Bizi mi izliyordu?

1.6K 232 33
                                    

Annem odamın kapısını çalıp kapıyı araladı. "Tatlım yemek hazır." Dedi. Hafif bir gülümsemeyle kafamı salladım. Annem, kafamı sallayınca olumla anlamda salladığımı anlamıştır. Hemen Murattın mesajını açıp ona cevap vermeliydim. "Saçmalama Murat sen kimsin ki benim hayatımı değiştireceksin."

Artık sabrım taşmıştı ve Murattı tekrar arayacaktım. Onun beni rahatsız etmeye hakkı yoktu. Ve arayıp ona saydıracaktım. "Benim kim olduğumu en kısa zamanda öğreneceksin." Ne saçmalıyordu neden kısa zamanda karşıma mı çıkacaktı? "Ne saçmalıyorsun." Diyip anneme daha fazla sinirlendirmeden mutfağa geçtim.

Annem ve babam yemeğe başlamışlardı. Hiçbir şey demeden masaya oturdum. Bütün gözlerin üzerimde olduğunu biliyordum ama pek takmamaya çalışıyordum. Babam "Kızım buraya geldiğimizden beri sende bir haller var."

Ya ağlamak istiyorum. Evet, baba bende bir haller var ama size anlatamıyorum. Eğer anlatırsam gerçekten büyük şeyler olacak. "yo, babacım ne olacak ki." Diye geçiştirdim. Babamda pek üzerime gelmek istemediğinden fazla uzatmadı.

Yemeğimi bitirip hemen odama geçtim. Murattan gelen mesajı çok merak ediyordum. Zaten o mesaj yüzünden tedirgin olmuştum ya. Odama girdiğimde telefonu alıp mesajı açtım. "Sen saçmalık sanmaya devam et güzellik."

Of, Murat gerçekten çok abarttın. Hemen bu oyunu bitirmelisin yoksa başına bela alacaksın. "Sende günden güne bana bir şey söylüyorsun. Bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Acaba sen dönek misin? J J" tabi ki böyle bir kapaktan sonra gülücüğü eksik edemezdim. Bana yakışmazdı.

"Ben mi döneğim? Sen kendine bak benimle konuşuyorsun Poyraza umut veriyorsun. Zavallıcık onunla çıkacaksın diye ne kadar heveslendi." Ne saçmalıyor ya. Ben Poyraza umut falan vermedim. Kendi kafasından uydurmuştur. Manyak herif. "Ne saçmalıyorsun. Ben Poyraza umut vermedim tamam mı? Hem seninle konuşuyorum ama kim olduğunu öğrenmek için yoksa sen umurumda bile değilsin." Artık kendi kendime ağlayabilirdim. Çünkü Psikolojim bozuldu.

"Kesin öyledir Masalcık. Unutma yakında tanışacağız. O yüzden fazla merak etme." Artık sana mesaj atmayacağım Murat bey. "Öyle mi? Bir daha bana mesaj atarsan pişman ederim seni." Deyip tüm mesajları ve numarayı sildim. Kısa süre sonra tanımadığım bir numaradan mesaj geldi. "Peki Masalcık bir daha seni rahatsız etmem ama başına geleceklerden de ben sorumlu değilim." Gelen mesaja cevap vermeden yatağımın yanındaki çalışma masasının üzerine bıraktım.

Bugün çok yorulmuştum. İyi bir uyku yorgunluğun ilacıdır. Uyumak istiyordum ama Murat kafamdan çıkmıyordu. Kimdi bu Murat? Ne istiyordu benden?

Gözlerimi Araladığımda dışarıdaydım. Ben ne zaman buraya gelmiştim ki? Kim beni getirmişti. Ama çok güzel bir yeşilliğin içerisindeydim. Bir insanın burada mutsuz olması imkansız gibi bir şeydi. Mutlu bir şekilde etrafı dolaşmaya başladım. Hayatımda ilk defa böyle bir yere gelmiştim. Ama iyi ki de gelmiştim. Kendi kendime etrafımda dönüyordum. Uzun zamandan sonra böyle mutlu olmak bana çok iyi gelmişti. Biraz daha gezdikten sonra babamı gördüm. Ama yanında bir adam daha vardı. Ama bu adam babama göre çok genç biriydi. Esmer güzeli diyeceğim biri. Uzun boyundan etkilenmedim değil. Ama kimdi bu adam? Babam beni görünce bana gülümseyerek el hareketiyle gelmemi söyledi. Bende yavaş adımlarla onlara doğru yürüdüm. Babam ve o adamı sarıldığını gördüm. Ne oluyor ya bu adam neden babama sarılıyordu. Sarılmayı bırakınca yanındaki adam bana gülümsedi. Ne oluyordu bana neden böyle tuhaf hissediyordum ki?

Gözlerimi açtığımda rüya olduğunu anladım. Ayaklanıp pencereye doğru ilerledim. Hava kapalıydı ve yağmur yağıyordu. Yağmura çok seven biri olduğum için böyle gördüğüm rüyadan sonra daha da mutlu oldum. Buraya geldiğimden beri ilk defa bu kadar mutlu olmuştum.

Banyodaki işlerimi halledip odaya geldim. Telefonun tuş kilidini açtım. Murat mesaj atmamıştı. Gerçektende artık beni rahatsız etmeyecekti. Bu olayda beni çok mutlu etti. Neydi bugün beni böyle mutlu eden şey?

Bugün annem çağırmadan kahvaltıya inmek istiyordum. Odadan çıkıp mutfağa gittim. "Günaydın annecim." Deyip yanağına öpücük kondurdum. "Günaydın babacım." Deyip babamın da yanağına öpücük kondurup masaya oturdum.

Kahvaltıdan sonra odama gidip okul için bir şeyler giyecektim. Hayret bugün babam soru sormadı ama bunun akşamı da var her an sorabilir. Meraktan yine telefonumu açtım ama Murattan yine mesaj yoktu. Allah'ın belası niye mesaj atmıyor ki? Acaba ben mi atsam? Diye düşünmeye başladım. Ama dün ona bana mesaj atmamasını söyledim. Eğer ona mesaj atarsam yüzsüzlük olur. O yüzden mesaj atmayacaktım. Sinirden titreyen ayaklarımla dolaba gittim. Yağmur yağdığı için. Elime aldığım Borda rengine kazağı çıkardım. Altına da mavi bir pantolon aldım. Bazı kızlara göre çabuk karar veren biriyim. Muhakkak birçok kız evde elli elbise arasından seçim yapıyor ama ben elime gelen ilk giysiyi uygun görüyorum. Okula gitmek için hazırdım. Tek yapmam gerek üzerime bir mont giymek.

Evden çıktım yavaş adımlarla okula gidiyordum. Biraz ilerde Yürüyen Poyrazı gördüm. Yanına gitmeli miydim? Yoksa ondan uzak mı durmalıydım? Her ne olursa olsun o benim arkadaşımdı ve onunla konuşmak en büyük hakkımdı. Arkadan seslenerek "Poyraz." Dedim. Poyraz arkasına bakarak durdu. Beni bekliyordu. Adımlarımı biraz daha hızlandırarak Poyrazın yanına gittim.

"Günaydın." Dedim. Poyraz hafif gülümseyerek "Günaydın." Dedi.. Okula kadar pek bir şey konuştuğumuz söylenemez. Okulun bahçesine girdiğimizde tüm gözler bize çevrilmiştir. Etraftaki dedikoduları duyar gibiydim. 'Yeni kız ve Poyraz çıkıyorlar mı?' 'Neden beraber okula geldiler?' 'Aralarında bir şey mi var?' gibisinden birçok dedikodu yayılmaya başladı. Onların ne söylediğini umursamadan okula içine girdik. "Ben Burak'ın yanına gidiyim. Sonra görüşürüz." Deyip yanımdan uzaklaştı.

Sınıftan içeri girdiğimde Asena "Kızım Poyrazla birlikte okula gelmişsiniz?" yuh, yani daha ben sınıfa girmeden dedikodular sınıfa girmiş. Ne kadar hızlı yaydılar. "Evet." Dedim. "Kızım yoksa çıkıyor musunuz?" ne çıkıyor muyuz? Daha neler Poyrazla çıkacağıma ölürdüm. "Saçmalama Asena." Bir daha Poyrazla konuşursam iki olsun. Bu ne ya ilk defa Poyraz yürüme hevesi tuttu. Ama hemen dedikodular havada uçuştu. . "Ama çıksaydınız ne güzel olurdu." Kaşlarımı çatarak "Neresi güzel olurdu." Dedim. Poyrazla çıkmanın neresi güzel olurdu ki. Çok saçma. Asena "Kızım Poyrazla çıksaydın okulun en popüler kızı olurdun." Dedi. Aslında hiçte kötü bir fikir değilmiş. Eski okuldaki gibi bu okulda da popüler olabilirdim. Ve bunu Poyraz sayesinde yapacaktım.

Burak ve Poyraz sınıfa girdiklerinde hocada gelmişti arkalarından. Burak her zaman ki gibi benim yanıma oturmuştu. Poyraz ise arka tarafta oturdu.

Asena'nın dediğini yapacaktım. Poyrazla çıkıp bu okulun Popüler kızı olacaktım. Bu yüzden önce Poyrazı etkilemeliydim. Ve bundan dolayı durmadan arkama dönerek Poyraza bakıyordum. Poyrazın dikkatini çekiyor olmalıydım ki o da bana bakıyordu. İlk adım tamamlandı. Sıra ikinci adımda. İkinci adım Poyrazın numarasını al veya numaranı Poyraza ver.

Ders bitmişti ve ikinci adımı uygulama zamanıydı. Poyraz ve Burak dışarı çıkacaklarını anladığım an "Poyraz." Dedim. Tüm sınıf bana bakıyordu. Onlara dönerek gözlerimi kıstım. Tekrar Poyraza dönerek "Ben ve Asena da sizinle gelebilir miyiz?" dedim. Asena şok olmuş şekilde bana bakıyordu. Çünkü böyle bir şey beklemiyordu. Bu fikri sen benim kafama koydun. Bunu yaparken yanımda olmalısın. Yaşasın kötülük.

Asena istemsizce kalktı. Beraber Poyrazlarla sınıftan çıktık. Hemen Poyrazın yanına gittim. İlgi çekmeliydim.

Beraber Bahçeye çıkıp boş bir bankta oturduk. Poyraz, Burak ve Asena sohbet ediyordular. Ama ben pek sohbetlerini sevmedim. Telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonu açtım. Mesaj Murattandı. "Harika bir dörtlü kurmuşsunuz. Sen, Poyraz ve Burak, Asena. Harikasınız. J"

Telaşla kafamı kaldırıp etrafa baktım ama kimse bize bakmıyordu. Murat bizi mi İzliyordu?




Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin