Özel Bölüm-2

47.7K 1.2K 132
                                    

Multimedia: Minikler de Asel ve Gece olsun ^-^

Keyifli okumalar :) 

Her insanın hayatında belli başlı sorunlar, aşamayacağını düşündüğü engeller ya da asla kavuşamayacağını düşündüğü hayaller olurdu. Tüm hayatı sanki o sorunun çözülmesine bağlıymış gibi geçirdiği günler ya da ömrü boyuncu mutlu hissetmesi o hayale bağlıymış gibi davrandığı anlar... Sonra bir şey yaşanırdı ve ortaya yeni bir sorun çıkardı. İnsan yaşayabileceği en büyük sorunu yaşadığını sanırken yenisiyle birlikte tekrar mücadele etmeye başlardı. Kavuşamayacağını sandığı hayale kavuştuğunda ise başka bir şey istemeyeceğini sanırken anında yepyeni hayaller kurmaya başlardı bile. İnsanoğlu böyleydi işte. Yaşadığı acı dolu anlar da mutluluklar da geçip giderdi. Unutmazdı belki ama ilk gün ki gibi de hissettirmezdi. Yağız Atay ise acılarını da mutluluklarını da sonuna kadar, kaçmadan yaşamış bir adamdı. Hayatında kazandıkları kadar kaybettikleri de olmuştu ve asla isyan etmemişti. Tüm yaşadıkları onu oluşturan parçalardı ve acıdan kahrolduğu, keşke dediği anlar olsa da mantıklı düşünmesini, davranmasını bilmişti. Hem nasıl bilmeyecekti ki? Bir zamanlar delicesine aşık olduğu ve sıkıca tutunduğu genç bir kız vardı. Sonrasında ise soyadını almış, karısı olmuş ve dualarındaki gibi tek aşkı olarak kalmaya devam etmişti. Armin, belki de Yağız'ın yıkılmadan dimdik durmasını sağlayan güç kaynağıydı. Onun hiçbir zaman farkında olmadığına emindi Yağız ancak öyleydi işte. Hayatının merkezindeydi ve kalbi tamamen onunla doluydu. Tabii artık yalnız değildi. Kalbi ikiye bölünmüştü ve diğer yarısında da minicik kızı vardı. Bazen hissettiklerine şaşırsa da Yağız'a göre kızı, aşık olduğu kadının bile tahtını sağlayan mucizevi bir varlıktı. Söyleselerdi inanmazdı belki ama baba olmak gerçekten bambaşka bir duyguydu. Her dakika şükretse bile az geliyordu sanki.

Kollarının arasındaki karısının uyanmaya başladığını gördüğünde yüzünü saçlarının arasında gömerek kokusunu içine çekip artık rutin haline gelen günaydın öpücüğünü bıraktı. Asel doğduğundan beri ikisinin de alışkanlıkları değişmiş, daha alarm çalmadan uyanmaya başlamışlardı.

Armin, "Ne zaman uyandın?" diye sorarak kocasına biraz daha sarıldı. Güne onun kollarının arasında başlamak paha biçilemez bir duyguydu ve yıllar geçmesine rağmen asla usanmıyordu.

"Çok olmadı." Odanın içi dolduran alarm sesini yüzünü buruşturarak susturduktan sonra, "Alarmsız uyanmamıza rağmen neden her gece bu alarmı kurduğumuzu tekrar hatırlatmak ister misin hayatım?" diye sordu.

"Çünkü bizim, okula beş dakika dahi geç kalsa ortalığı ayağa kaldıran bir kızımız var," diyip kıkırdayarak kocasının dudaklarına bir öpücük bırakıp yataktan çıktı. Banyoya doğru ilerlerken, "Canım işe gelmek istemiyor. Asel'i de sen bırakırsın," dediğinde Yağız'ın yüzünü göremese de muzip bakışlarla kendisini izlediğine emindi. Eh, Armin hiçbir zaman kağıt işlerini, sıkıcı toplantıları sevmemişti. Kocasının hem kendi işlerini hem de Armin'in üzerine düşen işleri layıkıyla yerine getirdiğine emindi. Bir şeyler imzalaması gerekiyorsa dosyaları akşam eve getiriyor ya da toplantıya katılması gerekiyorsa da karısına telefon ediyordu. Armin, Yağız'ın kendi ailesinin işleriyle de ilgilendiği için fazlasıyla yorulduğunu elbette biliyordu ancak genellikle iş yükünü üzerine alma işini evde gerçekleştirmeyi tercih ediyordu. Böylelikle kızı ile de istediği gibi vakit geçirebiliyor ve onu, istediği gibi yetiştirebiliyordu. Hiçbir zaman kadınlarının yerinin ev olduğunu düşünen biri olmamıştı ve tabii ki kocası da böyle düşünmüyordu ancak Armin mutlu olduğu yerdeydi ve Yağız için de en önemli şey onun mutluluğuydu. Üstelik Armin de evde boş durmuyordu ve yıllar sonra tekrar okumaya başlamıştı. Cıvıl cıvıl, yaramazlığa oldukça yatkın ve harika bir kızı varken çocuk gelişimi okumak inanılmaz bir haz veriyordu ona.

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin