2.bölüm

153K 3.7K 242
                                    

Multimedia: Yağız (Özlediniz mi bakalım ^-^)

Bölümleri kitaba sadık kalarak paylaşıyorum. O yüzden 2015 yılında Wattpad'de okuduğunuz Güven Bana ile ufak tefek farklılıkları olabilir. Kurgu ve akış aynı tabii. Belki haliyle şu an hatırlayamadığım çıkarılmış yerleri tekrar ekleyebilirim.

Keyifli okumalar dilerim :) 

Bütün okul dağılmıştı neredeyse. Kalanlarda yavaş yavaş evlerine gitmek için ya taksi çağırıyorlardı ya da onları bekleyen servislerine doğru yürüyorlardı. Ben ise okulun merdivenlerine oturup kafamı iki bacağım arasına aldım. Dışarıdan bakan birisi benim bir şeyler düşündüğümü sanabilirdi ama ben sadece boş boş yeri izliyordum. Ne ileride ne olacağını düşünüyordum ne de ne olmasını istediğimi. Tamam pes, düşünmemeye çalışıyordum en azından. Belki birkaç ay önce olsaydı şimdi hayallere dalmış olurdum. Mutlu hayaller olmazdı belki ama yine de şu anki halimden daha farklı şeyler düşünürdüm ama artık eski Armin değildim. Birkaç ay içinde, birkaç yaş büyümüştüm ben. Yağız büyütmüştü beni. Normal şartlarda yanınızda olmasını isteyeceğiniz bir erkekti. Uzun, aşırı olmasa da kaslı, kumral ve esmer arasında bir tene sahip olan, delici bakışlarıyla her kızı etkileyebilecek karizmada olgun bir erkekti. Hayallerimdeki erkekti belki de. Şimdi ise kâbusum olmuştu ve o bunun adına aşk diyordu. Başım sürekli o şekilde durmaktan ağrımaya başladığında kafamı kaldırdım ve sessizde olan telefonumun titrediğini fark ettim. Yağız arıyordu. 

"Efendim?" diyerek telefonu açtığımda sesim yine soğuk çıktı ama zaten ona sıcak bir şeyler söyleyemezdim ki. Elimde değildi. Kaldı ki o da bunu beklemiyordu zaten. Her şeyi kabullenen ama hiçbir zaman da pes etmeyen biriydi. 

"Neden açmıyorsun telefonunu? Merak ettim seni. Bak çok geç kaldığımın farkındayım ama şu an yoldayım, hemen geleceğim. Beni bekle tamam mı?" dedi. Sesi endişeli çıkıyordu ama tabii ki bu benim umurumda değildi. 

"Tamam." dedikten sonra onun bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapattım. Onunla fazla bile konuşmuş sayılırdım. Yine eski pozisyonuma dönerken telefonun tekrar çaldığını gördüm ama tanımadığım bir numaraydı. "Efendim?" Sesim bu sefer daha sakindi. 

"Armin ben Nehir. Ne yapıyorsun?" Sesi biraz titriyordu. Sanırım onu terslememden korkuyordu. "Numaramı nereden buldun Nehir?" dedim direkt. Konuyu uzatmaya gerek yoktu ki. "Aman Armin sen de yani, buldum işte bir yerden ne fark eder?" diyerek kendini savunduğunda bir şey söylemedim. 

"Söyle neden aradın?" Birkaç saniye karşıdan ses gelmedi. Telefonu kapattığını düşünüp ekrana baktım ama hayır hâlâ hattaydı. 

"Partiyi hatırlatmak istedim aslında." dedi sıkıntıyla. Hâlâ partiden bahsediyordu. Kafasında birkaç tahtanın eksik olduğunu düşünmeye başlıyordum artık. 

"Nehir sanırım anlatamıyorum ben..." derken sözümü kesen korna sesi yüzünden cümlemi yarım bıraktım. Yağız gelmişti. Daha fazla dışarda durup üşümemek için arabaya doğru ilerledim. Okulun önünde durmuş beni beyaz bir BMW ile bekliyordu ve evet araba bilgim bu kadardı işte. Arabaya bindiğimde yüzüme bakıp belli belirsiz tebessüm etti Yağız. Yüzüne bakıp kafamı diğer tarafa çevirdim. O kadar kolay değildi. Kendimi eskisi kadar düşünmüyor olmam, başkalarına kendimi kullandırtacağım anlamına gelmiyordu. Benim kararlarım ve isteklerim dışındaki her şeye karşı çıkıp, yeri geldiğinde savaşabilirdim. "Tekrar söylüyorum Nehir. İstemiyorum." dedim sıkıldığımı belli ederek.

Hattın diğer ucundan Nehir bir şeyler söylüyordu ama benim dikkatimi çeken ses Yağız'ın sesi oldu. Tok ve kabul etmeliyim ki etkileyici olan sesiyle "Kemerini bağla Armin," diyerek uyardı beni. Sadece benim duyduğumu düşünüp bir yandan da kemerle uğraşırken Nehir'in "O kim Armin?" diye sormasıyla yanıldığımı fark ettim. Sıkıntıyla yanaklarımı şişirdikten sonra "Hiç kimse" diyerek kestirip attım. "Neyse beni anladın mı?" Artık çok sıkılmıştım bu konudan. Bir yandan da çaktırmamaya çalışarak Yağız'a bakıyordum ama ne zaman ona dönsem o da bana bakıyor oluyordu. Galiba kiminle ve ne hakkında konuştuğumu merak ediyordu. "Neyse canım hadi ben kapatıyorum o zaman" dedi Nehir ve suratıma kapattı. Dengesizdi. Kesinlikle dengesizdi ama önemsemeden ve tepki vermeden telefonu kapatıp çantama koydum. Aramızdaki sessizliğin ne zaman bozulacağını merak ediyordum doğrusu. Yağız da ikinci Nehir gibi bir şeydi. O da sürekli beni konuşturmaya çalışırdı. "Telefondaki kimdi Armin?" dedi sesindeki merak tınısını saklamaya gerek duymadan. "Nehir Serenler." dedim sadece. Meraklı bakışları yerini şaşkınlığa bırakmıştı şimdi. "Ne istiyormuş ki?" diye sorduğunda tam cevap verecekken şimdi de onun telefonu çalıyordu. "Affedersin şuna bir bakayım." diye açıklama yaptı sanki çok umurumdaymış gibi. Sessizce telefonda konuşan kişiyi dinliyor ve arada da "Evet" diyordu. En sonunda "Size emanet ediyorum o zaman." dedi sıkıntılı bir sesle. Sessizce telefonunu ceketinin iç cebine yerleştirirken kafasını bana çevirdi. "Sanırım Nehir'in derdini şimdi öğrendim." Anlamayan gözlerle ona bakıyordum. Bu araba yolculuğu belki de aylardan beri en çok muhabbet ettiğimiz ortamdı. Sanırım bunun nedeni de yine bendim. Şu sıralar fazla normal davranıyordum.

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin