Kim var içeride?

727 113 18
                                    

Oha, ya bunun benim odamda ne işi var? Hem de ben bu haldeyken. "Ne işin var odamda?"

"Seni ziyarete geldim." Sinan beni ziyarete gelmiş.

Ben şok, ben iptal, ben vefat...

"Çık dışarıya üzerimi giyeceğim." Allahtan Sinan annemle iyi anlaşıyor. Bunu fırsat bilerek durmadan bize mi gelecekti? Kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi. İlk defa bir erkek karşısında -babam dahil- bu haldeyim.

Sinan odamdan çıktığında hemen üzerimi giyip salona geçtim. Benim geldiğimi fark edince hepsi bana bakmaya başladı. Ne bakıyorsunuz sanki nereden geldim. Birde kalkıp sarılaydınız. "Anne Sinan benim odamda ne arıyordu?"

"Seni görmek istediğini söyledi bende banyoda olduğunu söyledim. Sonra istersen odasına geçip bekleyebileceğini söyledim. "Odamı karıştırmadın değil mi?" inşallah karıştırmamıştır. Eğer öyle bir şey yapmışsa onu öldürürüm. "Yok artık. O kadar uzun boylu değil." Haklı. O kadar uzun boylu değil yani.

Sinanla biraz sohbet ettikten sonra "Hadi kalk hazırlan bizimkilerle buluşacağız." İnsan önceden haber verir. Poyrazda orada olacak mı acaba? Sorsam mı? Tereddüt ederek "şey... Poyrazda gelecek mi?" Yılın sorusu geldi. "Bizimkiler deyince ne anladın sen. Niye Poyraz bizden değil mi?" gözlerimi kısarak Sinana sinsice bakmaya başladım. Pislik.

"Bilmem belki gelmek istemez diye düşündüm."

"hazırlanacak mısın yoksa ben gideyim mi?" bekle ya patlama hazırlanmaya gidiyorum. Hemen odama gidip üzerimi giydim. Yaklaşık on-on beş dakika içinde hazırlanıp salona geri döndüm.

Evden çıktığımızda direk arabaya bindik. Kısa bir yolculuktan sonra buluşma alanına geldik. Acaba neden Poyraz değil de Sinan beni almaya geldi? Tabi ya Poyraz hafızasını kaybetti benim evimin adresini nereden bilsin.

Sinanla birlikte bizimkilerin yanına gittik. Hepsiyle tek tek sarıldıktan sonra sıra Poyraz gelmişti. Poyraza öyle bir sarıldım ki bir yılın hasretini çıkardım.

Beni bırakıp gittiğini sanmıştım. Bir daha onu görmeyeceğimi, artık onsuz yaşamayı öğreneceğimi sanmıştım. Yanıldım. İyi ki de yanıldım. Öyle düşünen herkes yanıldı. Poyraz bir defa daha kendini göstermişti. O güçlü biriydi. Benden ayrılmayan yeşilleri beni benden alıyordu. Hayatımda en çok sevdiğim yeşillerdi onlar.

Birden aklıma takıldı. Ben daha bir yıla kadar Poyrazla okulda popüler olmak için çıkıyordum. Ama şuan sanki ona aşık olmuşum. Ya da öldüğünü sandığımda kendimi suçlu hissetmiştim. Ama ona bu kadar çok bağlanabileceğimi sanmıyordum. Şuan onu kendimden çok seviyorum.

Sinanın beni getirdiği kafe çok hoş görünüyordu. Üzerine oturduğumuz deri siyah koltuklar çok rahattı. Koltukların ortasında duran siyah kaplamalı masa koltuklarla uyumlu olmuş.

Siparişlerimizi verdikten sonra sohbet etmeye başladık. İyi ki gelmişim böyle hep beraber olmayı ne kadar çok özlemişim.

Siparişler geldiğinde Asena heyecanla "Arkadaşlar size mutlu bir haberim var." Mutlu bir haber? Bu günlerde durmadan bizi mutlu eden haberler geliyor. Acaba sıradaki haber ne? Hepimiz heyecanla Asenaya bakıyoruz. Bu kızın konuşmaya niyeti yok mu ya? Bizi meraktan çatlatmak mı istiyor? "Biz..." evet siz? Söyle be kardeşim. "Burakla çıkıyoruz." Ne çıkıyor musunuz? Hem de Burakla. Bu bir şakaysa hiç komik değil. "Kızım şakanın vakti değil."

"Şaka değil Masal bu bir gerçek." Ne gerçek mi? Asena ve Burak mı? Gerçektende ben şok oldum.

Artık Burak ve Asenanın sevgili olduğunu öğrendiğimize göre onlara bir çift adı takmalıyız. Acaba 'Asbu' olur mu? Yok, çok saçma. 'BurAsena' bak bu olur.

Yılın çifti 'BurAsena' tebrik ediyoruz ve onları sahneye davet ediyoruz. He, babanı da davet et Masal. Neden bu kadar saçma konuştuğumu bende bilmiyorum. Poyraz akli dengemi bozdu galiba.

Kafamı cama çevirdim. Dışarısı buradan ne güzel görünüyor. Hava karamak üzere ve gelen loş ışık sokağı daha bir hoş gösteriyor. Kafenin önüne gelen siyah bir Porsche yavaşladı. Buraya pek böyle insanların geleceğini düşünmüyordum. Demek ki o kadar ün salmış ki, İstanbulun çeşitli yerlerinden müşteri geliyor. İçinden inecek kişi çok merak etmeye başladım. Araba durdu da içinden kimse inmeyecek galiba. Arabanın kapısı açıldığında heyecanla gözlerimi kapıdan ayırmadım.

Arabadan çıkan kişinin bayan olduğunu fark edince çok şaşırdım. Ama o bayan Burcu olunca daha çok şaşırdım. Ne Burcu mu? Onun dışarıda ne işi var? Onun şimdi hastanede tedavi görmesi lazımdı burada değil. Ne silahı bize mi doğrulttu? "Çökün!" diye bağırdığımda gelen silah sesleriyle bizimkiler kendilerini yere attılar. Bu manyak nasıl dışarı çıkabilmiş? Yoksa kaçtı mı? Tabi ya yoksa nasıl dışarı çıkabilir ki? Zaten tedaviden sonra cezaevine girecek.

Silah sesleri sustuğunda tereddüt ederek kafamı yavşça kaldırdım. Gitmişti. Ayaklandığımı görenler kafalarını kaldırıp dışarıyı kontrol ettiler. Ben hemen dışarı çıktım. Bu manyak nasıl böyle elini kolunu sallayarak gezebilirdi ki? Ya da silahını sallayarak demem daha mantıklı.

Arkamı döndüğümde bizimkiler de arkamdan dışarı çıkmıştı. Sinana baktığımda telefonu elinde biriyle konuşuyordu. Büyük ihtimalle ağabeyidir. Herhalde olanları anlatıyordur. Telefonu kapatıp yanıma geldi. "Burcu yine hastaneden kaçmış ve her yerde aranıyormuş." Ne kaçmış mı? Yani artık o kız yakalanana kadar bize rahat yüzü yok.

Herkes evlerine dağılmıştı Sinan da beni ve Poyrazı eve bırakacaktı. Bizim evin önüne geldikten sonra vedalaşıp eve çıkmaya başladım.

Kapının önüne geldiğimde kapının aralık bir şekilde durduğunu gördüm. Bu kapı neden açıktı? Kapıyı tereddütle açarak içeriye doğru adım attım. Bu evin hali neydi. Tüm odaları gezerek ne olduğunu algılamaya çalışıyordum. Ama kimse ortalıkta yoktu. Annem ve babam neredeydi? Yoksa içeriye giren kişi onlara zarar mı verdi?

Hemen çantamdan telefonu çıkararak annemin numarasını tuşladıktan sonra arayıp kulağıma götürdüm. Birkaç kez çaldıktan sonra annem "Alo." Diye açtı. Şükürler olsun sesi iyi geliyor. "Anne neredesiniz?"

"Markete kadar geldik kızım şimdi eve dönüyoruz." Siz markete gidip gelene kadar biri eve girip ortalığı toz duman etmişler. "Biraz çabuk gelin. Galiba eve hırsız girmiş."

"Ne? Tamam kızım hemen geliyoruz." Dedikten sonra telefonu kapattım. Ortalığa biraz daha göz gezdirdikten sonra hemen odama gittim. Odaya girdiğimde eve giren her kimse benim odamı da mahvetmiş.

Arkamdan yediğim darbeyle gözlerim karamaya başladı. Ne olduğunu anlamadım. Daha fazla dayanamayıp yeri boyladım.


Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin