İP_15 | İHANETİN PASLI BIÇAĞI

281K 7.3K 10.2K
                                    

Yorumlarınızı okuyorum, hespsi için çok teşekkür ederim.

Küçük Avcılarım, önce oy verip bölümü yıldızladıktan sonra bölüme geçin ve bizim için bol bol yorumlar bırakın, şimdiden oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

Bölüme bir kar tanesi bırakın ❄ sayfalar soğusun, satırlarımız karlar gibi ışıldayıp kar gibi koksun.

Bölüm Şarkısı | Jena Lee • J'aimerais Tellement

15. BÖLÜM | İHANETİN PASLI BIÇAĞI

Ne zaman elime bir polis copu alıp kafamın içindeki kargaşaya düzen vermem gerekse, elim ayağıma dolaşıyor. Olgular sağa! Fikirler sola! Duygular siz de bir adım geriye!

 Olgular sağa! Fikirler sola! Duygular siz de bir adım geriye!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Zihnimin içinde ışık arıyorum.

Kendimi üzerine bıraktığım yatağım aniden ters dönüverdi. Bomboş, çöl kadar kurumuş görünen kurak bir arazide açtım gözlerimi. Sırt üstü yattığım yerden kıpırdayamadım, bana hiç de yabancı gelmeyen bir atmosferi var havanın. Karanlık. Boş arazinin hiçliğini bozan iki şey vardı; biri bedenim, diğeri hiç durmadan şiddetli esen rüzgârdı. Rüzgârı görebiliyorum; şekli bir canavarı andırıyor, rengini karanlıktan almış belli. Açılmış ağzı kara buzlar saçıyor karanlığa. Rüzgâra asice meydan okumayı, diklenmeyi istiyordum ama yapamıyorum; çünkü bu kara hiçliğin ortasında sessizce, kimsesizce ölüyorum.

Hissettiğim acı gerçekti, hissettiğim üşüme gerçekti, hissettiğim boğulma gerçekti.

Boynumda boğazımı sıkan siyah bir idam ipi var, ipi zar zor çekip kenara attığımda bile nefes alamadım. Ağzımı sonuna kadar açtım, bağırmak istedim; bağıramadım. Ve sonra beni dehşete düşüren asıl şeyin idam ipi olmadığını panikle fark ettim. Boğazımı öldürür sertlikle sıkan benim kendi elimdi. Kendi elim, kendi uzun, ince parmaklarım. Boğazımın ön kısmına yapışan avucumdu.

Karanlığı, rüzgârı ve ölümü hissettim.

Zihnimin içinde ışık arıyorum.

Sonra zihnimin içinden küçük bir kızın sesi geldi. "Burası hep karanlık, hiç ışık yok."

Yağmurun cama acımasızca çarpan sesiyle nefes nefese uyandım bu kâbustan. Hemen doğruldum, kalbim delice çarpıyordu. İçimi saran kâbusun izleri, ruhumu zayıf tenimin içinden kapı dışarı etmek istedi. Hissettim. Kalbimin dışındaki yaşama bağlı damarlar ruhuma sarmaşıklar gibi bağlandı, kalbimin içinden yükselen atışların yankısı ruhumu bir dost gibi yavaş çok yavaş sakinleştirdi.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin