Bıçaklı Saldırı

2.6K 317 89
                                    

Kimdi bu Murat arkadaşım desem bu şehirde hiç arkadaşım yok ki. "Kimsin sen." Dedim. Gerçekten de kim olduğunu çok merak ediyorum.

Biraz bekledikten sonra gelen mesaj sesiyle mesajı açtım. "Sen benim kim olduğumu boş ver. Başında nasıl bir bela olduğunu düşün." Diye yazmıştı. Korkuyordum.

Hemen tuşlardan numarayı çevirdim. Onu aramaya karar vermiştim. Ara tuşuna bastıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm. Bir saniye bekledikten sonra "aradığınız numarayı ya yanlış girdiniz. Ya da bu numara kullanılmıyor." Dedi. Ama nasıl olabilirdi sadece birkaç dakika önce bu numaradan mesaj gelmişti. Ama şimdi arıyorum bu numaranın kullanılmadığını söylüyordu.

içimden bunun bir şaka olması için dua ediyordum. Bir süre elimdeki telefonla bekledim, mesajın gelmeyeceğini anladığımda telefonu yatağın üzerine bırakıp elimdeki bluzla giysi dolabının karşısına geçtim.

Elimi attığım siyah pantolonu çıkardım. Hemen aynanın karşısına geçtim elimdeki siyah bluz ve siyah pantolonu öneme koydum nasıl olduğuna bakmak için. Birkaç defa etrafımda döndükten sonra bunları giymeye kara vermiştim. Ama hava biraz serin olduğundan dolayı bluzun üzerine bir ceket giymeliydim. Biraz düşündükten sonra yani aldığım mavi ceketi giyecektim. Sıra giyeceğim ayakkabıyı seçmeye gelmişti. Ayakkabıları baktığım zaman kararsız kalmıştım. Hangisini giyecektim bilmiyordum. Ama boyumu biraz daha uzun gösteren bir ayakkabı olursa hiç fena olmazdı.

Giymeye karar verdiğim hafif topuklu siyah ayakkabımı alıp ayağıma geçirdim. Son olarak saçım ve makyajım kalmıştı. Hemen makyaj masasının karşısına geçtim. Uçları sarı olan kumral saçımı hafif dalgalandırdıktan sonra yaptığım hafif bir makyajla hazırdım.

Son olarak çantam ve telefonumu alarak mutfağa geçtim. Her zamanki gibi babam gazete okuyordu annem ise kahvaltıyı hazırlıyordu. "Günaydın" deyip babamın yanağına bir öpücük kondurup oturacağım sandalyeye geçtim. Babam kafasını gazetenden kaldırıp "Günaydın kızım." Deyip kafasını yine gazeteye gömdü.

Annem elindeki tabakları masaya bıraktıktan sonra "Kıskandım sizi ya." Dedi. Ben ve babam anneme bakarak güldük.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra babamla beraber okula gidecektik. Yeni okulumda ilk günüm olduğu için babam beni okula götürmek istedi. Bende babamı kırmayarak kabul ettim. Annemin yanağına bir öpücük kondurup evden çıktık.

Babamla beraber arabanın önüne geldiğimiz zaman babamın telefonu çalmıştı. Babam telefonu eline alarak açtıktan sonra kulağına götürdü. Konuşması bittikten sonra telefonu kapatıp yüzüme baktı. "Kızım" dedi sakince. Hafif bir gülümsemeyle "Efendim" dedim.

Babam "ya acil bir işim çıktı. Kendin okula gidebilir misin?" diye sordu. Ah, canım babam ya tabi giderim. Neden bu kadar dert ediyorsun. Hafif bir gülümsemeyle "Tabi babacım sen git beni düşünme." Dedim. Gidip babamın yanağına öpücüğü kondurduktan sonra arabaya binip yanımdan uzaklaştı.

Benimde hemen okula gitmem gerekiyordu. Bu yüzden yürümeye başladım. Biraz ilerledikten sonra sabah bana mesaj atan Murat geldi aklıma. Gerçekten çok merak ediyordum. Bu Murat beni nereden tanıyordu ki. Onu da geçtim numaramı nereden bulmuştu.

İleriden gelen sesten dolayı hemen o yöne odaklandım. Ne kavgamı ediyordular. Aman tanrım ilk defa böyle bir kavgaya şahit olmuştum.

Korkudan mideme ağrılar saplanmıştı. O da ne biri yerde kanlar içinde yatıyordu. İçimdeki korku ikiye katlanmıştı. Ya bana bir şey yapsalar. Hemen buradan çıkmam gerekiyordu. Arkamı dönüp gidecektim ki polis siren sesleri geldi kulağıma. Tam o sırada içimde ki korku bir nevi rahatlamıştı. Çünkü o kötü çocuklar bana hiçbir şey yapamazlardı. Gönül rahatlığıyla tekrardan kavganın olduğu yöne döndüm. Gördüğüm manzarayla içimi tekrardan korku kaplamıştı. O da ne bir çocuk hızlıca bana doğru koşuyordu. Hemen yolun ortasından kalkıp hemen kendimi sağ tarafa attım.

O çocuk yanımdan geçtiğinde göz göze gelmiştik. Sarı saçlarının altındaki mavi gözleri sanki buz kesilmişti. Çok soğuk bakıyordu. İster istemez korkmuştum. Ama giydiği gümüş rengindeki tişörtü altındaki atletik vücudu ortaya çıkmıştı.

O çocuk yanımdan uzaklaştığı zaman bir polisin arkasından koştuğunu fark etmiştim. Ah, be amcacım sen bu kiloyla o atletik çocuğa yetişeceğini mi sanıyordun.

Hemen ileride bir sokak olduğunu görünce oradan gitmeye karar verdim. Adımlarımı hızlandırarak o dar sokağa girdim. Ne kadar korkutucu bir sokak olsa da olay yerinden geçecek değildim.

Sonunda yeni okuluma gelmiştim. Okulun bahçesine girmeden önce kapıda biraz bekleyip okulu süzmeye başladım. Kocaman mavi renkte bir giriş kapısı vardı. Yavaş adımlarla büyük olan bahçesine girdim. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde bir grup arkadaş köşedeki bankta oturup gülüşüyordular. Fazla oyalanmadan hemen okulun içerisine girdim. Ama kendi sınıfımı nasıl bulacaktım ki. Yavaş, yavaş ilerlerken bana doğru yürüyen çocuğu durdurup "Affedersin, 12-B hangi tarafta." Diye sordum. Gözlüklü çocuk " üst kata çık sol tarafta." Dedikten sonra yoluna devam etti. Hemen bende söylediği gibi üst kata çıktım. Sol tarafa dönüp biraz ilerledikten sonra 12-B yazısını gördüm.

Derin bir nefes aldıktansonra besmeleyle sınıfa adımımı attım. Yavaş adımlarla sağ tarafta üçüncüsıraya geçip oturdum.

Sınıfa giren hafif kilolu bir kız bana doğru geliyordu. Pek umursamadan kafamı önüme eğdim. Ama kilolu kızın gideceği yoktu hem de gelip önümde durmuştu. Kafamı kaldırıp kızın yüzüne baktım. Kilolu kız "Kalk burası benim yerim." Dedi.

Şaşırmıştım, onun yeri olabilirdi ama burası iki kişilikti bu yüzden ikimizde burada oturabilirdik. Kızın yüzüne bakmaya devam ediyordum. "Ne aval, aval bakıyorsun kalk." Diye bağırdığında ani bir hareketle oturduğumda yerden kalktım.

Arkadan gelen bir sesle o tarafa döndük. "Aynur kıza bağırmayı bırak belli ki yeni gelmiş ne bilsin orası senin yerin olduğunu." Diye atladı genç esmer bir çocuk. İsminin Aynur olduğunu öğrendiğim kilolu kız "Bana ne Burak oturmasın yerime." Dedi. Genç çocuk "Tamam uzatma Aynur." Dedikten sonra bana bakarak "istersen gel benim yanıma otur." Dedi. Sevinmiştim. Çünkü belki buradaki ilk arkadaşımı bulmuştum. Sevindiğimi belli etmeyerek kafamı 'onaylarcasına' salladım. Ve Genç çocuğu takip ettim. Bana gösterdiği yere oturdum. Genç esmer çocuk elini uzatarak "Ben Burak." Dedi. Bendi hafif bir gülümsemeyle "Bende Masal." Deyip elini sıktım."

Kafamı kapıya çevirdiğimde gördüğüm kişiyle gözlerimi fal taşı gibi açmıştım.

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin