İP_16 | YERALTI KAFESLERİ

258K 6.6K 8.2K
                                    


Selam!

Küçük avcılarım, önce bölümümüze oy verip sonra okumaya geçin ve satır aralarına bol bol yorumlar bırakın ki hiç boş satırımız kalmasın... Sizi seviyorum! ❤

Bölüm öncesi, kitap simgemiz buraya ❄

16. BÖLÜM | YERALTI KAFESLERİ

Geçmişimin, şimdimin ve geleceğimin olmadığı o an, bir rahmin içindeydim.

On sekiz yıl önce karanlık bir rahimden çıkmaya hazırlanırken yaşanacaklardan haberim yoktu. Yaşananlar ben annemin karnında süremi tamamlamaya devam ederken olup bitmişti. Garip bir şekilde cinayetler yaşandığında oradaydım ama annemin karnındaydım.

Edim Demiray altı yaşındaydı. Bir geçmişi, şimdisi ve geleceği vardı. Ailesinin ölümünü gerçekleştiren babamın işlediği o cinayete şahit olduğunda bende orada, onunlaydım; annemin karnındaydım.

Kalbimin duruşunun ardından gözlerimi bu hayata açtığımda beni bekleyen karanlık bir geçmiş olduğunu, bıçak sırtında yaşadığımı bilmeden yaşadım.

On sekiz yıl sonra geçmişin içinden intikam hırsını aile cinayetinin kanıyla sulayan Edim Demiray çıkageldi.

Hayatıma dahil oldu, hayatıma nüfus etti, hayatımı parçaladı ve bana benim olmayan başka bir hayat verdiğinde beni getirdiği yer geçmişin yaşandığı eviydi. İkimiz, o geceye tanıklık eden iki ruh olarak aynı yerdeydik.

Dikkatim bir kirpinin dikenleri gibi dikleşti. "Edim'e ihanet etmemi mi istiyor?" Ağzımın kenarından alaycı bir ses yığıldı ânın içine, bu kelimenin neden beni bu kadar rahatsız hissettirdiğini bilmiyorum. "Edim'e sadakat sözüm olduğundan falan değil ama neden benden böyle bir şeyi istiyor anlamadım?"

Edim Demiray'a ihanet etmek nedir bilmem ama bir an kendimi ona ihanet ederek hayal ettiğimde ruhuyla, bedeniyle, gölgesiyle birlik olup üzerime geldiğini ve beni köşeye sıkıştırdığını hissettim. Ürperdim.

"Tamer, ona yardım etmenin karşılığında sana ailene dönmeyi teklif ediyor," dedi. "Sana sunduğu anlaşma bu."

Tamer döneceğim bir ailemin olmadığını, dağıldığını bilmiyordu.

"Aptala mı benziyorum ben?" diye sorarken sesim cevizin kabuğu gibi sertleşti. "Beni aileme döndürmesi için tamamen saf dışı bırakması gerekiyor Edim'i." Gözlerinin içine beni iyi anlamasını isteyerek baktım. "Ben aileme dönmeyi başarabilsem bile Edim hemen arkamda olacak, o da benimle birlikte dönecek. Tekrar peşime düşecek."

Selin gözlerime baktı. "Tamer bunu garanti ediyor, Edim'in peşine düşmemesini."

"Çok saçma Edim'in peşime düşmemesinin tek yolu var," dedim başımı hızla sallayarak. Aklıma gelen şey düşüncelerimin arasına sis bombası gibi düştüğünde saniyeler sislerle körleşmiş gibi hareket edemedi. "Dur biraz, yani o Edim'i mi öldürmeyi mi planlıyor?"

"Ne yapacağını bilemem ama öyle olsaydı?" diye başladı. "Yani Edim Demiray ölseydi, bu seni üzer miydi?"

Bu soruyu hiç beklemediğim için afalladım, soru bir tür tepkimi ölçmek adına sorulmuş test sorusuna benziyordu. Selin'in sözlerini algılamada sorun yaşıyormuş gibi gözlerim yüzüne kilitlendi. Kalbimdeki bu kasılma, göğsümdeki bu uyuşma, zihnimdeki sorgu neydi bilmiyorum. Edim'in oturduğu masaya baktım ve onunla karşılaştığım ilk andan son ana kadar aramızda yaşanan o olaylar zincirinin bütününü düşündüm.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin