Ondan gelen mektup

709 88 18
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda bir an gece gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım. Neden öyle bir rüya gördüm ki? Rüyadan sonra dün Asenayla konuşmamızı göz önünde bulundurdum. Poyraz gitmişti. Evet beni bırakmıştı. Daha fazla kurcalayıp canımı yakmak istemiyorum. Poyraz beni bırakıp gitti ve bende onu unutacağım. Çevremde o kadar iyi insan varken neden beni kıran biri için üzüleyim.

Yataktan çıkıp kendimi banyoya attım. İşlerimi hallettikten sonra odaya geri döndüm. Odaya girdiğimde komidinin üzerinde duran zarfı fark ettim. Zarfa uzanıp elime aldığımda üzerinde "Masal'a" yazıyordu. Kim odama bırakmıştı ki? Zarfla birlikte odadan çıkıp annemin yanına gittim. "Anne bu zarfı sen mi odama bıraktın?"

"Evet kızım. Sabah biri zili çalıp zarfı kapının önüne bırakmış. Bir ara açmayı düşündüm ama sonra vazgeçtim. Ve odana bıraktım." Demek öyle açmayı mı düşündün? İyi ki açmadın anne.

Başımla onaylayıp hemen odama gittim. Zarfın içinde yazan şeyi çok merak ediyorum. Bir an açıp okumak istiyorum. Yatağımın üzerine oturup zarfı açtım.

Masal

Ben gidiyorum. Seni görmeye gelemedim. Eğer gelseydim benim için gitmek daha zor olacaktı. O yüzden sana bu yazıyı yazıyorum. Gidiyorum diye seni unutacağım diye bir kayde yok. Sen benim hep kalbimin derinliklerinde olacaksın. Her zaman aklımda, her zaman yanımda olacaksın. Sensiz bir saniyem bile geçmeyecek. Seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum. İstersen sen beni sevme ama bana da engel olma.

Görüşürüz sevgilim. Bir gün görüşeceğiz. Kendine iyi bak. Bir gün döneceğim ama bu çok uzun bir zaman olacak. Beni beklemeye kalkma. Lütfen önüne bakmaya devam et. Senin mutlu olmanı istiyorum.

Poyraz

Poyrazın yazdığı bu yazıyı okurken içime işliyordu. Bir gün geri gelecekmiş. Ama uzun bir zaman sonra... Heveslenme Poyraz Bey zaten önüne bakma desen bile ben önüme bakacağım. Sen artık benim hayatımda bir hiçsin.

Poyrazın yazdığı mektubu okurken ağlamıştım. Neden ağlıyordum ki? Poyraz gitti diye mi yoksa zoruma gitti diye mi? Tabi zoruma gitti diye.

Daha fazla uzatmadan elimdeki kağıdı yırtıp çöpe attım. Neden Poyraz için kendimi üzeyim ki? Gözyaşlarımı silerek yüzüme yapmacık bir gülümseme ekledim. "Kızım kahvaltı hazır."

Kahvaltıya gitmeden önce telefonu kontrol ettim. Asenadan mesaj gelmiş. Mesajı açıp okudum. "Saat bir de bizim kafede buluşuyoruz.
Not: Girayda gelecek." Tamam, her şeyi anladım. Kafeye gideceğiz ve Girayda geliyor olabilir. Ama neden bunun üzerine basa basa yazmış ki? Öldüreceğim seni Asena.

Hemen Kahvaltıya gittim. Annem ve babam çoktan başlamıştı. Sessizce yerime oturarak kahvaltımı yapmaya başladım. Artık babamla konuşmuyordum bile. Onca olayın üstüne birde onunla konuşmam yüzsüzlük olur.

Kahvaltım bittikten sonra odama gidip giysi dolabımı açtım. Mavi bir kazak ve pembe bir pantolon giydim. Ayağıma da beyaz ayakkabılarımı geçirip çantamı aldım evden çıktım. Otobüse mi binsem yoksa taksiye mi? En iyi seçenek taksi olacağı için yanımdan geçen ilk taksiyi durdurdum. Gideceğim adrese verdikten sonra arkama yaslanıp başımı cama yasladım.

Camın o soğukluğu sen olsaydın sıcacık olurdu. Bu taksi beni sana getirse. Yaşamımın bir yerinden tutsam da elimde kalan yaşamım izin vermiyor. Bu taksi beni sana getirse rotasını değiştiririm. Acılarımın daha fazla sızlamasını istemiyorum. Mutlu olmak benimde hakkım...

Araba durduğunda düşüncelerimden sıyrılıp ücreti ödediğim gibi taksiden indim. Kafenin kapısından girmeden aniden durdum. Poyrazla ilk buluşmamızda bu kafeye gelmiştik. En güzel anlarımdan biriydi. Daha fazla soğukta durmadan içeri girdim. Gözlerimle bizimkileri ararken en köşedeki masada sohbet ederlerken buldum. Asenanın dediği gibi Girayda gelmişti. Ama Poyraz yoktu. Olmasın zaten.

Hafif gülümseyerek "Selam." Deyip Sinanın yanına oturdum. Çünkü sadece onun yanı boştu. Ve Girayın. O olaydan sonra Girayın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Tam karşısında oturuyorum. Başımı yerden kaldıramıyorum. Şuan bile yanaklarım alev alev yanıyor. "Masal, kafanı kaldırsana... küçük çocukların suç işledikten sonra yaptığı gibi yere bakıyorsun." Asena dua et yanımızda Giray, Sinan ve Burak var. Yoksa seni öldürecektim. "Yo, neden suçlu olayım ki? Sadece pekiyi değilim." Ah, dilimi eşek arısı sokaydı da bu cümleyi söylemeyeydim.

"Neden ne oldu?" Yok bir şey Giray. Sana bakmam için her şeyi yapıyorsun. Sinir bozucu. "Yok bir şey teşekkür ederim." Neden teşekkür ettim ya.

Kafeden çıktıktan sonra Sinan ve Giray beni eve bırakmak için teklifte bulundu. Hangisinin teklifini kabul edeceğimi bilmiyorum. Telefonuma gelen mesajla telefonumu çıkarıp mesaja baktım. "Masal, bir saat sonra üniversitenin yanındaki kafeye gelir misin?" Gelirim Murat. Sen iste yeter. Şaka yaptım. Giray ve Sinandan kurtulmak için gelecektim. Mesaja cevap verdim. "Tabi gelirim."

"Ya çocuklar benim işim çıktı gitmem lazım. Teşekkürler teklifiniz için." Hepsiyle tek tek vedalaştıktan sonra Muratın dediği yere gittim. Neden çağırdığını bilmiyorum. Ama inşallah önemli bir şey olsun.

Murattın dediği yere gittim. İçeri girdiğimde Muratın köşe oturduğunu gördüm. Hem de bir kızla. Yanlarına gittiğimde beni fark etmeleri çok uzun sürmedi. İkisine selam verdikten sonra oturdum. "Masal, bu Azra. Benim kız arkadaşım." Ne kız arkadaşı mı? Muratın sevgilisi mi?

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin