İP ▶️ 38 | "İSLİ KALP"

270K 9.9K 6.3K
                                    

Bölüm Şarkısı: Ed Sheeran ¤ Photograph

Benim imdadıma yetişerek, instagramdan @sara_celik77 seçti şarkımızı. ❤

Keyifli okumalar!

38. BÖLÜM | İSLİ KALP

Kalbim neden isli bir şehir?
Kalbim! Neden ben?
Bir tek aşk sözü söylememiş gibiyim?

🍁

Gündüz umut dolu ve masmavi gülümseyen deniz, gece öfkeler içinde kalmıştı da yok etmeye yazgılı siyah kezzap gibi hissettiriyordu.

Lavin, pencereden boğazın derin sularına bakıyorken, sarı saçlarıyla oynuyor, baştan savma yaptığı örgüyü bir yapıyor, bir bozuyordu. İstanbul'un rutubetli ve hüzünlü gecesi, iliklerine kadar işlemişti. Başını biraz daha yana çevirdi, karşıya giden tekneleri ve herbirinin ucundaki direğe iliştirilen ışığın geceyi kırdığını gördü, dudakları farkında olmadan küçük bir gülümsemeye yakalandı; küçükken yaptığı kağıttan kayıklar aklına geldi. Suya giren kağıttan kayıkların, bir süre sonra ıslanıp devrilmesine ne sinir olurdu. Her çocuğun anısında yer edinen kağıttan kayıklar, herkes için farklı his oluşturuyordu, şüphesiz. Başkaları ne hissederdi bilmiyordu ama, kendisi bir gün batmayacak bir gemide, deniz yolculuğu yapmayı düşlemişti. Hüzünlüce iç çekti, küçüklüğün doğurduğu masum hayallerin tozunu büyük karanlıklar süpürmüştü.

Oturduğu pencere pervazından kalkıp, yatağa doğru ilerledi. Sakince yatağa uzandı, gözlerini tavana dikerken, bir bacağını diğer bacağının üzerine yerleştirerek ellerini üst üste göğsünün altına koydu, parmakları sol elinin üzerinde sessiz bir ritimle vuruş yaparken, sıkıntılı bir tavırla verdiği nefes, havaya bir ney sesi gibi karıştı. Edim ne zaman gelecekti ki? Onun düşününce bazen merak, bazen öfke, bazen sitem duygusu altında eziliyordu. Kelimeler, uğrak bir yolcuymuş gibi dilinin ucuna kadar gelip gidiyordu.

Kapının açılma sesini işitti. Heyecanla yerinde doğruldu, gelmişti işte. Farkında olmadan eli saçına gitti, hızlıca düzensiz olan örgüyü çözüp parmaklarıyla saçlarını düzeltti. Sonra bu haline şaşırdı.

Bu heyecanlı ve ona iyi görünmek isteyen kız, ben miyim?

Edim, odaya girince öylece dikildi, Lavin'in babası zaten Ankara'daydı, şimdi de Black belası mı çıkmıştı? Hem de buna kendisi neden olmuştu? Endişe içinde bunlarla boğuşmak, zor ve yorucuydu. Lavin'i bırakmaya karar vermişken, bunun olması hiç iyi değildi. Gitmesine bir kez izin vermişti, evet şimdi burdaydı fakat, ya hâlâ gitmek isterse o zaman ne yapacaktı? Turgay haklıydı, elbette onu tamamen bırakmayı düşünmüyordu, tabii olarak bu, babası ve Black sorunu ortaya çıkmadan önceydi. Şimdi, endişeler içinde boğuştuğunu ondan saklayarak, olduğundan farklı biri gibi davranmak zorundaydı.

Şu an, sadece Lavin'e ve vereceği karara güvenmeliydi ama, onu kaçırmadan bir gün önce aralarındaki yıkılan güven duvarını yeniden onaracak duruma hiç gelememişlerdi. O, ilk kez kaçmayıp buraya gelmişti. Telefonu açmamakla canının yandığını düşünürken, bu kararın uğrattığı sonuç Lavin'in burda olmasıydı ve dolayısıyla iyi bir karardı. Eğer, telefonunu açsaydı ya da geri dönüş yapsaydı kaçmaya devam edeceğine şüphe yoktu.

Lavin, niye böyle durduğuna anlam veremedi. Üstelik bakışları, boş bir feza kadar uçsuz bucaksız ve insanı içine çekip yutacak kadar karanlık görünüyordu. Tedirgin bir sesle, "Edim, iyi misin?" diye sordu yavaşça. Gözlerini diktiği gözlerinde zorlu bir arayışa girdi, Edim o boşluğa tek bir anlam bile katmadığından, arayışlarının sonu boşluğa bulanmış hüsrandı. "Bir sorun mu var?" Hâlbuki içten içe bir sorun olduğunu biliyordu.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin