Zeynep için hayat harikaydı. Hiç olmadığı kadar huzurlu, hiç olmadığı kadar mutluydu. Aylar geçmiş olmasına rağmen Zeynep'e günler geçmiş gibi geliyordu. Zamanın hızına yetişemiyor, ancak ona ayak uydurmaya çabalıyordu.
Ofisteki işleri kısa sürede kavramıştı. Sevgi Hanım'ın izni bitip de çalışmaya başladığında ise Zeynep kendisine yeni bir arkadaş daha edinmişti. İş yerinde Burcu ile de, Sevgi Hanım ile de aralarındaki resmiyet korunuyordu. Ancak dışarıda samimi olabiliyorlardı.
Sevgi Hanım evliydi ve iki buçuk yaşında bir de kızı vardı. Bazı hafta sonları bir araya gelip, çocukların birlikte eğlenmelerini sağlıyorlardı. Tüm bunlara uyum sağlamak başlangıçta Zeynep için zorlayıcı olmuştu. Ancak genç kadının hayatla mücadelesini takdirle karşılayan Sevgi ve Burcu'nun desteğiyle büyük şehirde bekâr bir anne olmaya alışmıştı. Sinan'ın yardımları ise yadsınamazdı. Genç adam olmasa Zeynep bu kadarını yapamazdı.
İlk maaşını aldığında Zeynep ağlamıştı. Kendi emeğinin karşılığını alabilmenin mutluluğuyla duyguları yoğunlaşmıştı ve gözyaşlarına hâkim olamamıştı. Sinan müdahale etmese bütün parasını Ateş ve Sinan'a hediyeler alarak çarçur edecekti. Sinan o paranın ileride Ateş'in ihtiyaçlarını karşılama konusunda yardımı olacağını ve saklaması gerektiğini söyleyene kadar alışverişe çıkmak için büyük bir heves duyuyordu. Gerçeğin bir anda dank etmesiyle daha dikkatli davranması gerektiğini anlamıştı. Oğluna söz verdiği mavi arabayı almış, Sinan'a da uzun bir düşünme sürecinin ardından gömlek almaya karar vererek bütçesine uygun fiyatlı bir tane seçmişti. Kendisi için de iş yerinde giyebileceği birkaç parça yeni kıyafetle günlük ihtiyaçlarını almıştı. Kıyafetlerini alırken Burcu'nun giyimine benzetmeye dikkat etmişti. Rana Hanım'ın Ateş'e bakmasının karşılığını da ödedikten sonra kalan parasını nasıl saklayacağını bilmediği için Sinan'dan yardım almıştı. Böylece ileride kullanılabilmesi için Ateş'e ayrılan bir hesap açılmıştı.
Evin günlük ihtiyaçlarını Sinan kızdığı halde almadan edemiyordu. Zeynep hazırdan yiyen biri olmaktan öylesine korkuyordu ki ileride birisinden yanlış bir şeyler duymamak için sorumlu hissettiği her şeye el atıyordu.
İlk zamanlarda Ateş'i bu ayrılıklara alıştırmak kolay olmamıştı. Her sabah aynı senaryo ile işe gitmek Zeynep'i de, Ateş'i de üzüyordu. Ancak bir süre geçtikten sonra Ateş'in mızmızlanmaları da azalmaya başlamıştı ve sonunda hemen hemen tamamen sona ermişti.
Bir de kayınvalidesi ve kayınbabasının ziyareti vardı. Türkiye'ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmeye karar veren Lale Hanım ve Yavuz Bey Ateş'ten ayrılıklarını duyar duymaz soluğu Zeynep'in yanında almışlardı.
Zeynep için onlarla yüzleşmek sorun olmamıştı. Ne kendisinden ne de davranışlarından bir şüphesi olmadığı için eski kayınvalidesi ve kayınbabasına da olması gerektiği gibi yaklaşmıştı. İşin aslını bir de Zeynep'ten dinlemek istediklerinde, Zeynep sadece mutsuz bir evlilik sürdürdüklerinden bahsetmişti. Her ikisinin de bu hayatı hak etmediğini, bu yüzden boşanmak istediklerini ve karşılıklı anlaşma sonucu bunu daha fazla uzatmadan noktaladıklarını anlatmıştı.
Lale Hanım'ın merakı Ateş'in babası ile olan ilişkisi üzerineydi. Zeynep Lale Hanım'ın sorularına cevap verirken çok gergindi. Ne söylese karşısındaki anneyi oğluyla ilgili yaralayacağı için gerçeğin çarpıtılmış halinden söz etmişti. Velayetin kendisinde olduğunu ve Alaz'ın istediği sürece oğlunu görme hakkı olduğunu anlatmıştı.
Bir diğer sorun da Sinan'ın yanında yaşaması konusundan çıkmıştı. Lale Hanım böyle bir şeye kesinlikle karşı olduğunu söylemiş, Zeynep'e bir ev almayı ve oraya taşınmalarını önermişti. Ancak artık Alaz ve ailesinden hiçbir şey almamaya kararlı olan Zeynep için bu oldukça sinir bozucu bir teklif olmuştu. Lale Hanım'ı kırmamak için de bunu nasıl reddedeceğini bilememişti. Neyse ki Sinan bu konuda da yardımına yetişerek Zeynep'in kendi ayakları üzerinde durmak için çabaladığını, yeterince toparlandığına karar verdiğinde zaten ayrı eve çıkacağını söylemişti. Lale Hanım'ı bu cevapla ikna etmek kolay olmadığında da Zeynep'in dışarıda bekâr bir anne olarak kalmasının daha zararlı olacağını anlatmaya çalışmıştı. Kendisiyle olduğunda Zeynep'i korumaya çalışabilirdi. Ancak dışarıda olduğunda bu konuda zorluk yaşarlardı. Mırın kırın etse bile Lale Hanım bu sözlerin ardından sesini çıkaramamıştı. Ateş'le biraz daha vakit geçirdikten sonra Amerika'ya dönmeden önce bir kere daha geleceklerini söylemiş ve oradan ayrılmışlardı. Birkaç gün sonra son ziyaretlerini de gerçekleştirdikten sonra Amerika'ya dönmüşlerdi. Giderken Ateş'e ve Zeynep'e pek çok hediye almış, Ateş'e henüz kullanamayacağını bile bile yüklü bir harçlık bırakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİTEM
RomanceBir kadın, Hayatı zor yoldan tecrübe eden, zor bir karar vermeye itilen, dimdik ayakta kalan... Bir adam, Sevmeyi bilmeyen, henüz yeterince büyümeyen... Bir yabancı, Kadının her anında yardımcı... Ve bir çocuk, Geleceği masumiyetle yıkanmış, geçmişi...