BÖLÜM 7

51.3K 2.1K 167
                                        

Merhabalar arkadaşlar,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar arkadaşlar,

Bugün çok güzel bir giriş yapıp hepinize neşe saçıyor  olmak isterdim. Ancak hepimizin olduğu gibi, benim de enerjim yok. Çok zor günler geçiriyoruz. Derdini veren Allah, sabrını ve dermanını da verir inşallah.

Bu hafta bölüm eklemeyecektim ancak son anda değişen planlardan ötürü bölüm yazmaya karar verdim. Sitem'in en uzun bölümü bu hafta sizinle :) Dilerim duygu ve düşüncelerinizi benimle paylaşır, okuduğunuzu bana bir şekilde yansıtabilirsiniz.

Ben daha fazla meşguliyet yaratmadan sizi hikayeyle baş başa bırakayım. Onlar benim anlattığımdan çok daha fazlasını anlatacaklardır size, eminim ki :) Keyifli okumalar dilerim şimdiden.

NOT: Medyadaki resmi değiştiremediğim için, görsel olarak ekliyorum. Üstteki çalışma için  @berfsc e çok teşekkür ederim :) Muhteşem olmamış mı <3

Beklemek zordu. Beklemek yorucuydu. Bekleyişin sonunda yıllardır kaçıp saklandığın, yüzleşmekten korktuğun birini görecek olmak varsa daha da zordu. Görüşme talebinin reddedilmesi durumunda üzerinde yaratacağı etkiyi tahmin edememek de vardı tabii.

Sinan her türlü gergindi işte. Zeynep'in merak, heves ve endişe yüklü sorularına cevap vermekte bile zorlanıyordu. O anda kendi içine öyle bir dalmıştı ki yüzeye çıkmak zor geliyordu. Sahi, neden Burcu'ya gelmişlerdi ki? Neden gidebileceği onca avukat varken, aklına bir anda Burcu gelmişti? Sorularının cevabını verebilecek kadar düşünmeye vakti olmadı. Genç sekreter yüzü allak bullak bir halde içeriye girip doğrudan Sinan'ın yüzüne baktı. Anlık bir öfke ifadesi yüzünden gelip geçti ve sonra profesyonel olmaya gayret ederek gülümsedi.

"Burcu Hanım sizinle görüşecek. Koridorun karşısındaki ikinci odada sizi bekliyor," dedi.

Zeynep yüzünde rahatlamanın verdiği bir gülümsemeyle ayağa kalkarken, Sinan sanki az sonra idam edilecekmiş gibi ağır ve isteksiz hareketlerle oturduğu yerden doğruldu ve kendi kendine oyun oynayan Ateş'i kucağına alıp koridora çıktı.

"Sinan... Çok heyecanlıyım," diye fısıldadı Zeynep koridora çıktıklarında.

Sinan genç kadını rahatlatabilecek cümleler kuramıyordu.

"Endişelenecek bir şey yok," diyebildi sadece. Ateş'i tek koluyla taşımaya devam ederken, diğer elini Zeynep'in omzuna koydu ve sekreterin söylediği odanın önünde durdular. Zeynep'in bakışları Sinan'a kaydı ama genç adamın bakışları kapı kolundaydı. Elini değse yakacaktı sanki. Bu yüzden Zeynep'e dönüp her şey yolundaymış gibi gülümsemeye çalışarak "Sen önden gir," dedi.

Zeynep başını salladı ve kapıyı çaldı. İçeriden ince ve güçlü bir ses 'Girin,' diye seslendiğinde titrek hareketlerle kapıyı araladı. Ferah ve aydınlık odaya girerek, arkasında bekleyen Sinan'ın da içeriye geçebilmesi için yolu açtı.

SİTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin