Bölüm şarkısı : Ruelle • StormKusura bakmayın, bölümü geçen hafta yayınlamayı çok istedim ama, maalesef bazı problemler çıktı. O yüzden yarın bir bölüm (38.bölüm) daha yayınlayacağım size. Bu bölüme güzel yorumlarınızı alırım yalnız, top sizdeeee. ^^
Kafanız karışmasın diye kısa bir not : Biraz geriden alıyoruz bölümü yani Lavin nasıl Edim'in yanına geldi, nasıl karar verdi buna. O kısmı eklemeseydim boşluk olacaktı.
Sizi seviyorum, umarım bölümü seversiniz. Ama ben yarınki bölümü daha çok seveceğinizi düşünüyorum. ❤
37. BÖLÜM | KORKU
Cüzzam gibi ağır yaralar, bedene nasıl yavaş yavaş dağılıyorsa, acı da rüyaya girip, rüyaları kanatıyordu.
Lavin, uyuya kaldığı yatağında, gün ışığını yavaş yavaş kaybederken aniden uyandı. Odayı saran soluk, turuncu ışık, bir an sabahın şafak vaktinde olduğunu düşündürse de, sabaha kadar uyumuş olması bir mucize olurdu. Komodindeki dijital saate göz attı, biraz dinlenmek için yatağa uzanmasının ardından sadece bir saat geçmişti.
Yan tarafının üzerinde yatıyordu. Hemen karşısında, gökyüzünü, bir camekânın ardında değilmiş gibi gösteren pencere vardı. Nefesleri ağır ve zayıfçaydı, öylesine sessizdi ki, sanki bir yatakta değil de, bir mezarda uzanıyormuş ve konuşsa bile duyacak kimse yokmuş gibi ruhunu yitirmişçesine suskundu.
Çalan zili duyunca, gökyüzünün ufkunda beliren kırmızı turuncu çizgilerin ahenginde salınan gözlerini kapattı. Kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı. Yerinden, çelimsiz bir zayıflıkla doğrulup, oturur pozisyona geçti. Alvina gelmiş olmalıydı. Heyecanlı olması gerekiyordu, babasıyla görüşebilecekti. Neredeyse, heyecanlı olmaya bile zorlayacaktı kendisini.
Zilin çalmasının ardından belki üç ya da dört dakika geçmişti. Odanın kapısı hafifçe tıklatıldı, içeriye girenin kim olacağını biliyor olmasına rağmen gözlerini kapattı. Alvina hızlı adımlarla içeri girip kapıyı tekrar arkasından örttü ve karşısında durduğunda ancak o zaman açtı gözlerini. "Hemen buraya geldim," dedi bez çantasında telaşlı bir arayışa girerken. Bulunca heyecanla ekledi. "Hah, buldum."
Telefonu, Lavin'e uzattı. "Yağız'a bakmalıyım, görüşürüz." Bunu çıkması gerektiğini düşünerek söylemişti. O arkasını dönmüş giderken, Lavin arkasından bakıyor, bir şey söylemek için -belki gitmemesini istemek gibi- dudaklarını kıpırdattı fakat ağzından hiçbir şey çıkmadı. Bazen ona açılmayı çok istiyordu ancak bunu yapmasını engelleyen bir güç dilini tutukluyordu. Alvina, Yağız'ı ve Yiğit'i anlatmıştı, yaşadığı zorluklara rağmen insanlara güveni vardı. Peki ya kendisi, niye onunla her dertleşmeyi ya da akıl almayı düşündüğünde sonuç suskunluk oluyordu?
Çünkü sen sorunlusun, aptal Lavin.
Ama Alvina her şeye rağmen mükemmel ve senin gibi sorunlu biri değil.
Alvina odadan çıktı.
Lavin, elindeki telefonla ne yapacağını bilemez hâlde bir süre yerinde durdu. Sonunda, babasını aramaya karar vererek, tam anlamıyla derin bir soluk aldı ve yerinden kalktı. Gardıroba ilerleyip, kendi bölümünün sürgülü kapısını ağırca yana doğru iterken, parmaklarına bulaşan tereddütten hiç hoşnut olmamasına rağmen, hiç kullanmadığı siyah, cepli kapüşonlunun cebine sakladığı babasına ait olan numaranın bulunduğu kağıdı alıp, sürgülü kapıyı kapatırken, bu kapanan sesin düşüncelerinin üzerini de örtmesini istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)
Ficção Geral♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuşturucuya mahkûm olan bir kız... Lavin Kutup. İkisi bir araya gelince, öfkeleri cehennem olacak. Tenl...