İşte 5. Bölüm!
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutma ❤
5. BÖLÜM | AĞA TAKILAN ISLAK KELEBEK
Karanlık bastırıyor yeniden
Ama biliyorum ki ölümlü uyku
Sallanan bir beşikte karabasana dönüşmüş...Büyücü bir akrebin zehrinden gıdalanan dondurulmuş şuurum, şafak sökerken yavaş yavaş kendine geliyordu. Zihnimde bitmek tükenmek bilmeyen bir plak cızırtısı... Hiçbir melodi yok, zihnimin köşeleri korkunç melodramlarla dolu.
En son bir kâbusun ortasında ölmemiş miydim?
Eğer tüm o gördüğüm şeyler gerçek değilse, karanlık zihnimin içinden akan pis irinler olmalıydı.
Rüzgâr, ne acımasızdı. Esintileri, ne vurucuydu. Çok üşüyordum. Vücudum çıplak mıydı? Gözlerimi açamıyordum, bedenim acıyor, boğazım kurumuş, dudaklarım sanki birbirine yapışmıştı. Ötelerden gelen sesler duyuyordum. Bedenimde dalgalanan hissi başta kendimden sanmıştım ama hayır, bu basbayağı bir arabanın taşlık bir yol üzerinde gitmesiydi.
"Ne demek ilgilenmedi? O lanet olası onun annesi!"
Onun sesiydi, bu sesin ona ait olduğunu çok iyi biliyordum.
Edim Demiray'ın tehlikeli, ifadesiz sesi.
Gözlerimi açtığımda görüş alanımın bulanıklıktan çıkmasını bekledim. Bir an içimdeki her şey sustu, ne yapacağımı hatta ne hissedeceğimi dahi bilemedim. Anahtarı kaybolmuş bir kutu gibi hissediyordum. Başımı kaldırmak için hareketlendim fakat enseme bıçak gibi saplanan ağrı yüzünden yeniden uzanıp bir elimi enseme atarak ovaladım. Kendimi toparlamaya çalışırken Edim'in konuşmalarına odaklanmaya çalıştım. Diğer yandan Edim'in arabasına ne zaman bindiğimi hatırlamaya çalışıyordum, kafam zincirleme kaza geçirmiş olay yeri gibiydi. Araba hareket halindeydi. Edim'e neler olup bittiğini sorsa mıydım? Sonra gece olanlar aklıma su gibi döküldü; Khen, verdiği sıvı uyuşturucu, hareketsiz hâlim ve Edim'in görüsüntüsü... Bu yüzden sessiz kalmaya karar verdim.
"Ne yani çocuk bakıcılığı mı yapacağım?"
"....."
"Oraya bırakmak...," dedi, duraksadı. "Saçma olmaz mı?"
Ne konuştuklarını anlamıyordum ama Edim son soruda tereddütlü ve isteksizdi. Daha önce o ses tonuyla konuştuğunu hatırlamıyordum. Onun ses tonu her zaman tereddütsüz kendinden emin olmasının yanı sıra yıkılmaz, güçlü ve mesafeli çıkardı.
"Elbette hayır!" Tıslamıştı. "İntikamım herkesin her şeyin üzerinde, biliyorsun," dedi, buz gibi sesi insanı üşütüyordu, bir kez daha titredim. "Gerekirse gözümü bile kırpmadan kızı öldürürüm."
Tüm zamanların akrep ve yelkovanı aynı anda durmuş, gün dönümü bile durmuştu sanki. Etrafa saçılan kelimelerin arasında tek bir kelimenin harfleri zamanı boşluğa itmişti. Öldürmek?
Edim beni öldürecekti, telefonda konuştukları her bir sözün muhatabının ben olduğumu hissedebiliyordum. Burdan hemen kaçmalıydım. Araba yavaşça dururken, nedense bu duruş aklıma tek bir şeyi getirdi beni burda öldürecekti. Kaçmalıydım. Daha nerede olduğumu bile bilmiyordum, bunu anlamaya çalışacak zamanım yoktu. Üstelik Edim'in neden beni öldürmek istediğini de bilmiyordum.
Araba tamamen durdu, ensemdeki ağrı kendini göstermesine rağmen aldırmadan doğruldum, hızla kapıyı açarak vücudumu dışarıya attım. Dışarı çıktığım gibi tüm gücümle koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)
Ficción General♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuşturucuya mahkûm olan bir kız... Lavin Kutup. İkisi bir araya gelince, öfkeleri cehennem olacak. Tenl...