İyi akşamlaaaar :) Perşembe ve bölüm zamanı!
Dün bütün gün evde yaylanıp, bölüm yazmalıyım bölüm yazmalıyım modunda gezerek hiçbir şey yapmayan ve bugün kahvaltı ve ev temizliğinden sonra oturup gününü buna ayıran yazarınız konuşuyor efendim. Son iki bölüm! Heyecan var mı? :) Şahsen, üçüncü kitabımı bitirecek olmanın verdiği garip bir gurur hissine karışan büyük heyecanlarım var benim. Sevecekler mi, beğenecekler mi?... Ama bir yandan da yetersiz gelmesinden dolayı korkularla doluyum. Her dakika kafamda yeni bir senaryo yazıp, çiziyorum. Ama sanırım finale kadar yazacaklarımın hepsini sonunda kafamda tamamladım. Ben yazmak için çok heyecanlanıyorum. Umarım sizler de okurken benim duyduğum heyecanı duyarsınız.
Yine çok uzatan yazarınız olarak sizleri bölümle baş başa bırakıyorum ve ben hemen bu gece, yeni bölümü yazmaya başlamak üzere işe koyuluyorum. Sizlere kocaman sevgiler ve iyi okumalar dilerim <3
Zeynep'in o akşam eve gittiğinde Sinan'la konuşacak çok şeyi vardı. Alaz'ın bir anda ortaya çıkan istekleri, genç kadının bu isteklere kayıtsız kalamayışı ve Ateş'in babasıyla geçireceği bir hafta sonuna vereceği tepki bunlardan başlıcalarıydı. Elbette ki, Sinan'ın da gündeminde fazladan birkaç madde vardı. Geri çekilen velayet davasının ardından, Zeynep ile olan evliliklerinin nihayete erdirilmesi, gelecek günlerde başlamasını umduğu ilişkisi açısından önemli bir adım olacaktı. Ve bunun zamana bırakılmasındansa bir an önce halledilmesinden yanaydı.
Sinan için Zeynep'le boşanmalarının hayatları açısından bir farkı olmayacaktı. Genç adam, her zaman Zeynep'e iyi bir dost, Ateş'e de istediği sürece iyi bir baba, iyi bir abi ya da iyi bir arkadaş olmaya devam edecekti. İstedikleri kadar bu evde kalabilecekler, istedikleri kadar Sinan'ın kendilerine sağlayabileceği imkanlardan faydalanabileceklerdi.
Sinan'ın düşünceleri bu yönde olsa da, Zeynep'in bunu kabul etmeyeceğini içten içe biliyordu. Zeynep akıllı bir kadındı. Sinan'ın boşanmak istemesinin ardındaki gerçeği kolayca görecekti. Genç adamın ilişkisine saygı duyacağını daha önce de belirmişti. Boşanmaları durumunda Zeynep, birikmiş bir miktar parası olduğunu öne sürerek bu evden taşınmak isteyecekti. Ve o andan sonra, Sinan, çok sevdiği anne oğul için bir aile dostundan öteye gidemeyecekti.
Genç adam eve vardığında, Zeynep'in kendisinden önce gelmiş olduğunu gördü. Kapıyı kapatmasıyla, içeriden Ateş'in koşturduğunu ve Zeynep'in oğlunu yavaş olması için uyardığını duydu. Bu gürültülere bu kısa süre içinde ne kadar çabuk alıştığını düşünerek hayretle güldü. Ve Ateş antrede belirirken yere çöküp kollarını iki yana açtı.
"Babaaaaaa," diye haykırarak kendisini kollarına bırakan küçük çocuğu kucakladığı gibi ayağa kalkarken "Nasıl da güzel karşılama bu böyle. Sen beni çok mu özledin bakalım," dedi.
Ateş kollarını Sinan'ın boynuna sıkıca dolayıp, başını göğsüne yasladı. Genç adamın sevgiyle kabaran göğsünde başını usulca salladı.
"Ben bugün öğlen ıspanak yedim, biliyor musun?" diye sordu. Sesinde büyük şeyler başarmış bir adamın haklı gururunun tınıları vardı. Sinan kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Ciddi olmaya çalışarak gözlerini irileştirdi.
"Ciddi misin sen?" dedi. "Aman Tanrım! Ben anlamıştım zaten. Sabahtan beri biraz büyümüş gibisin."
Ateş kıkırdadı.
"Hayır baba, o kadar da büyümedim," diyerek Sinan'ın kollarında kıvranmaya başladı. Derdi artık aşağıya inebilmekti. Sinan da onu daha fazla sıkmamak için gitmesine izin verdi. Küçük çocuğu ayakları üzerinde yere indirdikten sonra başını kaldırdığında, antrede onları sevgi ile izleyen Zeynep'le karşılaştı. Ona da çapkınca göz kırptıktan sonra "Merhaba," diyerek selam verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/73280515-288-k708796.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİTEM
RomanceBir kadın, Hayatı zor yoldan tecrübe eden, zor bir karar vermeye itilen, dimdik ayakta kalan... Bir adam, Sevmeyi bilmeyen, henüz yeterince büyümeyen... Bir yabancı, Kadının her anında yardımcı... Ve bir çocuk, Geleceği masumiyetle yıkanmış, geçmişi...