54.Bölüm

2.5K 158 6
                                    

-...Hayatıma sıçtın lan! Hayatıma !
-Sen benim hayatımı mı bıraktın lan !?
Üzerime geliyordu. Çocuklar karışacakken kızlar durdurdu.
-Bey efendiye bak bir de hesap soruyor. Doğru senin bir hayatın var benim yok !
Elini beline atarak elini saçlarına attı.
-Yine döndük. Senin bildiğin bir şey var mı? Hep sen misin senin için ? Bu kadar bencil misin ?
-Beni bu hale getiren sensin. Bunu da unutma. Beni bu hale getiren de sizsiniz. Ben kime güvendiysem kime sırtımı yasladıysam hep geriye düştüm. Ben herkesin yanında durdum. Kimse benim yanımda durmadı. Ben hayatım boyunca neye bağlandıysam o bağ hep koptu. Hep ! 
Zil çaldı. Başımı kapıya çevirdim. Barış gelmişti. Ceketini koltuğa atarak bana yaklaştı.
-Iyi misin ?
Başımı salladım. Başını Demir e çevirdi.
-Sen iyi misin ?
Demir şaşırsa da başını salladı. Barış geriye döndü.
-Boşaltın evi. İkisi kalacak. Ne var ne yok birbirlerine dökecekler. Hadi.
-Ben konuşmak istemiyorum bu herifle.
Barış kaşlarını çattı.
-Masal. Buraya gelmeden Koray 'ın çenesine maruz kaldım. Elim ayağım titriyor bozuşuruz. İnadın zamanı değil.
-İnadın zamanı değilmiş. Bak bak. Daha 2 ay önce seninle biz bu adam için kavga etmedik mi?
Barış kızdı.
-O ikimizin arasında olan bir tartışmaydı. O ayrı bu ayrı. Ne sıkıntınız varsa konuşun halledin. İki seçeneğiniz var gençler. Ya el ele oturursunuz ya da biriniz evden çıkar gider. Orasına da siz karar vereceksiniz. Hatalarınızı kabulleneceksiniz. Neden bu olay böyle oldu diye konuşacaksınız. Ben artık tükendim. Sevgilim var kız bekliyor arabada.
Kaşlarımı kaldırdım.
-Düğün ne zaman ?
-Senin düğününden sonra.
Göz kırptı. Arkasını döndü.
-Sen var ya. Çok hayınsın.
Elini kaldırdı. Bir şeyler yaptı.
-Öyle.
Barış kapıyı kapatmadan.
-Eğer beni Koray 'ın esmer versiyonu ararsa gelir sizi döverim. Ona göre.
Kapıyı kapadı. Ev sessizleşmişti. Göz ucuyla Demir e baktım. Kapıya bakıyordu. Orta sehpaya oturdum. Karşıma oturdu. Bağdaş kurarak yüzüne baktım. Yeleğini çıkardı.
-Masal Barış haklı.
-Benim kankam olduğu için haklı olacak tabi.
Güldü.
-Bu ne mütevazilik güzelim ?
Makas aldı. Eline vurdum. Telefonu çaldı. Can dı.
-Ne var lan ? Çabuk söyle?
Gözleri bana döndü. Kaşları çatılmıştı. Birden ayağa kalktı. Cama doğru yürüdü.
-Tutun o orospu çocuğunu.
Ayağa kalktım. Peşinden cama gittim. Turgut gelmişti. Yankı ve Can üzerine yürüyordu. Bana döndü.
-Görüyor musun? Beni ne hallere düşürüyorsun?
-Ne hale düşürmüşüm?
-Kurtulamıyorum piçlerden. Ecevit orospusu gitti dedik hanım efendinin başka bir kırığı çıktı.
-Ya sen ne edepsiz konuşuyorsun ? Karşında bir bayan var senin. Terbiyesizlik yapma.
-Karşımda ki hanım efendiliğini bilseydi ben de kalkıp terbiyesizce konuşmazdım. Adamına göre muamele deniliyor buna.
-Sen benim ne edepsizliğimi gördün ? !
Salonun ortasına yürüdüm. Birden ona dönerek bağırdım.
-Milletin altına girip çıktım mı!? Gidip her orospu çocuğunu öptüm mü? Ne yaptım ne !? Lan adam konuşuyor benimle sanki gidip de adamın altına girmişim gibi muamele yapıyorsun.
-NASIL KONUŞUYORSUN LAN SEN !?
-Bağırma bana !
Hırsla yumruğunu sıktı.
-Laflarına dikkat et.
-Bana ima ettiğin o !
-Hasta mısın sen ?
- Evet hastayım var mı? Deliyim ben. Var mı!?
-Var !
Yüzüme yaklaştı. İşaret parmağını başıma bastırdı.
-Şu kafanın içinde kurup kurup bozdukların yüzünden biz bu haldeyiz!
-Bu ilişkiyi bitiren sendin
-Arkadaşım diyorum.
-Sen ne zaman !?
Dudağının kenarından uzun bir öpücük aldım.
-Barış 'ın veya Koray 'ın beni böyle öptüğünü gördün ? Ne zaman !? Onlarla o kızı kıyaslayamazsın Demir. O kız bildiğin Orospuydu. Tamam mı? O kız gözünü sana dikmişti. Elini tutuyorum sıkıyorum ki kendine gel olayı kısa kes diye inadına konuşuyorsun kızla. Kızın senin dudağından öpmesine izin veriyorsun. Bugün dudağından öpmesine  izin verdiğin kıza yarın yatağına girmesine de izin verirsin. Sende o potansiyeli görüyorum ben.
Kaşlarını büzdü.
-Sen beni zerre kadar tanısaydın bugün kalkıp da bana bunu söylemezdin.
-Izin vermedin ki ! Ben sana yaklaşma ya çalışıyorum sen benden uzaklaşıyorsun. Biz diye bir şey neden hiç olmadı ve olmayacak biliyor musun? Senin benden hastalığını gizlemen yüzünden oldu.
-Ne hastalıkmış anasını satayım habire gündeme geliyor.
-Gelir tabi. Sen benim neler düşündüğümü biliyor musun ? Ben senin hastalığını bilmedim. Ben benim yüzümden gittin diye düşündüm. Elin orospusuna gittin diye düşündüm. Bir daha hiç dönmeyeceğini bile düşündüm. Ha dur.
Büfeyi açtım. Zarfı çıkardım. Yaklaşarak elini kendime çektim. Zarfı koydum.
-Sana gitmeden böyle bir zarf gelse içinde de avutmak için bir de teneke parçası olsaydı sen ne yapardın? Ne düşünürdün ?
Zarfı avucunun içinde sıktı
-Teneke parçası öyle mi?
-Öyle. O yüzük benim için hiç bir şey ifade etmiyor. Ben ne bileyim onu bana ne için aldın ?
-Ben o tek taşı sana neden almış olabilirim ?
-Özür hediyesi olarak olabilir. Ya da her seferinde varlığını hissettirip de kendini unutturmamak için. Bilmem neden ?
Zarfı koltuğa attı.
-Senin için gittim lan ben. Bu mu ? Bu mu karşılığı !?
-Benim için gitmiş miş. O zaman kalkıp bana diyeceksin ki Masal bak benim böyle bir hastalığım var gidiyorum ben. Geri geleceğim. Desen anlayacağım. Seninle gelirdim. Ciddiyim. Bende o gün seninle gelirdim. Sen ne zannetin ki söylemedin bana Demir ? Bu seni düşündüm işi değil. Ben seni az da olsa tanıyorsam bunun altında başka bir şey var. Onu söyle. Sonradan çıkarsa işler daha kötü noktaya gider. İkimizden biri bu şehri terk eder Demir.
Kesin konuşmuştum. Giderdim abi bana ne. Siktiri çeker giderdim. Yapardım yani.
-Gerçeği mi öğrenmek istiyorsun ?
-Evet.
-Tamam. Senin o zaman beni sevdiğini bilmiyordum. Çocuklar teklif etti kabul etmedim. Beni seviyorsa hastalığım için sevmesin dedim. Sırf bana sahte davranma diye söylemedim. Oldu mu !?
Alkışladım.
-Bravo.
Başını merdivenlere çevirdi.
-O kadar kör olduğunu bilmiyordum Demir. Her akşam dürbünle odanı gözlüyordum lan. Her akşam cama yaklaşacaksın da seni göreceğim diye bazen camın önünde sabahladığım oluyordu. Ben seni izlemeyi hiç bırakmadım. Ta ki o kız gelene kadar. Perden kapalı olduğu halde baktım bekledim. Acaba yanlış bir şey mi yaptım ? Çocuğu mu korkuttum dedim. Onu görünce anladım yerimi. Kendimi geriye çektim. Beni yine kendinden uzaklaştıran sen oldun Demir. Sen bana yürüyerek geliyorsun ya. Bazen de iki adım geriye atıyorsun. Ben sana geri adım atmadan yanacağımı bile bile geliyorum. Neden hala bunu görmüyorsun ? Neden ? .
-Burda kör olan biri varsa sensin. O bencilliğini bir kenara bırakırsan etrafındakilerin senin için neler yaptığını görürsün...

Yan Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin