Poyraza ihanet mi ettim?

797 116 21
                                    

Eve geldiğimde akşam olmuştu. Sağ olsun Sinan beni eve kadar bıraktı. Yorgunluktan öleceğim. Odama geçip üzerimi değiştirdim. Burcu nasıl bir manyakmış. Nasıl böyle bir şey yaptı aklım hala almıyor. Onu da geçtim. Biz nasıl deli olduğunu anlamadık ki? Deli olduğu kadar oyuncuymuş.

Gözlerimi açtığımda bilmediğim bir yerdeydim. Hala hala ne ara buraya gelmiştim. Yerimden kalkmak istedim ama kalkamıyordum. Önce yorgun olduğumdan dolayı kalkamadığımı düşündüm. Ama sonra ellerimi hareket ettiremeyince buraya bağlandığımı fark ettim. Kim beni bağlamıştı? Yavaş yavaş korkmaya başladım. Loş bir ışığın altında bağlıydım. Başka ne yapabilirdim ki. Derin bir nefes aldığımda kapı gıcırtısı kulağıma doldu. Bu kapı eski bir kapı olduğunu anladım.

"Kim var orada" ses yok.

"Çöz beni." Yine ses yok. Acaba hakaret mi etsem? Gelen adım sesleri yavaşça yaklaşıyor. Korkmaya başlıyorum. Kafası loş ışığı kapatınca gözlerimi bir kere açıp kapattım. Ne şaka mı bu? Bu psikopat mı beni kaçırdı? "bırak beni."

"Ben sana dedim senden intikam alacağımı." Evet, haklı benden intikam alacağını söyledi. Ve ben o an güldüm. Hak ettim mi? Hayır, çünkü bir insan güldü diye ölmemeli. "Manyak mısın? Sen zaten sorunlu biriymişsin ve polis seni arıyormuş." Dedikten sonra devam ettim. "Hem sen bizden ne istiyorsun?" beni isteme lütfen beni isteme. "uzatmayacağım önce seni öldüreceğim sonra Sinanı ve sonra diğerlerini." Diğerleri mi? Diğerleri dediği sadece Asena ve Burak onların ismini de sayabilir değil mi? Ben ne saçmalıyorum bu manyak beni öldüreceğini söylüyor ben gelmişim burada boş boş konuşuyorum. Oha, o ne? Bıçak mı yoksa ben mi yanlış gördüm? Çek onu boynumdan şeytan keser kız. Ya şeytan kesmese bile Burcu kesecek. "Ama önce kulağını mı kessem?" Ne yapacaksın? Kulağımı mı keseceksin? Seni gidi şakacı seni... Burcu kız üzerime niye düştün. Öldü mü? İnşallah ölmüştür yoksa ben öleceğim. Başımın üzerinde beliren kişi kim? Yok artık Muratın ne işi var burada? "Murat..." Evet, kahramanım geldi. Beni kurtarmaya geldi. "Merak etme seni kurtaracağım." Hadi canım. Bende dedim belki Burcu yerine sen beni öldüreceksin. Sinan ben çözdüğünde hemen yattığım yerden kalktım. Oh be sonunda ayaklarımın üzerine bastım. Muratla birlikte kapıdan çıktık. Bu uzun koridoru geçmek zor olacak ama buradan çıkayım başka bir şey istemem. Yok artık. Hollywood filminde miyiz? Bu siyah giyen adamlar nereden çıktı? Ne birde silahlarımı var? Bu adam silahı bana mı doğrulttu yoksa beni mi işaret ediyor? Yok galiba bana doğrulttu. Murat beni çektiği gibi karşımdaki adam tetiğe bastı. Sağ ol kahramanım sen olmasaydın galiba bende olmayacaktım. Çünkü bu adamlar beni yaşatmazlardı. Murat bana sıkan adamı vurduğunda arkasında duran diğer adamları vurdu. Elimden tutarak beni arkasından çekti. Çıkış kapısına geldiğimizde içimden bir oh çekerek rahatladım. Sonunda o korkunç yerden çıktık. Oradan epeyce uzaklaşınca Murat durup bana bakmaya başladı. Neden bakıyorsun? Bende durup Murata bakmaya başladım. Sakin ol Murat yavaş gel neden durmadan yaklaşıyorsun? Ne Murat beni dudağımdan mı öpüyor? Kalbim duracak ya.

"Kızım uyansana." Gözlerimi açtığımda annem karşımda beni uyandırmaya çalışıyor. Ne yani bunların hepsi rüya mıydı? Ne yani Murat beni öpmedi mi? "Neden uyandırdın beni anne rüyanın en güzel yeriydi." Sanki hayatımda kaç defa öpüştüm. Hakikaten ben kaç defa öpüştüm. Berkeyle çok kısa öpüştüm. Aslında o beni öptü ben kendimi çektim. Sonra Cenkle öpüştüm. O da zorla öptü ama bende karşılık verdim. Ve Muratla o da rüyamda.

Oflayarak yataktan kalkarak terlikleri ayağıma geçirdim. Banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra geri odama geldim. Telefonu elime aldığımda Sinandan mesaj gelmişti.

"saat on iki gibi seni almaya gelirim." Önce sor ben gelmek istiyor muyum? Ama beni evden alsa hiç kötü olmaz okula kadar otobüsle gitmek istemiyorum.

Telefonu yatağın üzerine attıktan sonra üzerime bir şeyler giyip saate baktım. Saat daha on birdi ve kahvaltı için zamanım vardı. Hemen mutfağa geçtim. Her zaman ki gibi annem kahvaltı hazırlıyordu. Babam çoktan işe gitmiş. Anne-kız kahvaltı yapacağız baş başa.

Kahvaltıdan sonra odama gidip çantamı ve telefonumu alarak mutfağa geçtim. "Annecim birazdan Sinan gelecek ben aşağıya iniyorum."

"Tamam, kızım Sinana selam söyle." Yok artık. Annemin Sinana karşı olan şevketini neye borçlu olduğumuzu çok merak ettim. Çok fazla kurcalamadan evden çıkarak aşağıya indim.

Sinan gelmişti beni bekliyordu. Hızlıca yan koltuğa binerek Sinanı öptüm. Ne yaptım? Sinanı öptüm? Bildiğimiz öptüm. Ama ilk defa öpmedim ki önceden de öpmüştüm. Ama bu seferki öpüşümde sanki midemde kelebekler uçmaya başladı.

Araba hareket edince önüme dönerek okula gitmeyi bekledim. Araba durduğunda inip yavaş yavaş yürümeye başladım. Sinan kolumu tutarak "Ne oldu? Bugün neden bu kadar durgunsun?" neden olduğunu bende bilmiyorum. Ama içimden bir ses 'Sen Poyraza ihanet ettin.' Dedi. Neden dedi onu bile bilmiyorum. "yok bir şey sadece biraz yorgunum." Diye geçiştirip yürümeye devam ettim. Biraz ilerledikten sonra Asena ve Burak'ın oturduğunu gördüm. Bizde onlara doğru ilerlemeye başladık.

Asena beni görünce ayağa kalkarak "Günaydın canım." Diyerek bana sarıldı. Bende karşılık verdim. "Burcu nerede?" Evet, bu durumu bunlara nasıl açıklayacağız.

"Sinan sen anlatır mısın? Ben sınıfa çıkmak istiyorum." Sinan kafasını olumlu anlamda salladığında bende sınıfa doğru yürümeye başladım.

Sınıfa geldiğimde pencere köşesine oturdum. Biraz kendime gelmeliydim. Kafamı çevirip pencereden dışarı baktım. Ne bu o muydu? Onu görünce hemen oturduğum yerden ayağa kalktım. Evet bu sefer eminim bu o.

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin