Final

86.6K 2.3K 550
                                    

Sondaki yazımı okumayı unutmayın lütfen ^-^ 

Keyifli okumalar :) 

Beklentiler olurdu her zaman insan hayatında. Dilekler, dualar... Para isterdik, aşk isterdik, kimi zaman da huzur isterdik yalnızca. Gözlerimizi kapattığımızda rahatsız eden hiçbir şey olmadan uyumak isterdik. Gözlerimizi açtığımızda ise gülümseyerek geçecek saatler...

Çok şey mi istiyorduk bilmiyordum. Belki bundan yıllar öncesinde olsaydım aşırı gelirdi. Gerçekleşme ihtimali bile vermediğim şeyleri şimdi yaşıyordum. O zaman özlemle baktığım, gıpta ettiğim şeyler şimdi hayatımın merkezindeydi. Hayalini bile kuramayacağım bir evliliğim ve bu kadar seveceğimi hiç düşünmediğim bir kızım vardı. Mutluydum ben. Yaşadığım her şeye rağmen, geçmişime rağmen, ölümlere rağmen şimdi huzurluydum. Eğer kendi başıma yapmaya çalışsaydım bazı şeyleri, asla başarılı olabileceğimi sanmıyordum.

Yağız sayesindeydi her şey. Sevgisiyle, aşkıyla kurmuştu şimdi bozulmasından korktuğum ailemizi. Emek vererek, bekleyerek, sabrederek başarmıştı her şeyi. Bir zamanlar benimle bütünleşmiş maskelerime inanmayarak, gerçeği görmeye çalışarak sevmişti beni. Sadece abime verdiği söz değildi yanında tutma nedeni. Çok sevmişti. Aşık olduğum gözleri beni sevdiğini haykırırken inanmadığım anlar olmuştu ama pişman değildim. Kıymetini daha çok biliyordum şimdi. Onu üzmüş olduğum gerçeği aklıma gelince içimde bir yerler canımı yaksa da unutmaya çalışıyordum.

Mutluyduk şimdi. Babasının gözlerini almış minik kızımla ve geniş ailemizle mutluyduk. Acılar çekmiş ama sonunda her şeyi geride bırakmıştık. Eymen dışında... O hiçbir zaman geride kalmayacaktı hayatımızda. Eymen'i unutmak, benliğimi unutmakla eş değer olurdu bu saatten sonra. Hayatımızın merkezinde, yine her hafta mezarına gidip dua ederek geçecekti zaman. Eymen, benim için canından olmuşken borcumu bu şekilde ödeyecektim. Yeğenini görmesi için her şeyimi verebilirdim mümkün olsaydı ama elimden yalnızca Asel'e dayısını anlatmak gelirdi. Daha karnımdayken bile dinliyordu benden Eymen'i. Yağız da anlatıyordu her fırsatta. Üstelik onun anlattıklarını sadece, henüz ne olduğunu anlamayan kızım dinlemiyordu. Aradan geçen yıllara rağmen bilmediğim bir sürü şey çıkıyordu karşıma. Ben de ondan öğrenip sonra defalarca anlatıyordum Asel'e. Tanıyacaktı dayısını. Belki görememişti hiç ama dayısına âşık bir kız olarak devam edecekti hayatına tıpkı babası ve amcasına âşık olduğu gibi...

Asel, ölüyordu Baran'a. Bazen Yağız'ın kucağından Baran'a gittiği oluyordu ve işte o zaman ortaya çıkıyordu curcuna. Bir yandan Gece mızmızlanıyordu babasını paylaşmamak için bir yandan Yağız biricik kızını elinden aldığı için Baran'a kızıyordu. Biz ise, ne yapacağımızı şaşırıyorduk İpek'le. O oğlunu sakinleştirmeye çalışırken ben de Yağız'a laf anlatmaya çalışıyordum. Çoğunlukla Yağız bizi Gece'den daha çok zorluyordu.

Odaya giren kocamı ve kızımı gördüğümde gülümsedim. Fiziksel anlamda benim kopyam olsa da gözlerini tamamen babasından almıştı... Yağız'a bakıyor gibiydim kızımı izlerken.

"Asel Hanım hazırmış," diyerek güldü Yağız. Baştan aşağı beni süzdükten sonra kaşlarını çattı. "Makyaj yapmışsın."

"En azından bugünlük yapmama karışma lütfen." diyerek güldüm. Makyaj yapmamdan nefret ediyordu.

"Hayatım, gerek yok ki." diyerek bana yaklaştığında yılların vermiş olduğu tecrübeyle kollarımı öne doğru uzatarak dokunmasına engel oldum.

"Hayır Yağız! Dokunma makyajıma." dediğimde yüzünü assa da ses çıkarmadı. Kızımızın üçüncü yaşı için bir doğum günü partisi düzenliyorduk ve neredeyse herkesi davet etmiştik. Üstelik bunlara eski lise arkadaşlarım bile dâhildi.

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin