BÖLÜM 21

38.1K 2.1K 308
                                    

İyi geceler canlarım :) Gecenin bu saatinde bölümü ekleyerek doğru mu yapıyorum bilmiyorum ama zaten yeterince beklediğiniz için, daha fazla bekletmek istemedim. Fakat aranızdan bazılarına birazcık sitem edeceğim. Notlarımı ya okumuyorsunuz ya da okuduysanız da dikkate almıyorsunuz. Daha önce onlarca defa söylediğim gibi, hikayeye olan ilginize hayranım ve bu beni çok mutlu ediyor fakat bana 'yeni bölüm?' 'yb' 'ybbbbbbbb' tarzı yorumlarla gelmeyin arkadaşlar. Ben üzerimdeki ders yükünden, bir sene daha başaramama stresinden ders çalışmaya bile konsantre olamıyorken kitaba devam etmenin vicdanıma ağır geldiğini fark ettiğimden beri yazamıyorum. Son günlerde o kadar çok yeni bölüm mesajı geldi ki kendimi bir de bunun vicdan sızısıyla kıvranırken buldum. Hepiniz öğrencisiniz ya da öğrenci oldunuz. Üniversite bitirme stresiyle ya karşılaştınız ya da karşılaşacaksınız. Üzerimde kendi düşüncelerimin ağırlığı dışında ailemin ısrarlarının baskısı da var. Ben bu baskı ve stres altında ne yaratıcılığımı konuşturabiliyorum ne de dersime odaklanabiliyorum. Bu sebeple sizlere bir kere daha ricalarımı iletiyorum. Yeni bölüm mesajları bırakmayın. Hele ki bugüne kadar kitapla ilgili tek bir görüş belirtmeyip de, geciken bölüm sonrası yeni bölüm isteğiyle geliyorsanız hiç gelmeyin. Ben zaten hazır olduğumda o bölümü yazar, bekletmeden de eklerim. Umarım bu konudaki son sözlerim olur bunlar. Uzun bir bölüm yazdım. Elimden geldiğince herkese yer verdim. Son kontrollerimi yaparken hızımı alamayıp bir 500 kelime daha eklemişim, kendim de şaşkınım. Şimdiyse daha fazla uzatmıyorum ve sizleri bölümle baş başa bırakmadan önce keyifli okumalar diliyorum :) 


Gitmek kolaydı. Her şeyi bırakmak ve arkada kalanların ne halde olduğunu düşünmeden pes etmek çok kolaydı. Asıl zor olan geride kalmaktı. Geride kalanın pişmanlıkları, yaşayamadıkları, hayal kırıklıkları, söylemek isteyip de söyleyemedikleri olurdu.

İşte Alaz'ın durumu da tam olarak böyleydi. O geride kalmıştı ve babasının terk edişlerine şimdi bir yenisi daha eklenmişti. Ama bu sefer Alaz babasına kızamıyordu. Neden diye soramıyordu. Çünkü bu sefer babasını küstüren, onu hayatından vazgeçmeye iten kişi kendisiydi. Doktorlar kalbi besleyen damarlardan birinin tıkanmış olduğunu söylemiş olsalar da Alaz bu ölümün hesabını tıkanan bir damara kesemiyordu. Nitekim annesi de aynı şekilde düşünüyordu. Lale Hanım Yavuz Bey'in ölmesinden oğlunu sorumlu tutuyordu. Alaz kendi karanlığında, yalnızlığında kaybolurken, o da elinden gelen desteği veriyordu.

Defin işlemleri için birlikte Türkiye'ye dönmüşlerdi. Ancak hastane işlemlerini nasıl hallettiklerini, naaşı uçağa nasıl yüklediklerini, o kadar yolu nasıl aldıklarını sorsalar ne Lale Hanım ne de Alaz bir cevap verebilirdi. Duyguları körelmiş, kurulu bir robot gibi işlemleri halletmişlerdi. Türkiye'ye geldiklerinde ise aile dostlarına ve akrabalarına Yavuz Bey'in öldüğünü Lale Hanım haber vermişti. Diğer işlerle ise Alaz ilgilenmişti.

Zeynep eski kayınvalidesinden böylesine acı dolu bir telefon aldığında, işten erken dönebilmek için izin aldığı bir günün ortalarındaydı. Duydukları sonrası genç kadın çok üzüldü. Yavuz Bey'i de Lale Hanım'ı da seviyordu. Her zaman yanlarında olamasalar da onlar Zeynep'e hep nazik davranmışlar, onu sahiplenip korumuşlardı. Kendilerince hataları olabilirdi. Fakat Zeynep için kendi ailesinin, amca ve yengesinin olamadığı kadar aile olmuşlardı. Ve şimdi Yavuz Bey'in ölmüş olması, Zeynep'i kendi ailesinin öldüğü zamanlara götürmüştü.

Zeynep haberi sindirene kadar bir süre odasına kapandı. Üzüntüsünü atana kadar ağladı ve rahatladığında gözyaşlarını silip toparlandı. Oğlunun karşısına geçebilmek için yüzünü soğuk suyla yıkadı.

Bu durumu Ateş'e nasıl anlatacağını bilememek genç kadının elini ayağını birbirine bağlıyordu. Dedesinin ölümü, Ateş'in ölümle ilk tanışması olacaktı. Ömrü boyunca sayısız ölümle karşılaşacak olsa da ilkinin böylesine küçük bir yaşta olmamasını dilerdi.

SİTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin