Multimedia: Kendileri Ege Özsoy olur ^-^ (Normalde artık pek de hayalimdeki kişi buna yakın diye birilerini bulmaya çalışmıyorum ama yıllar evvelinden kararlaştırmışız. Yenilerle de paylaşmazsam olmaz^^)
Bölüm ithafı da yaseminsayin'a :) Yorumların ve desteğin için teşekkür ederim :*
Keyifli okumalar :)
"Armin Hanım?" diye sesleniyordu biri. Gözlerimi açtığımda karşımda Rana'yı gördüm.
"Ne var?" dedim huysuzca.
"Yağız Bey çıktı. Sizi uyandırmamı söyledi. Okulunuz varmış."
"Tamam. Çık." Ne zaman uyumuştum ben? Gözlerim şişmişti kesin uyumaktan. Hızla yatağımdan kalkarak saate baktım. Sekiz buçuğa geliyordu. Fazla bir zamanım kalmamıştı. Hemen duşa girerek kendime geldim. Saçlarımı fazla özenmeden önce kurutup sonra da gevşek bir topuz yaptım. Giyindikten sonra da çantamı hazırlayarak aşağı indim. Kahvaltı masası hazırdı. Rana Yağız'dan kalan tabak ve bardağı kaldırıyordu.
"Buyurun Armin Hanım. Her şey hazır" diyerek masayı işaret etti.
"Yemeyeceğim." dedim kısaca.
"Şey..." diyerek ağzında bir şeyler geveledi.
"Ne oldu?"
"Yağız Bey talimat verdi efendim, kahvaltı yapsın kesinlikle dedi" diyerek açıklama yaptı. Dediklerinden sonra sinsice gülümsedim sonra da kapıya doğru ilerledim.
"Söyle Yağız Beye eğer çok istiyorsa kendi gelsin yedirsin," diyerek dalga geçtim. Kapıyı açtığımda şoförü beni beklerken buldum.
"Günaydın Armin Hanım." diyerek selam verdi.
"Günaydın." dedim hemen. Çantamı alarak arabaya doğru ilerledi. Arka kapıyı benim için açtığında binip binmemek konusunda kararsız kaldım. Şimdi okula gidecektim ve Ege ile Nehir'in sorularıyla karşı karşıya kalacaktım. Hatta belki de herkese anlatmışlardı ve tüm sınıf bir şeyler soracaktı.
"Bir sorun mu var Armin Hanım?" diye sordu şoför. "Hayır." diyerek arabaya bindim. Yol boyunca neler olabileceğini düşünüp durdum. Aptal ergenler gibi dalga bile geçebilirlerdi. Bilmiyordum. Yapabileceğim tek şey dua etmekti. Sonunda okula vardığımızda şoför kapımı açarken "Akşam Yağız Bey geç gelecekmiş Armin Hanım. Sizi ben alacağım." dedi. Başımla onayladıktan sonra okula doğru yürüdüm. Bahçe birkaç kişi haricinde boştu. Okulun içine girdiğimde tüm kalabalığın burada toplandığını gördüm. Neredeyse bütün okul daire şeklini almış bir şey izliyordu. Ne olduğunu merak etsem de bu kadar kalabalık bir yerde bulunmak istemediğim için yanlarından geçerek sınıfa doğru ilerledim. Sınıfa girdiğimde hiç kimse yoktu. Muhtemelen bütün sınıf deminki kalabalığın arasına karışmıştı. Dersin başlamasına daha yirmi dakika olduğu için kantine inip bir şeyler almak için ayağa kalktım. O sırada bizim sınıf birden içeriye girmeye başladı. Ege, okulun ilk günü gördüğüm bir çocuğa yaslanmış yürüyordu. Yüzünde ufak tefek yaralar vardı. Ben ona merakla bakarken bir anda gözlerimiz buluştu.
"Kötü kızımız da buradaymış." diye dalga geçen Buğra'yı duyduğumda ona doğru dönsem de bir şey söylemedim ve onlardan kaçtığımı düşünmemeleri için geri dönüp sırama oturdum. Nehir de hemen yanıma geldi zaten.
"Günaydın Armin. Dün gelmedin çok merak ettik seni." dedi neşeli görünmeye çalışarak ama moralinin bozulduğu her halinden belliydi.
"Evet, öyle oldu." diyebildim sadece.
"Ege'ye ne olduğunu merak etmişsindir herhâlde." diye sordu merakla.
"Hayır etmedim. Bana ne ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2
Teen FictionAsla kimseye güvenme sözleriyle büyümüş genç bir kız ve ne olursa olsun pes etmeyen genç bir adam... İliklerine kadar hissettiği tanıdıklık hissiyle kavrulan genç bir çocuk. Aşk ve nefret birbirine karıştırılırsa ne olur ya da masum duygular tutkuyl...