6.bölüm/2

107K 2K 311
                                    

Annem gözlerimin içine son bir kez daha derin derin bakarak yanımdan ayrılıp içeriye geçti. Bense olduğum yerde kalmış annemin söylediği şeyleri sindirmeye çalışıyordum. Bana karşı nasıl bu kadar acımasız olabilmişti? Ben onun kızıydım. Gururumun nerede olduğunu sormuştu... Bir zamanlar "Onu sevmeyi dene." diyen annem şimdi aramızdaki buzları erittim diye bana hakaret ediyordu.

Ağlamamak için dişlerimi sıkarken duyduğum sesle irkildim.

"Armin?"

Kapıdan içeriye giren Alp'i gördüğümde kendime gelmeye çalışarak yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.

"Alp? Hoş geldin." diyerek ona doğru bir adım attım.

"Hoş buldum, doğum günü kızı," diyerek elindeki paketi bana uzattı. "Doğum günün kutlu olsun."

Elindeki paketi alırken mümkün olduğunca içten gülümsemeye çalıştım ama aklım annemin sözlerindeydi.

"Teşekkür ederim Alp. Gerçekten gerek yoktu."

"Olur mu öyle şey," diyerek güldü. "Herkes nerede?"

"İçeri geçtiler, yemek yiyeceğiz. Ben de şimdi geçiyordum, hadi gel." diyerek arka tarafı göstererek yürümeye başladım. Kolumda hissettiğim elle olduğum yerde durdum.

"Şimdi içeride nasıl davranmam gerekiyor?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. "Yağız durumu yani?"

"Sıradan iki insan..." dedim başımı yere doğru eğerek. "Ve Nehir'e anlatmadığın için de teşekkür ederim." 

"Önemli değil." diyerek gülümsedi.

"Ah, bu arada seni uyarayım. Ege'de içeride ve henüz senden haberi yok."

"Oo" diyerek kahkaha attı. "Eğlence var desene."

"Nehir'i üzme," dedim tüm ciddiyetimle. "Ege ile senin aranda kalırsa gerçekten çok üzülür."

"Onu üzülmesini istemem," derken samimi görünüyordu. "Elimden geleni yapacağım."

Sessizce başımı sallayarak arka tarafa doğru ilerledim. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Kafe olan kısımla burayı ayıran büyük kapıdan geçtikten sonra farklı bir mekâna gelmiş gibi hissettim. Gerçekten bambaşkaydı. Daha şık, daha canlı ama bir o kadar da sade... Masaların birleştirilmesiyle oluşan uzun masamıza doğru Alp ile ilerlerken Nehir'in Alp'i fark etmesiyle gülümsedim.

"Alp!" diye bağırarak ayağa kalktı birden. Yanında oturan Buğra ve karşısında oturan Ege'nin bakışları aynı zamanda bize doğru yönelmişti. Gözlerim istemsizce Yağız'ı ararken Aslı'nın yanında oturmuş olduğunu gördüm. Bakışlarından Alp'in burada olmasından onun da rahatsız olduğunu anlayabiliyordum.

"Herkese merhaba." diyerek selam verdi Alp.

"Ne işin var senin burada?" diye bağırarak ayağa kalkan Ege ile bakışlarımı ona doğru çevirdim.

"Armin'in doğum günü için..."

"Başlatma lan doğum gününe," diyerek gözlerinden bile anlaşılan sinirle Alp'in üzerine doğru yürüdü. "Siktir git olay çıkmadan."

"Ege!" diye bağırdı Nehir hemen yanımıza gelerek. "Ne saçmalıyorsun?"

"Sen de mi tanıyorsun bunu Nehir?" diye sordu Ege şaşkınlıkla.

"Alp benim misafirim Ege, elbette tanıyorum. Senin derdin ne?"

"Bu çocuk hemen buradan gidecek." diye bağırıp Nehir'in kolunu tuttu.

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin