Yerde kanlar içinde yatan Asena mıydı? Birden midemin kalktığını anlayınca hemen kendimi bahçeye attım. Aman tanrım. Asenaya bir şey olursa bunu yapanı öldürürüm.
Kendime geldiğimde hızlıca kapıya gittim. Hemen Asenayı hastaneye götürmemiz lazım. Yoksa ölebilir. "Sinan, Asenayı hastaneye götürmeliyiz." Dediğimde Sinan hızla Asenayı kucağına alıp arabaya doğru ilerledi. Bende hemen arkasından gittim. "Burcu sizde arkamızdan gelin." Deyip bir cevap beklemeden arabaya bindik.
Ah güzelim kim sana böyle bir şey yapar? Kim sana kıydı? Aklımda bin bir soru vardı. Ama hiçbirine cevap yoktu. Neden etrafımdaki insanlara zarar geliyor? Hepsi benim yüzümden. Poyrazdan sonra sıra Asena da... Eğer Asenaya bir şey olursa kendimi asla affetmem asla.
Araba durduğunda düşüncelerimden kurtularak arabadan indim. "Sedyeee." Diye bağıran Sinana çevirdim gözlerimi. Ne kadar iyi biri arkadaşları için çok endişelendiği belli. Sinan, Asenayı kucağına alarak sedyenin üzerine koydu. Hızlı bir şekilde içeri girdik. Ameliyat kapısının önüne geldiğimizde hemşire bizi durdurup içeri giremeyeceğimizi söyledi. Artık beklemekten başka hiçbir şey yapamayacaktık. Sadece içeriden bir haber gelmesini bekleyecektik. Ve bu benim için çok zor.
Kısa süre sonra Burcularda geldi. Kafamı annesine çevirdiğimde çok kötü bir durumda olduğunu gördüm. Kim olsa böyle olurdu zaten. Zaman geçmek bilmiyor. Hayatımda iki kere çaresiz kaldım. Bir Poyraz vurulduktan sonra, iki Asenaya zarar geldikten sonra. Çok çaresizim. Bunları yaşamamak için ölmeyi bile tercih ederim. Arkadaşlarım benim yüzümden ölüyorsa ben neden yaşıyorum ki?
Yutkunmakta bile zorlanıyorum. Artık tükendim. Poyrazdan sonra Asenayıda kaybedersem. Düşünmek bile istemiyorum.
Ameliyat kapısı açıldığında hızlıca yerimden kalkarak soluğu doktor beyin yanında aldım. "Asenanın durumu nasıl?" sesimdeki endişeyi kim olsa anlar. Doktor hepimize tek tek baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Hastanın durumu iyi..." oh, be dualarım kabul oldu. Asena iyiymiş. Yüzüme yerleşen gülümsemeyle doktoru izliyordum. "Ama..." Ama mı? Ne aması ya ben mutlu olduktan sonra ama mı söylenir? "Hastamız geçici hafıza kaybı yaşayacak. Ne kadar süreceğini bilmiyorum. Ama bunu hızlandırmak sizin elinizde." Nasıl yani bizim elimizde biz ne yapabiliriz ki? "Nasıl bizim elimizde?" diye gelen sesle kafamı hemen sağa çevirdim. Sinan'ın yüzünde de endişe vardı. Aslında hepsinde vardı o endişe. Ama nedense sadece Sinanın endişesini anlayabildim.
"Arkadaşınıza tüm anılarınızı anlatın. Sevdiği yerlere gidin. Onunla iyi zaman geçirin. Muhakkak bir etkisi olacaktır." Doktorun dedikleri doğru olabilir ama nasıl yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yok. Doktor bize başıyla selam verdikten sonra yanımızdan uzaklaştı. Artık Asenanın odaya çıkmasını bekleyeceğiz. Artık iyi olduğunu öğrendim ya ölsem de gam yemem.
Hemşire hastanın yanına girebileceğimizi ama fazla yormamamızı söyledi. Bizde dediği gibi yapıp içeri girdik. Asena çoktan uyanmıştı. Bizi görünce tek kaşını kaldırıp bize bakmaya başladı. "Sizde kimsiniz?" soruya bak? Bizde kimmişiz. En yakın arkadaşlarını bile tanımıyor. Onu da geçtim ailesini de tanımıyor. Burak araya girerek "Bak senin adın Asena. Bunlarda en yakın arkadaşların Masal, Sinan ve Burcu. Bunlar ise Annen, baban ve ağabeyin. Bende Burak." Ne güzel özetledi. Ben hafızamı kaybetsem bunları bana söyleseydi kesin hatırlardım.
Asenayı içeride bırakıp dışarı çıktık. Annesi ve babası bizim gidebileceğimizi söyledi. Ne kadar kalmak istesem de gitmek zorundayım.
Hepimiz geçmiş olsun dedikten sonra beraber kapının önüne çıktık. "Burcu gel seni evine bırakayım." Burak beyimiz ne kadar centilmen olmuş. Bıyık altından gülüyordum. Burak ve Burcuyla vedalaştıktan sonra onların uzaklaşmasını bekledik. Onlar arabayla hastane bahçesinden çıktıktan sonra "Hadi gel bende seni bırakayım." Sinana döndüğümde hafifçe gülümseyip kafamı onaylar anlamda salladım.
Sinan kapımı açtıktan sonra benim binmemi bekledi. Arabaya bindikten sonra Sinan da şoför koltuğuna bindi. Araba hareket ettikten sonra yorgun olduğumu anlayıp kafamı geriye doğru yasladım.
Arabanın yavaşladığını hissedince hemen gözlerimi açık doğruldum. Sinana döndüğümde "Teşekkür ederim."
"Bi önemi yok. Sadece evine bıraktım." Benim saf arkadaşımın onun içinde teşekkür ettim. Ama asıl hayatıma girdiği için teşekkür ettim. Sinana sarıldıktan sonra arabadan indim.
Eve çıktığımda bizimkiler uyuyordular. Hızlıca mutfağa geçip bir şeyler atıştırmaya başladım. Kendime geldiğimde odama geçip üzerimi değiştirdim. Üzerime rahat bir şeyler aldıktan sonra kendime yatağa attım. Bugün ne kadar çok yorulmuştum.
Gözlerimi açtığımda penceremden giren ışık yüzünden geri kapatmak zorunda kaldım. Biraz öyle durduktan sonra kendime gelip yataktan çıkarak banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra direk mutfağa gittim. Kahvaltı hazırdı ama hala kimse ortalıkta yoktu. Masaya oturduğumda bir not gözüme çarptı.
Günaydın tatlım. Bizim bir işimiz çıktığı içine sana haber veremeden evden ayrıldık. Ama kahvaltın hazır kahvaltıdan sonra masayı toplar mısın? Biz erken dönemeye çalışırız. Seni seviyorum...
Büyük bir keyifle kahvaltımı yaptıktan sonra annemin dediği gibi masayı topladım. Hemen odama gidip üzerimi değiştirdim. Odadan çıkmadan önce kapının çaldığını duydum. Kapıyı açmaya gittiğimde kimse kapıda yoktu. Ama yerde bir zarf vardı eğilerek zarfı aldıktan sonra kapı kapatıp odama gittim. Zarfın üzerinde yazan notu okudum.
Merhaba Masalcım yine ben... Bu zarfta Asenayı kaçıran ve döven kişi var. Bunu öğrenmelisin.
Zarfın içindeki CD'yi çıkartıp dizüstü bilgisayara taktım. Bunu izlemeye hazır mıydım? Bilmiyorum. Ama Asenayı o halle getiren her kimse cezasını çekmeli.
CD'yi yerine taktıktan sonra masaüstüne gelen ekranla karşımda duran videoya baktım. Evet, artık hazırdım. O şahsın kim olduğunu öğrenmeliydim. Videoyu açtığımda karşımdaki manzarayla ağzım açık şekilde olanları izledim. Hayır ya bunu o yapmış olamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya || Tamamlandı ||
Mystery / ThrillerVazgeçmiştim artık. Hayallerimden, hayatımdan, umudumdan vazgeçmiştim. Dağılmıştım bir günde. Sevdiğim adam. hayatımı verdiğim adam gitmişti. Dayanılmaz bir hal almıştım. Herkes benim için endişelenmeye başlamıştı. Kendime zarar vereceğimi düşünüyor...