi. Umut u Esra nın kucağına verdim. Ceketin kollarını sıyırdım. Karşısına dikildim. Başını hafifçe kaldırdı.
-Pişman olacaksın !
Üzerime saldıracakken arkadan polis ellerini tutarak kelepçeledi. Onu nezarete attı. Çisil ve Nazlı da peşine içeriye girdi. Güldüm. 3 üde bana ve Esra ya baktı. Çisil bağırdı.
-Geberteceğim seni sürtük !
Esra ya döndüm. Esra güldü. Önüme döndüm.
-İsmini değiştirdiğini bilmiyordum. Kendi adınla bana hitap edemezsin.
Nazlı biraz daha ılımlı bir şekilde
-Bunu neden yaptın ?
-Ben değil siz yaptınız. Siz havladınız ama ısırmadınız. Ben ise sizi parçaladım. İşte bu yüzden ben burada siz 3 ünüz oradasınız.
Leyla dişlerini sıktı.
-Hiç bir şeyi ispatlayamazsın.
-Leyla leyla leyla. Sen benim ne kadar ileri görüşlü olduğumu bilirsin. O kamera kayıtlarının 10 farklı kopyası elimde. Ayrıca telefon kayıtları var. Koluma açtığınız yaranın kaydıda duruyor.
C- Onca zamandır ben bu kızla yan yana oturuyorum. Bundan sonra bu kıza bulaşmayacağım. Bu çok manyak lan. Bir de bunu sinirlendirdiğini düşünsene. Bir kız felan. Ooov yer lan bu onu.
Avukat içeriye girdi. Bana döndü.
-Problem var. Onları çıkaramıyorum.
-Nasıl çıkaramıyorsun ?
-Biri şikayette bulunmuş.
-Kim ?
-Bilmiyorum.
-Ben hallederim.
-Tamam.
Esra ya döndüm
-Sen Umut la sizin eve git. Dayımlara bir şey belli etme. Şimdi ortalık birbirine girmesin.
-Merak etme sen kuzen.
Çıktı. Anneme döndüm. Başını salladı. Güven verici bir gülümseme gönderdim. Odadan çıkarak yürümeye başladım. Rasim abi de gelmişti. Ayağa kalktı.
-Çıkamıyorlarmış.
-Biri şikayette bulunmuş. Onu öğrenmeye gideceğim şimdi. Nasıl bir ifade verdiyse.
-Ben kayıtlara bakıyorum.
Başımı salladım. Görevli polisin yanına yürüdüm. Şikayet ile ilgili bilgi alarak ayağa kalktım. Şerefsiz kimse annemler hakkında sürekli rahatsız ediyorlar demiş. Karakoldan çıktım. Aklıma biri geliyordu. Bunu yapsa yapsa Yiğit in annesi yapardı. Gıcık bir kadındı. Rasim abi benim arabayı getirtmişti. Arabaya binmeden bana yaklaştı. Elinde ki kağıdı uzattı. Oydu. Yanında Yiğit ve babası da vardı. Hepsi de ifade vermiş olmalıydı. Ona döndüm.
-Hepsi ifade vermiş mi?
-Vermiş.
Derin bir nefes vererek arabaya bindim. Çalıştırdım. Bahçeden çıkarak gaza bastım. Telefonum çaldı. Esraydı.
-Kuzen kim yapmış ?
-Yiğit in kendisi ve ailesi.
-Oha. Hiç beklemezdim. Vay şerro.
-Umut nasıl ?
-İyi annem şimdi yemeğini yedirdi. Aşağıda oynuyorlar.
-Tamam kuzen.
-Ben seni 1 saat sonra yine ararım
-Tamam.
Telefonu kapadım. Siteye girince evlerinin önünde durdum. Rasim abiler arkadaydı. Kapıya yaklaştım. Sertçe vurdum. Kapı açıldı. Yiğit in yüzüne yumruğumu geçirdim. Jale çığlık atmıştı. Birol a döndüm.
-İfadeyi geri alırsınız alırsınız yoksa bu çocuğun çocuğu olmayacak kıvama gelene kadar döverim.
Yiğit yerden kalkacakken yüzüne tekme savurdum.
-Bu pezevengi de hiç sevmezdim. Hadi ! Başlarını salladılar.
-Eğer sonradan gaza gelir de yeniden şikayet edecek olursanız sizi bulurum dünyayı başınıza yıkarım. Yürüyün lan !
Evden çıktılar. Yiğit in dudağı patlamıştı. Ayrıca kaşı yarılmıştı. Arabama bindim. Önden siteden çıktım. Peşimden geliyorlardı. Karakola geldik. Arabadan indiler. Önden karakola girdiler. Bende biraz bekleyerek peşlerinden içeriye girdim. Onlara baktım. Bana kısa bir bakış attılar. Odaya girdim. Merdivenleri inerek yürüdüm. Parmaklıkların önüne geldim. Annem yaklaştı.
-Ne oldu. ?
-İfade veriyorlar.
Başını salladı. Ellerimi uzatarak ellerimi yanaklarına koydum.
-Merak etme çıkaracağım seni.
Gülümsedi. Rasim abi kapıyı açtı. Kaşları çatıktı.
-İfadeyi yanlış vermişler yine.
Ellerimi geriye çektim.
-Depoya götüreyim mi?
Polis yoktu. Başımı salladım. Babam seslendi.
-Rasim! Yapma !
Geriye döndüm. Merdivenleri çıktım. Karakoldan çıktım. Arabanın orada bekliyorlardı.
-Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz lan ? Tehdidimi alaya mı aldınız ? Ha ? Rasim abi al şu ibneyi. Sadece şunu al.
Onlara döndüm.
-Akşam kapının önünde çüksüz bir şekilde bulursunuz artık.
Geriye döndüm. Yürüyecekken Jale kolumu tuttu...