Satır arası yorumlarınızı görmekten keyif alıyorum, unutmayın.
Keyifli okumalar...
22. BÖLÜM | YANGIN
Dünya avcısıyım
Av ararım sahte cennetlerde
Kelimelerim sudur cehennemlerdeGözlerinin üzerindeki bu ağırlığın sebebini anlamıyordu, sanki tonlar ağırlığında olan bir yük gözlerine oturmuş gibi hissediyordu. Gözlerini sonunda açabildiğinde birkaç kez kırpıştırdı, sonra göz kapaklarına oturan acıya dayanamayarak yeniden kapadı. Rahatlamak için parmaklarıyla gözlerini ovaladı ve başını kendisine gelmek isteyerek salladıktan sonra bu defa gözlerini temkinli açtı. Şimdi daha iyiydi, gözlerinin önüne perde gibi çekilen o bulanıklık yoktu.
Zihnini en son neler olduğu üzerine yorarak hatırlamaya çalıştı. Zihni oldukça tembel davranmayı seçmiş, kendisine dün gece hakkında hiçbir görüntü sunmuyordu. Başının iki yanındaki damarlardan beynine uzanan feci bir ağrı vardı, başında. Vücudu üzerinden tır geçmiş gibi ağrıyor, midesi de isyana geçmiş içindekileri dışarı atmaya hazırlanıyordu. Ağzının içinde acı bir tat vardı, ağzını ve dilini yakan. Karnını tutarak, yerinden aceleyle fırladı fakat aksilik o ya; ayağı takıldı, dizlerinin üzerine düştü.
Neler oluyordu böyle?
Derin bir soluk aldı, yere kusmamak için hızla ayağa kalktı, koşarak banyoya gitti. İçinde ne varsa hepsi klozete boşalmıştı. Doğrulup, aynanın önüne geçti. Ağzını suyla birkaç kez çalkaladı. Beyazlamış ve yorgun görünen yüzüne birkaç kez su çarptı. Aynadan üzerindeki beyaz tişörte gözleri takıldı, birkaç adım geri gitti. Üzerine kısaca göz gezdirdi. Edim'in tişörtü ve baksırı? Neden? "Hiçbir şey hatırlamıyorum," diye mırıldandı.
Banyodan çıktı, bozuk ve boş olan yatağa baktı. Edim neredeydi? Birden yine boş bulunarak dizleri üzerine çöktü, saçları yüzüne düştü. Birkaç saniye sonra bir el tarafından saçları geriye çekildi.
"İyi misin?" diye sordu Edim.
Başını, saçları dağınık olan Edim'e doğru kaldırıp, hayır anlamında salladı. "Midem çok kötü, hem durmadan kusacak kadar dolu, hem de bomboş hissediyorum," dedi sakin bir sesle. "Uzun aradan sonra içki içmek pek yaramadı."
"Sanırım, bir şeyler yersen rahatlarsın, alkolün etkisi geçebilir," dedi, Lavin'i nazikçe kollarından tutup kaldırırken. "Bu sabah fazlasıyla kibar ve medeni gördüm seni."
Genç kız, bir adım gerilediğinde keskin kulaklarıyla, Edim'in sesinin ardındaki dalgayı yakalamıştı, kaşlarını hafifçe çattı. "Anlamadım?"
"Dün gece diyorum, çok vahşiydin."
Lavin, gayri ihtiyari Edim'in yarım kollu tişörtün açıkta bıraktığı kollarını ve düz ifade gösteren yüzünü kontrol etti. Ama morluk ya da tırnak izi görememişti. İki medeni insan gibi karşılıklı olarak konuşmaları şaşırtıcı ve tuhaftı. Bir şeyler vardı, ama ne? Edim'in farklı bir hali vardı... Her zaman konuştuğundan farklıydı...
🔸
Fakülteye gitmek için arabaya geçtiklerinde ikisinin de üzerinde tuhaf bir duygu olduğunu düşünüyordu, genç kız. Edim her zaman kendisiyle uğraşır, takılırdı ama bu sabah çok durgun ve keyifsiz duruyordu.
Sakin bir sesle, "Edim, dün gece ne oldu?" diye sordu. Genç adam gözlerini ağırca yoldan çekip, Lavin'e kısa bir bakış attı ve yeniden yola odaklandı. "Yani... ben dün gece ne olduğunu pek hatırlamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)
General Fiction♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuşturucuya mahkûm olan bir kız... Lavin Kutup. İkisi bir araya gelince, öfkeleri cehennem olacak. Tenl...