Demir in nefesi yüzüme vuruyordu. Gözlerimi hafifçe araladım. Gözleri açık bana bakıyordu. Gözleri kızarıktı.
-Muhteşemliğim gözlerini yaşarttı herhalde ?
Beni kendine doğru çekti.
-Seni seviyorum.
-Karakanların kaynadı birden ?
-Benim kanım hep sana kaynıyordu.
Başımı hafifçe kaldırarak ona baktım.
-Bugün çok romantiksin. İğrenç.
Güldü. Dönerek beni altta bıraktı.
-Seni içime sokasım geliyor.
Gözlerimi ovaladım.
-Dur şu an şaşırıyorum.
-Niye ?
-Iki gün önce bana laf atan şu anda iltifat ediyor da o yüzden.
Dudaklarını yanağıma sürdü.
-Ben sana hep iltifat ediyorum.
-Bir de ponçiğim de gidip jilet atayım kendime
-O ne lan öyle ? Köpek sever gibi ?
-Ne kadar ayıp.? Ponçik şey seni.
Parmağımı burnuna dokundurdum. Yüzünü ekşitti. Kendini iyice üzerime bıraktı. Güldüm.
-Yıggılma ponçik
Ses vermiyordu.
-Demir. Eziliyorum.
Ağırlığı daha da üzerime düşmüştü.
-Demir.
Başımı aynaya çevirdim. Gözleri kapalıydı. Kendinde değildi. Demir e baktım.
-Demir. Uyan. Demir !
Bir anlık güçle onu üzerimden çekerek yatağa yatırdım. Elimi yanağına hafifçe vurdum.
-Demir. Uyan. Demir !
Bardakta ki suyu alarak yüzüne döktüm. Birden gözlerini açtı. Öksürdü. Bana baktı.
-Ne oldu ?
-Bilmiyorum.
Birden boynuna sarıldım. Ellerini sırtıma koydu. Boynundan öptüm. Alnımı bastırdım. Saçlarımı okşadı.
-Masal
Başımı geriye çekerek ona baktım. Gülümsedi. Kaşlarımı büzdüm. Dudağımdan öperek geriye çekildi.
-Masal
-Ne ?
Beni çevirerek ellerimi başımın iki yanında sabitledi. Bu haller hayra alamet değil. Burnunu burnuma sürdü. Dudağıma minik öpücükler kondurdu.
-Kahvaltıdan önce enerji harcayalım mı?
-Koşuya mı gideceğiz ? Ben spor yapmıyorum ama ha
Kaşlarını kaldırdı.
-Spor değil.
Ne diyor lan bu ? Gözlerimi gözlerine çıkardı. Yiyecek gibi bakıyordu. Yutkundum.
-Demir
-Söyle ay parçam.
-Şey.
-Ney ?
Telefon çaldı.
-Telefon çalıyor. Duymuyor musun? Ne kadar ayıp ? Arayan bekletilir mi?
Uzanarak telefonunu aldı. Kaçacak bir yerim yoktu. Başını boynuma gömdü.
-Anne hiç müsait değiliz
Oha. Omuzuna vurdum.
-Uyuyoruz.
Başını hafifçe kaldırarak gözlerini bana dikti. Gülümsedi. Elimi yanağına koydum. Elini elimin üzerine koydu.
-Sonra.
Telefonu kapatarak bir yere savurdu. Dikleşti. Dudaklarımdan öptü. Gözlerimi kapadım. Onu kaybetmek istemiyordum. Dudaklarını çekerek alnını alnıma bastırdı.
-Demir seni seviyorum.
-Benim kadar çok mu ?
Gözlerine baktım. Belki hayatımın en anlamsız belki hayatımın en sapık bir cümlesi ile
-Çocuk isteyecek kadar.
Bir kadın için bu önemliydi. Gözleri daha da karardı. Dudağımdan öptü. Depresyona gircem. He he. Kafa yaptı.
🕛🕐🕑🕒🕧
Demir saçlarımı okşadı. Mısırı ağzıma tıktım. Yağlı ellerimi eline sürdüm. Elini mısırıma uzattı. Ona baktım.
-Sen hayırdır ?
-Ne ?
-Senin kendine ait mısırın var
-Seninki daha tatlı geldi.
-Mısır tatlı mı oluyormuş ?
Ağzına attı. Başını salladı.
-Oluyormuş.
-Hani ya ?
Ağzıma attım.
-Tuzlu bu.
Omuz silkti. Benim mısırım dan yedi. Önüme döndüm.
-Bence bu kız oğlanı sevmiyor
-Sevmese niye yanında dursun?
-Adam zengin. Yaşlı. Bende olsam bende dururdum. Sonuçta onu gömüp mirasını alabilir.
-O adam senin için sadece dede olabilir.
-Belki ben dede seviyorum ?
İş iğrenç bir hal alıyordu.
-Erken ölür.
-Ölecek zaten. Erkeni geçi mi var bu işin?
-Kalp krizi veya tansiyondan değil de kurşunla ölür
-Sen mi duracaksın yanında ? Yoksa ? Hih ! Ne kadar ayıp.
-Masal şoktasın hala herhalde. ?
-Ne şoku ? Ne tarafta ? Bu hafta tencere seti geliyormuş.
Güldü. Başımdan öptü.
-Umarım ilktir diye. Yoksa bu böyle çok zor olacak.
-Ne zor? Hoşuna mı gidiyo ? Beni deli ediyo , sevdiğini korkmadan söyle bana.
Başımı omuzuna yatırdı
-Masal
-Hm?
-Yatmaya gidelim mi?
-Saat 9.
-Olsun. Hadi.
-İyi. Kalk.
-Erken gel. Üşürüm sonra.
-Ha ?
Merdivenleri çıktı. Televizyonu kapadım. Banyoya girerek ellerimi yıkadım. Merdivenleri çıkarken ışıkları kapadım. Odanın ışığı yanıyordu. İçeriye girdim. Demir yorganı göğsüne kadar çekmişti. Dirseğini yatağa koyarak bana baktı. Elini yatağa vurdu.
-Gözlerim yollarda kaldı.
Pijamaları alarak banyoya girdim. Üzerimi değişerek odaya geçtim. Yatağa uzanmamla elini belime attı. Beni kendine çekerek burnunu saçlarıma daldırdı.
-Babamın niye annemsiz uyuyamadığı anlaşıldı.
Demire baktım.
-Niye ?
-Çünkü
Beni iyice kendine çekerek kollarının arasına hapsetti.
-Sevdiğinin kokusunu her daim hissetmek huzur veriyor.
Alnımı yanağına koydum. Gülümsedim.
-Sıtkı dan başka biri ile uyumak daha güzel. Hele ki senle
Yanağımı okşadı. Başımı ona doğru kaldırdım.
-İyi ki ömrümsün
-İyi ki hayatımsın.
-Demir seninle bir şarkı seçelim mi?
-Seçelim.
Telefonumu aldım. Radyoya girdim.
-Bakalım kim gelecek ?
Başımdan öptü. Tuşa bastım. Tanımadığım bir müzikti.
-Gün olur beni unutursan , başkalarında. Sende böyle düşününce üşüyor musun ?
Çok güzeldi.
-Bu bizim.
-Bizim.
Şarkının sözlerini internete yazdım. Sancağın şarkısıydı. Telefona indirdim. Başımı Demirin çenesinin altına koydum. Göğsünden öptüm. Müzik çok iyi gidiyordu. Gözlerim dolmuştu hatta. Elimi Demir in omuzuna koydum. Elini yanağıma koydu.
-Seni seviyorum.
- Seni çok seviyorum.
Müziğin sonlarına gelmiştik. Eli boynuma düştü. Başımı kaldırdım. Yine aynı şey olmuştu. Birden kalktım.
-Demir !
Yanağının altında ki kanı farketmemle telefona davranmam bir oldu. Ambulansı aradım. Demir in başını öpüyordum. Kalkarak kıyafet hazırladım. Ambulansa adresi vererek üzerimi değiştirdim. Dolabı kapatacakken kutuyu fark ettim. Merakıma yenik düşerek kutuyu aldım. İçini açtım. Bana aldığı yüzük ve nişan yüzükleri vardı. Birinin içinde masal diğerin de demir yazıyordu. Yüzükleri parmağıma taktım. Yüzüğü parmağına geçirdim. Başından öptüm. Zil çaldı. Odadan çıkarak merdivenleri indim. Kapıyı açtım.
-Nerde ?
Önden çıktım. Peşimden geldiler. Demiri yataktan alarak sedyeye yatırdılar. Çantayı ve telefonları alarak çıktım. Peşlerinden çıkarak kapıyı kapadım. Ambulansa bindim. Demir in elini tutarak öptüm. Saçlarını okşadım. Alnından öperek kulağına yaklaştım.
-İyi olacaksın aşkım. Evimize geri geleceğiz. Sen yeter ki direnmeye devam et. Yeter ki bizi birbirimizden koparma. Ben seni yine baş ucunda bekleyeceğim...
