17 ▶ | "UNUTMAK"

360K 15.1K 6.7K
                                    

Aksilikler çıktı, bölümü yazmaya oturamadım. Ancak yetişti ve kontrol etmeden atıyorum, hatalarım olabilir, kusura bakmayın.

Geçen bölüme gelen yorumlaınız, beni heveslendirecek kadar harikaydı. Hepiniz mükemmeldiniz, teşekkür ederim.

Keyifli okumalar...

17. BÖLÜM : UNUTMAK

Edim, genç kızın arabaya binmesi için kapıyı açtı. Lavin arabaya geçip yerine yerleştiğinde ancak o zaman günün yorgunluğunu tam anlamıyla bedeninde hissetti. Edim motoru çalıştırdığında, başını ona çevirdi. Böyle bir tepki beklemiyordu açıkçası, belki eve saklıyordu tüm sinirini. Ya yine o yere kapatırsa? Bunu düşünmekten kendisini alamıyor, bunları düşünmek içindeki korkuyu tetikliyordu.

Eve geldiklerinde saat altı olmuştu. Genç adam, bu kez zili çalmadan, anahtarıyla kapıyı açtı. Nergis kapının sert kapanan sesiyle mutfaktan çıktı, genç adamın gelmesini bekliyordu. Karşısında duran iki gençte tuhaflık olduğunu anlamak güç değildi.

Söze girdi Nergis. "Bugün iki kez sizi aradılar, Edim bey."

"Kimler aradı?"

"Önce mağaza yetkilisi aradı, kolej açılımı için takım elbise sipariş etmek istemiştiniz. Kataloktaki parlak, lacivert takımı mı, yoksa siyah takımı mı, istediğinizi sordular."

"Henüz karar vermedim," diye homurdandı. "Bana yarın sabah tekrar hatırlat."

"Sizi arayan diğer kişiyse, Samet bey."

Edim, "Ah, evet," dedi şarjı kapanmadan önce de kendisini aradığını hatırlayarak. "Ne dedi?"

"Bu akşam sizinle görüşmek istediğini."

"İmkânsız, onu ara ve küçük bir kaplana sınırlarını öğreteceğimi söyle."

Kadın şaşkınca gözlerini kırpıştırdı. "Efendim?"

Edim gözlerini devirip, "Küçük bir kaplana sınırlarını öğretmem gerektiğini söyle," diye tekrar etti.

Nergis hanım, kurnazca Edim'i süzdü, bazen kaçık olduğunu düşünüyordu. Şu an bu düşüncesinin haklı olup olmadığını düşünerek, "Peki, Edim bey," dedi ve mutfağa geçti.

Küçük kaplana sınırlarını öğretmekren kastı neydi? Lavin içinden lanetler ediyordu. Edim merdivenlere ilerlediğinde, elini ondan kurtarmaya çalıştı. Şimdi kesin o kuş yuvasına tıkacaktı kendisini. Birden aklına ilk gelen şeyi söyledi.

"Açım, ben!"

Edim duraksadı, mutfağa doğru, "Nergis, yicek bir şeyler ayarla!" diye bağırıp, merdivenleri tırmanmaya devam etti. Genç kızın kalbi, artık nerede atıyordu hiçbir fikri yoktu. Merdiven basamakları bittiğinde, Edim duraksayarak genç kıza elini tırmaladığı için sert bir bakış attı. Lavin, "Salaksın sen, şimdi seni o kuş yuvasına tıkacak işte," diye tekrar edip duruyordu içinden. "Sonra da hapsız bırakacak, katıksız salaksın hem de."

Edim, odasına doğru yürüdü.  Yukarıya giden merdivenlerden uzaklaşmak Lavin'i bir nebze rahatlatmıştı. Derin bir nefes verdi ama yine aklına bir dünya dolusu soru akın etti. Ders vermekten kastı neydi, bilmiyordu.

Odaya girdiler, genç adam kapıyı arkalarından kapatırken, Lavin'in ince bileğini bırakmıştı. Edim kapıya yaslandı, bir süre öylece Lavin'i izledi boş gözlerle. Kabarık olan saçları, öfkeyle kızarmış yanakları, derin derin soluması alışılmadık bir tabitta olduğunu gösteriyordu Edim'in. Öfkeliydi... Fazla öfkeli...

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin