Hayatımın zor anı

864 73 4
                                    

Şimdi içinden neler geçiyordur. Neden buraya gelmiş ki? Bana olan nefretini kusmak için mi? Eğer öyle bir şey yaparsa haklı. Aniden başka biriyle evleneceğimi söyledim. Öyle bir hakkı var. "Neden yaptın?" Bilmiyorum Giray. Neden yaptığımı bende bilmiyorum. Nedenini bilmeden tanımadığım biriyle evleniyorum. "Mecburdum Giray."

"Neden mecburdun? Seni sevdiğimi bildiğin halde neden yaptın bunu? Neden yıktın beni? Neden hayallerimi parçaladın? Neden yaptın?" bu nedenlerden daha çok nefret etmeye başladım. Giray her kelimesi aklımı kaçırmama neden oluyordu resmen. "Yapma Giray. Fazlasıyla kırıldım. Bir de sen yıkıcı darbeyi vurma."

"Tamam, Masal. Gidiyorum ama seni sevdiğimi unutma. Her zaman kalbim senin için çarpacak." Deyip gitti. Ben neden bu erkeklerden çekiyorum? Berk neden hayatıma girdi ki? Neden hem hayatımı hem beni parçaladı? Yorgunluğum kendini daha fazla belli ediyordu. Daha fazla beklemeden eve girdim. Bizimkiler çoktan gelmişti. Üzerindeki kıyafetleri çıkarmıştı. "Masal, torunum gel yanıma otur." Babaanne benim hayatım senin yüzünden mahvoldu. "Babaanne neden yaptın?" hiçbir şey anlamamış gibi yüzüme bakıyordu. "Ne yaptım?"

"Neden beni o adamla evlendirmek istiyorsun? Neden beni istemediğim biriyle evlendirmeye çalışıyorsun? Ölmemi mi istiyorsun?"

"Öyle konuşma torunum. Ben senin geleceğini düşündüğüm için yaptım. Neden seni ölmeni isteyeyim ki?" istemiyorsun o zaman vazgeç beni o adamla evlendirmekten. Bırak evleneceğim adamı kendim seçeyim. "O zaman beni o adamla evlendirmekten vazgeç."

"Neden? Seninde isteyerek nişanlandığını düşünüyordum."

"Hayır babaanne ben o adamla zorla nişanlandım. Sizin zorunuzla. Artık hayatıma burnunuzu sokmayı bırakın. En sonda kendimi öldürüp sizden kurtulacağım." Bu sözler babaannemi çok üzmüş olmalı ki elini kalbine götürdü. Gözleri dolmuştu. Sessizce ağlıyordu. Gözleri kapanmaya başladı. Ne oluyor? "Babaanne, babaanne." Duymuyordu beni. Kendinden geçmişti. Annem ve babam yerinden sıçrayarak yanımıza koştu. "Anne ambulansı ara!"

Hastaneye geldiğimizde hızlıca ameliyata aldılar. Hepsi benim yüzümden. Eğer o sözleri söylemeseydim bunlar olmayacaktı. Babaannem yanımda olacaktı. Eğer babaanneme bir şey olursa kendimi asla affetmem asla.

Zaman geçmek bilmiyordu adeta. Poyrazdan sonra burada babaannemi beklemek çok zor oluyordu. Sevdiğim bir insanı burada kaybettiğimi sanmıştım. Ama o hala yaşıyor. İnşallah babaannemde buradan sağ çıkacak.

"Masal." Yine o gelmişti. Babaannemin içeride yatmasının sorumlusu Berk... Hala ne yüzle benimle konuşur. Sinirlerime hakim olamayıp ayağı kalkıp Berkin karşısına dikildim. Burnumdan soluyordum adeta. "Sen hala ne yüzle buraya gelip benimle konuşursun. Her şey senin yüzünden oldu. Eğer benimle zorla evlenmeseydin babaannem şimdi yanımda olacaktı. Senden nefret ediyorum. Eğer babaanneme bir şey olursa seni beni tanıdığına pişman ederim." Ağlamam iki katına çıkmıştı. Daha fazla dayanamayıp hastaneden çıktım. Temiz hava almak bana iyi gelecekti. Hastanenin bahçesindeki boş bir banka oturdum. Bu yaşımda bu kadar özlem bu kadar acı beni parçaladı. Daha genç bir insan için bu çok fazla. "Masal." Bu oydu benim hayatımı kurtaran adam. "Giray."

"Ne oldu?" ne olmadı ki? Sadece birkaç saat önce Girayı gördüm. Ortada hiçbir şey yoktu. Ama şimdi, sadece birkaç saatte sevdiğim bir insan içeride yatıyor. Ayağı kalkıp Giraya sarıldım. Hıçkırarak ağlıyordum. Kendimi tutamıyordum. Ağlamak elimde değildi. "Giray babaannem kalp krizi geçirdi. Şuan içeride hareketsiz bir şekilde yatıyor." Giray beni daha fazla sararak "Merak etme. Şimdi ben gider kontrol ederim."

"Çok teşekkür ederim. Çok sağ ol. İyi ki hayatıma girdin." Giraydan ayrılarak gözyaşlarımı sildim. Giray hiçbir şey demeden hastaneye girdi. Daha fazla beklemeden bende arkasından girdim.

Annemlerin yanına gittiğimde Giray giyinip içeri girdi. Hızlıca yoğum bakımın camının önüne gittim. Giray babaannemin kontrollerini yapıyordu. İnşallah o şifalı elleri babaannemi iyileştirir.

Giray dışarı çıktığında hızlıca yanına koşup "Giray babaannem nasıl?" dedim. Gözlerini gözlerime kilitledi. "Durumunda şuan pek bir değişiklik yok. Ama Allahtan umut kesilmez." İyi bir haber bekliyordum. Ama gelmedi. Giray kolumdan tutup "Masal gel biraz hava al. İyi gelir." Dedi. Dediğini yapıp dışarı çıktım.

"Sen otur ben çay alıp geliyorum." Dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Giray yanımdan ayrıldığıma aklıma Poyrazın öldüğünde toprağı nasıl üzerine attığı geldi. O anları tekrardan yaşamak istemiyorum. Bünyem bir defa daha ölümü kaldıramaz. Poyrazın öldüğünü öğrendiğimde sanki onunla birlikte beni de gömmüşlerdi. Şimdi tekrar babaannemle birlikte gömülmek istemem.

Giray elindeki çayla yanıma geldiğinde düşüncelerimden kurtulup bana uzattığı çayı aldım. Küçük bir yudum alıp "Sağ ol." Dedim. Girayda hafif gülümseyip önüne bakmaya devam etti. "O adamla zorla evleniyorum." Giray şaşırdığını belli ederek ağzını açtı. "N-Ne."

"Duydun işte. Babaannemin yüzünden o adamla zorla evlendiriliyorum. Ne kadar itiraz etsem de kimse beni dinlemedi. Fikrime önem vermediler. Bir hiçmişim gibi o adamla yaşamaya mahkum edildim." Giray her lafımda daha çok şok oluyordu. İçimi Giraya açtığım için rahatlamıştım. "Neden bunu bana söylemedin? Eğer bunu önceden söyleseydin elimden geleni yapardım. Ama sen mahkum olmayı seçtin. Ezilmeyi seçtin." Giray her kelimesinde haklıydı. Eğer bunu önceden paylaşsaydım belki o adamla nişanlı olmak zorunda kalmazdım.

"Masal..." diye bağırmaya başladı. Korkudan yerimden sıçradım. Berk elinde silahı ben ve Giraya doğrultmuştu. Delirmiş gibi bir hali vardı. Nedensizce bunu yapmasındaki amaç ne? "Biliyorum Masal sen o şerefsizi seviyorsun." Bu adam Giraya mı söyledi o lafı? Olayın etkisinden çıkarak "Saçma..." diyeceğim sırada Giray araya girerek "Ağzını topla lan." Dedi. Şerefsiz kelimesi her insanın ağrına giderdi. "Sen konuşma." Berkin bu yaptığı çok saçmaydı. Neden bunu yapıyordu? "Yeter Masal. Ya benim olacaksın ya öleceksin. Seç kararını." Berk önüme iki seçenek sunmuştu. Ya ölmek ya ömür boyu ona mahkum olmak. Berke mahkum olacağıma ölmeyi seçerdim. Ve şimdi de onu yapacaktım. "Öldür beni. Senin olacağıma ölmeyi tercih ediyorum. Sık. Hadi sık durma." Berk derin bir nefes alıp tetiğe bastı. Tam o sırada Giray önüme atladı. Berkin sıktığı kurşun bana değil Giraya isabet etmişti. Giray gözlerimin önünde yere yığılmıştı. O anı tekrar yaşıyordum. Poyraz gibi Girayda kanlar içinde yerde yatıyordu. Tek fark Giraya sıkanın belli olduğu... "Hayır..." diye bağırdım.

Gözlerimi açtığımda Girayın omzunda uyuya kalmıştım. Berk nasıl bünyeme işlemişse rüyamda onu gördüm. Sevdiğim bir insanı hayatımdan koparıp almaya çalışıyordu. "Ne oldu?" Kendime gelmek için gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. "İyiyim. Sadece kötü bir rüya gördüm."

"Anlatmak ister misin?" O korkunç rüyayı tekrardan hatırlamak istemediğim için "Hayır." Dedim. Girayın telefonu çaldığında elini cebine attı. "Efendim... Ne... Tam geliyorum." Deyip kapattı. Ayağı kalkıp "Masal babaannenin durumu kötüye gidiyormuş." O an kalbim ağzıma geldi. Giray koşarak içeri girdiğinde bende arkasından koşuyordum. Giray içeri girdiğinde bende camın önüne geçtim. İçimden dua ediyordum. "Babaanne..."

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin