Tokat

1K 166 8
                                    


Bu nasıl bir babaydı ya öz kızını bile tehdit ediyordu. Hem de annesine karşı. Ah, be baba, anneme bunları çektirmek için sana ne yaptı söylesene. Geçen akşam yemeğe gitmediğim için annem endişelenmişti. Gelip neyim olduğunu sordu. Gerçeği şimdi ona söyleyemezdim. O yüzden bir şeyi olmadığını okulun beni yorduğunu söyledim.

Sabah gözlerimi açtığımda odanın içinde serin bir hava vardı. Yavaş, yavaş üşümeye başladım. Pencerede açık değildi. Bu serin hava nereden geliyordu. Üşümeme engel olamayıp yataktan kalktım. Dün akşam yemek yemediğim için çok acıkmıştım. O pislik adam uyanmadan mutfağa gidip bir şeyler atıştırsam iyi olacak.

Hemen mutfağa gidip buzdolabını açtım. Annemin dün yaptığı mis gibi mercimek çorbası kalmıştı. Yazık ben olsaydım biterdi. Ama sabah, sabah çorba içemezdim bünyem kaldırmazdı. O yüzden bulduğum kahvaltılıkları ağzıma tıkıştırdım. Karnımı doyurduğumda o gelmişti. "Acıktın mı kızım?" ah, sana kaç defa söyleyeceğim bana kızım deme. Alaycı bir gülmeyle "Bana bir daha kızım deme." Diyerek sesimi yükselttim. Kaşlarını çatmış aval, aval yüzüme bakıyordu. Onu umursamadan kapıya yöneldim. Ama önüme geçerek gitmeme izin vermedi. "Çekil önümden." Murattan sonra sıra babamda mı? Sıkıldım artık birilerinin bana karışmasından. Sanki hayatımı ele almışlar gibi.

Mutfaktan çıkıp hemen odama gittim. Yatağa oturup biraz düşünmeye ihtiyacım olduğunu bildiğim için kendi kendime hayallere daldım. Ta ki çalan telefon sesine kadar. Arayan Asenaydı. Neden aramıştı ki Asena beni kolay, kolay aramazdı. Telefonu açarak kulağıma götürdüm. "Efendim." Çok kibar biriyim. "kızım dün Poyrazla buluşma nasıl geçti?" meraklı Melahat. Belki özel şeyler oldu. Anlatılmayan şeyler. Ama gerçektende oldu beni dudaktan öptü. Ama neden ona karşılık verdiğimi ben bile bilmiyordum.

"Bir şey olmadı." Deyip kısa kesmeye çalıştım. Ama benim tanıdığım Asena bunu burada bırakmaz. "Ya nasıl bir şey olmadı. Bence oldu ve sen benden saklıyorsun. Sökül." Ah, Asena seni öldürme isteği geldi. Keşke burada olsaydın. Seni acılar içinde öldürürdüm.

Sesimi ciddileştirerek "Uzatma, yok bir şey dedim." Dedim. Göz devirdiğini buradan anlayabilirdim. Asenayla konuşurken başka birinin aradığı anlayınca ekrana baktım. Murat ne alaka Murat neden beni arasın ki? Asenaya dönerek "Kızım kapat biri arıyor okulda konuşuruz." Deyip yüzüne kapattım. Muratta teşekkür edeceğim hiç aklıma gelmezdi. Daha fazla bekletmeden telefonu açtım. "Efendim." Efendimi yesinler. "Masal..." ne yani adımımı ezberlediğini söylemek için mi aradı? Tekrarlayarak "Efendim." Efendim demekten sıkıldım artık. "Dün Poyraz denen çocukla sinemada ne yapıyordun." Yuh, bizi takip mi etmişti? Kendini aştı bu. Benim Poyrazla sinemada olmam onu neden ilgilendiriyordu. "Pardon..." Bu çocuk saçmalamayı ne kadar çok seviyordu. Neden manyaklar beni buluyordu. "O çocukla neden sinemaya gittin. Açık ve net." Sana ne be kendini ne sanıyorsun. "Sana ne kendini ne sanıyorsun. Sana hesap vermek zorunda değilim." Deyip telefonu yüzüne kapattım.

Üzerime değiştirmek için giysi dolabının karşısına geçtim. Ne giyebileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama giymek için bir şeyler bulmalıydım. Buldum bugün tulum giyecektim. Siyah kazağımın üzerine tulumu giyecektim. Ve saçımı dağınık topuz yapacaktım. Şimdi bunu faaliyete sokma zamanı.

Kazağı giydikten sonra tulumu da üzerime geçirdim. Hemen makyaj aynasının karşısına geçerek saçımı hayal ettiğim gibi dağınık topuz haline getirdim. Ama makyaj yapma hakkında tereddütlüydüm. Ama biraz makyaj hiç fena olmazdı.

Ve değişim.

Eski halimden eser kalmamıştı. Bugün biraz farklı olmuştum. Ve bu okuldakilerin beni fark etmelerini daha kolaylaştıracak. Hazır olduğumu anladığımda saate baktım. Az zamanım kalmıştı. Ve hemen evden çıkıp okula gitmeliydim.

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin