Hepinizi merakla bekletiyorum, biliyorum; ancak siz hiç başınızda cehennem zebanisi gibi dikilip 7/24 ders çalışmanızı söyleyen bir ebeveynle yaşamak nasıldır biliyor musunuz? Hayatım bu aralar ders olduğundan, yazmak için resmen ufacık molaları kullanıyorum. Bu sebeple de bölümü eklemem zamanımı alacak. Ancak bölümden önce size şöyle sıcağı sıcağına bir alıntı vereyim dedim. Kızacaksınız belki de ama bu son Hale'li-Alaz'lı bölüm. Sinan'dan, Zeynep'ten ve Ateş'ten oluşan bölümlere az kaldı. Alıntı ile gönlünüzü alabilirim umarım :) Bölümde görüşmek üzere ^-^
"Evet, size nasıl yardımcı olabilirim?"
Hale derin bir nefes alıp, olanları anlatmaya başladı. Hangi koşullar altında evlendiğini, Alaz'ın oğlunu alması için velayet davası açmak istediklerini, bu evliliğin buna bağlı olduğunu, kocasının eski karısının lanet olası bir azize gibi tertemiz olduğunu ve ona karşı kullanabilecekleri tek kozun evlilik dışı bir adamla birlikte yaşaması olduğunu tek tek anlattı. Ancak bunun cılız bir koz olduğunun her ikisi de farkındaydı.
Cansın'ın karşısındaki kadının korkunç azmi karşısında diğer avukatların verdiği tepkiyi vermesi lazımdı aslında. Normal olsa belki de öyle de olurdu. Ama Hale ne kadar garipse geldiği son avukat da o kadar garipti.
"Sen inanılmazsın," dedi genç adam Hale'ye bakıp başını iki yana sallarken.
Hale adamın bir anda 'siz'li konuşmadan 'sen'li konuşmaya geçmesi üzerine rahatsızlık duydu.
"Pardon?"
Cansın kahkaha attı.
"Lütfen affet, ama sana hayran olmamak imkânsız. Azmin beni büyüledi. Sana yardımcı olabilmek ve bu hikâyenin sonunu görmek istiyorum. Ancak sen de farkındasın ki kazanılması neredeyse imkânsız olan bir savaşın içine girmekten bahsediyoruz. Elimden geleni yapacağımı söylesem de, bu işin garantisini veremiyorum. Eminim görüştüğünüz pek çok avukat da size bundan farklı şeyler söylememiştir."
Hale istemeden başını salladı.
"Söylediler elbette. Ancak onlar bu işe girmeyi göze alamayacak kadar da korkak davrandılar. Siz bana düşük de olsa bir kazanma olasılığımız olduğunu söylüyorsunuz."
Cansın sağ elinin başparmağıyla alt dudağını sıyırırken "Oldukça düşük," diye mırıldandı. Sonra bakışlarını odaklayıp Hale'ye gülümsedi.
"Bu durumda, sana ve eşine yardımcı olmaktan mutluluk duyacağım. Tabi, başka bir avukat arayışına girmeyi göze alıp da buradan gitmeyeceksen?"
Bir süre düşündü genç kadın. Başka bir avukat bulmaya çalışmak istemiyordu. Karşısındaki ukala herifin eline geçen ilk ve tek fırsat olabileceğini de biliyordu. Bu yüzden başını salladı.
"Başka bir avukat aramayacağım," derken büyük bir riske girmişti. Ayağa kalkıp elini uzattı ve Cansın'la el sıkıştıktan sonra kapıya yöneldi.
"Sizinle en kısa sürede haberleşiriz. Alaz'ı da bu durumdan haberdar etmek istiyorum."
Cansın kapıyı açıp kadının çıkmasını beklerken başını salladı. Hale asansöre binmek üzereyken durakladı ve geri dönüp kapı kapanmadan önce "Af edersiniz," diyerek Cansın'ı durdurdu. Adam kapıyı tekrar açtı.
"Evet?"
Hale dişlediği alt dudağını serbest bıraktı.
"Bakın. Sizin de anladığınız üzere bu dava benim için çok önemli. Bu yüzden Alaz'ın bir süre kazanacağımıza inanmasına izin vermek istiyorum. Yani ona, oğlunu alma konusundaki şansımızı olduğundan daha iyiymiş gibi yansıtabilirim. Bunu sizden istediğim için bana deli muamelesi yapabilirsiniz ama bu sizin de yararınıza olur. Bana yardımcı olur musunuz?"
Cansın kahkaha attı. Kadının düşünce şeklini gerçekten de çok sevmişti. Ayrıca açık sözlülüğü de takdire şayandı. Tuttuğunu koparan kadınlara bayılırdı. Ve karşısındaki kadın tam da onlardan biriydi. Kahkahası dinip de yerini alaylı bir tebessüme bıraktı.
"Endişeniz olmasın. Tehdit altındaki evliliğine birtekme de ben atmayacağım. Bana lazım olan şey para. Sana lazım olan şey isebiraz daha zaman. İkimiz de birbirimizin ihtiyacını karşıladığımız sürece, busırrı saklayabilirim."
Orada neler oluyor? Sorular, sorular... Bölümü tamamlar tamamlamaz burada olacağım. Seviliyorsunuz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİTEM
RomanceBir kadın, Hayatı zor yoldan tecrübe eden, zor bir karar vermeye itilen, dimdik ayakta kalan... Bir adam, Sevmeyi bilmeyen, henüz yeterince büyümeyen... Bir yabancı, Kadının her anında yardımcı... Ve bir çocuk, Geleceği masumiyetle yıkanmış, geçmişi...