İsteme Merasimi

959 72 5
                                    


Şuan karşımda kanlı canlı sırıtıyor. "Ne işin var burada?" sinirlerimi bozuyordu. Karşımda oturmuş hiçbir şey olmamış gibi sırıtıyordu. Yalancı. Bana yalan söylemişti. "Ne o Masal beni görünce şaşırdın. Beklemiyor muydun?" Beklemiyordum. Öldüğünü öğrendiğim birini neden bekleyeyim ki? Hortladı mı yoksa?

"Dolunay sen hortladın mı?" tabi hortladı kızım yoksa mezardan çıkıp nasıl geldi buraya. Dolunay alayla kıvrılan dudaklarıyla suratıma bakıyordu. "Seni görmeyeli delirmişsin. Saçmalamada üstüne yok." Haklıydı delirmiştim. Başıma çok fazla şey geldi. Bana, sevdiklerime o kadar çok şey geldi ki psikolojim bozuldu. "Dolunay zırvalamayı keste sen ölmemiş miydin?"

"Saçmalama Masal ölseydim şuan burada olmazdım." Evet, ölü birinin böyle şık giyinip karşımda oturması zor, hatta imkansız. "Peki, kız kardeşin beni kaçırdığında senin intihar edip öldüğünü söyledi." Konuşurken o anlara geri döndüğümü sandım. "Masal iyi misin?" dedi ve devam etti. "Benim kız kardeşim yok." Ne? Yok mu? O zaman Burcu neden bana Dolunayın kız kardeşi olduğunu söyledi? "Dolunay." Diye gelen sesle yan tarafımda duran Murat ve Azraya döndüm. Muratta Dolunayı gördüğüne şaşırdığını belli ediyordu. "Ne işin v ar burada?"

"Canım arkadaşım Masalı görmeye geldim." Iy, arkadaşı mıyım yoksa düşmanı mı? Bence düşmanım. Hem de en büyük düşmanım.

Murat, Dolunayın kolundan tutup ayağı kaldırdı. "Dolunay git buradan ve bir daha Masalı rahatsız etme." Murat konuşmasında çok kararlıydı. Bu kararlılığı Dolunayı da etkilemiş olmalı ki hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklaştı.


Dolunayın etkisinden çıktığımda Ayağı kalkıp Azraya ve Muratta sarıldıktan sonra tekrar oturduğum yere yerleştim. Dolunayı gördükten sonra Azranın bana karşı olan sıcakkanlılığı, sevecenliği kendimi iyi hissettirmeme yaradı. Ama aklımdaki soruya hala bir cevap bulamamıştım. Burcu neden bana yalan söyledi? Onu da geçtim. Neden bana zarar vermek istedi ki?


Saat geç olduğu için eve gitmem gerektiğini söyledim. Azra ve Murta anlayışla karşıladıkları için onlarla vedalaşıp hemen bir taksiye binip eve gittim. Evin önüne geldiğimde taksiden inip yukarı çıktım. Anahtarı yanıma almadığım için kapı zilini çalmak zorunda kaldım. Kısa bir bekleyişten sonra Annem her zamanki gibi güler yüzlülüğüyle kapıyı açtı. "Hoş geldin kızım."

"Hoş bulduk annem." Deyip sıkıca sarıldım. Uzun bir günden sonra anneme böyle sarılmak çok iyi gelmişti. Yeni fark ettiğim ayakkabılarla birlikte dikkatimi içerideki kalabalık çekmişti. Kimdi ki? "Anne içeride kim var?" Annem önce derin bir nefes aldıktan sonra ağzını açıp konuşacaktı ki babam yanımıza gelip "Misafirlerimiz kızım. Üzerini değiştirip içeri gel." Dedi. Tek kaşımı çatarak içeri yönelen annem ve babama baktım. Bunların halinde bir şeyler vardı. Ama belli etmemeye çalışıyordular.

Babamın dediğini yapıp üzerimi değiştirdikten sonra tekrar oturma odasına yöneldim. O sırada annem elinde kahvelerle içeri giriyordu. Beni fark edince durup beni baştan aşağı süzmeye başladı. Yüzünde gülümsemesini eksik etmeden "Çok güzel olmuşsun kızım." Dedi. Aslında abartacak bir şey yoktu. Sadece uzun zamandır giymediğim siyah elbisemi giymiştim. Anneme teşekkür edip oturma odasına girdim. İçeri girdiğimde orta yaşlarda bir kadın ve bir adam vardı. Yanlarında da genç ve yakışıklı bir adam oturuyordu. Ben geldikten sonra ortam oldukça sessizleşmişti. Bu sessizlik beni huzursuz etmeye başladı. Sessizliği bozan ben olmuştum. "Hoş geldiniz." Kadın ve adam bana karşılık verdi. Ama genç olan adam sadece kafasını sallamakla yetinmişti. Bu hareketi ne kadar hoş karşılamasam da misafir olduğu için hiçbir şey demeden boş bulduğum bir yere kuruldum. Babam ve karşısındaki adam, annem ve karşısında oturan kadın sohbete dalmışlardı. Ne ben nede karşımda oturan ve durmadan bana bakan genç adamdan hiç ses çıkmıyordu.

Rüya || Tamamlandı ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin