Silah Sesi

1K 165 12
                                    

Gözlerimi açtığımda nedensiz bir mutluluk vardı içimde. Nedenini sorgulamaya kalkışmayacaktım. Çünkü her zaman altından kötü bir şey çıkıyordu. Ama merak edemeden duramadım. Acaba neden bu kadar mutluydum? Yoksa babam evden gitmiş miydi?

Yataktan doğrularak içimdeki mutluluğu sorgulamayı bıraktım. Kalkıp terlikleri ayağıma geçirdim. Lavabonun kapısına yetiştiğim zaman kapı açıldı. Babam içerideymiş. Hafif sırıtarak "Günaydın kızım." Dedi. Ne laftan anlamaz bir adammış. Ona kaç kere bana 'kızım' dememesi hakkın uyardım. "Bana kızım deme. Neden laftan anlamıyorsun?" deyip lavaboya girdim. Kapıyı kilitledikten emin olmak için kolunu bir defa aşağıya indirim.

Lavabodaki işlerimi halledip dışarıya çıktım. Mutfağa girmeden önce odama gittim. Telefonumu elime aldım. Poyrazdan mesaj gelmişti. "Saat on birde seni evden alırım." Ne on birde mi? Az kalmış hemen kahvaltı yapıp evden çıkmalıydım. Odamdan çıkıp Mutfağa gittiğimde annemler kahvaltıya başlamıştılar. Hiçbir şey demeden masaya oturdum. Gözlerin üzerimde olduğunu biliyorum. Ama kafamı kaldırıp bana soru sormalarına izin vermeyecektim.

Kahvaltımı yaptıktan sonra koşar adım odaya girdim. Üzerime bir şeyler giydikten sonra çantanın askılıklarını koluma geçirdim. Telefonu elime alıp cebime sıkıştırdım. Odadan çıktığımda babam evden çıkmıştı. Ben hala o adama neden baba diyorsam bende anlamadım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra "Ben çıktım." Deyip aşağı indim.

Poyraz daha gelmemişti. Saate baktığımda on biri, beş dakika geçiyordu. Bana doğru bir araba yaklaşıyordu. Umursamadan beklemeye devam ettim. Ama araba gelip önümde durdu. Ne olduğunu anlamayıp kaşlarımı çattım.

Arabanın kapısı açıldığında tüm dikkatimi çıkacak kişiye verdim. Bu arabanın sahibi kimdi? Arabada bayağı pahalı bir şeye benziyordu. İçerdin çıkan kişi baktığımda gözlerim açılmıştı.

Poyraz...

Poyraz mı? Yoksa ben mi yanlış gördüm? Gözlerimi ovuşturarak tekrar karşımdakine baktım. Yok gerçekten Poyrazdı. Nereden bulmuştu bu arabayı? Gözlerimi arabadan çekip Poyraza baktığımda bana bakıp gülümsüyordu. "Poyraz bu araba nereden çıktı?" pürdikkat Poyraza bakıyordum. Çünkü söyleyeceği şeyi çok merak ediyordum. "Dedemden bana hediye." Yok artık. Böyle dedeler kaldı mı? Neden bizi böyle dedeler bulmuyordu. "Hadi atla." Dediğinde elimi kapıya uzattım. Ama dur bir dakika Poyrazın ehliyeti var mıydı? "Senin ehliyetin var mı?" büyük bir ihtimalle yoktur. "Yok. Ama ne olacak. Alt tarafı birkaç sokak aşağı ineceğiz." O da haklı sadece birkaç sokak aşığa gidecektik. Kafamı onaylar anlamda salladım. Arabanın kapısını açıp kendimi içeri attım. Aman tanrım koltukları çok rahattı. 'Dedeciğim beni duyuyorsan bana da bir tane bundan yollasana.' Bana ne bende istiyorum.

Arabanın rahatlığından nasıl okula geldiğimizi bile görmedim. Poyraz arabayı park ettikten sonra arabadan indik. Biraz ilerledikten sonra durup Poyrazın gelmesini bekledim. Poyraz yanıma geldikten sonra koluna girdim.

Okula girdiğimizde tüm gözler yine beni bulmuştu. Popüler olmayı başarmıştım. Ve kısa süre sonra Poyrazdan ayrılacaktım. Ama nasıl ayrılacaktım?

Sınıfa girdiğimizde Murat ve Dolunay yan yana oturup fısır fısır bir şeyler konuşuyordular. Doğru söylemek gerekirse çok merak etmiştim. Bu ikisi ne konuşuyordular?

Poyrazın kolunda olduğum için mecburen onunla beraber yürüdüm. Sıraya yerleştikten sonra Poyrazda yanıma oturdu. Gözlerim hala o ikisindeydi. Ne konuşuyordular? Ve sanki biz yokmuşuz gibi davranıyordular.

Hoca sınıfa girdiğinde Murat, Dolunayın yanından kalkıp yerine geçti. Oh, be sonunda yoksa şuracıktı meraktan çatlayacaktım.

Dersin bitmesine az bir süre kalmıştı. Ve ben çok sıkılmıştım. Hoca hala ders anlatıyordu. Göz devirerek kafamı Poyraza çevirdim. Şaka mı yapıyordu? Şuan Poyraz dersi dinliyordu. Ağzım açık Poyraza bakıyordum. Ona baktığımı fark edip bana döndü. Hafif gülümseyerek "Ne oldu?" Ne olacak sen dersi dinliyorsun. Bundan başka bir sorun mu var? "Yok bir şey." Deyip geçiştirdim.

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin