Acılar içinde Poyrazın yerde hareketsizliğini izliyordum. Ne yapacağımı bilmeden gözlerimden akan yaşlara hakim olamıyordum. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Ama ben durmuş Poyrazın ölümünü bekliyordum. Kısa bir şoktan sonra kendime gelerek hemen Poyrazın kafasını bacaklarımın üzerine bıraktım. O ölmemeli. Çünkü ölmeyi hak etmiyor.
Ambulansın gelmesiyle Poyrazı hemen hastaneye götürdüler. Daha yeni dedesinden kalan arabaya kavuşmuştu. Daha yeni bana kavuşmuştu. Bu çok erken...
Hastaneye geldiğimizde Hemen ameliyata aldılar. İşte en zor bekleyişlerden biri nasıl bekleyecektim Poyrazın içeriden çıkmasını.
Sanki burada beklediğim her saniye ruhum bedenimden çıkıyormuş gibi geliyordu. Neden Poyraz için bu kadar endişelenmiştim ki? Sonuçta onunla çıkmam onu sevdiğimi göstermiyor. Yoksa kalbimin derinliklerinde Poyraza bir yer mi vardı? Bunu düşünmek için daha var mıydı yoksa gecikmiş miydim? Bilmiyordum. Ama bildiğim tek şey var şuan Poyraz içerde ölümle savaşıyor.
Sanki her saniye kalbim daha hızlı atmaya başlıyor. Her an kötü bir haber gelecekmiş gibi bekliyordum. Ama elimden başka ne gelir ki?
Bunu Poyraza yapan kimdi? Yoksa bugünkü kavgaları yüzünden Murat mı yapmıştı? İnşallah böyle bir hataya düşmemiştir.
Hastanenin koridorunun başından bana kadar gelen çığlıkla irkilmiştim. Sanki biri 'Poyraz' diye bağırmıştı. Ya da ben hayal görüyordum.
Bana doğru gelen gözü ağlamaktan kırmızı olmuş bir kadın vardı. Yoksa bu Poyrazın annesi miydi? Eğer öyleyse ben dayanamam ki. Kalbim bu kadarına dayanamaz.
Etrafıma baktığımda Poyrazın anne ve babası, Burak ve Asena da buradaydı. Ama Murat yoktu. Neden gelmemişti? Gözü bu kadar mı kararmıştı? Hayatımda gördüğüm en bencil çocuktu Murat. Anlayışsız biriydi.
Ameliyatın kapısı açıldığında orta yaşlarda bir doktor nasıl çaresiz olduğumuza bakıyordu. Şimdi içinden neler geçiriyordu. Doktoru kapıda görür görmez nasıl yanına gittiğimi hatırlamıyordum. Tek hatırladığım şey "Durumu nasıl?" dediğimi. Doktorun gözlerinin içine bakıyordum. Belki yalan söyler diye. Ama içinde kederli bir durum olduğunu gözlerinden fark etmiştim. Derin bir nefes alarak gözlerimi sıkıca yumdum. Doktorun ne söyleyeceğini bilmiyordum. Her şeye hazırlıklı olmalıydım. Ama Poyrazı kaybetmek istemiyordum. Poyraza bir şey olmamalı. Çünkü o bunu hak etmedi. Her şey benim yüzümden mi olmuştu?
Doktor derin bir nefes aldıktan sonra "Başınız sağ olsun." Dedi. Ne! Az önce bu adam bize 'başınız sağ olsun' mu dedi? Yoksa ben mi yanlış duydum? Yanlış duyduğuma inanarak gözlerimi etrafıma çevirdim. Herkes ağlıyordu. Yanılmıştım. Gerçektende Poyraz beni bırakıp gitmişti. Neden bunu bize yapmıştı? Neden bunca insanı arkasında bırakıp uçmuştu?
Gözlerimden akan yaşlara hakim olmadığım gibi ağzımdan çıkan hıçkırıklara da engel olamıyordum. Annesini haykırışları sanki yeri göğü yerinden oynatacak gibiydi. Babası sakin bir şekilde koltuğa oturup ağlıyordu. Ne kadar belli etmese bile tek bakışta ağladığı belli oluyordu. Neden bu iki insanı bırakıp gittin?
Yıkılmış bir annenin feryadı durmadan kulaklarıma doluyordu. Buna daha fazla dayanamayarak koridordan koşarak çıkışa gittim. Arkamdan Asena'nın seslendiğinin farkındaydım. Ama biraz düşünmeliydim.
Yedi ay Sonra
Tam bir yıl oldu beni bırakıp gideli. Bu süreçte kendimi hep eve kapattım. Eğer dışarı çıkarsam dayanamayacaktım. Okul biteli çok olmuştu ama bir yıl üniversitedeki kaydımı dondurmuştum. Mimariyi kazanmıştım. Ama ne fayda Poyraz olmadıktan sonra hayatımı aydınlattığı gibi karartmıştı da.
Arada sırada Asena ve Burak'la görüşüyorum. Murat durmadan bana mesaj atıyordu. Ama hiçbirine cevap vermedim. Çünkü Poyrazın ölümünün sebebi Murattı. Bunu adım gibi biliyordum.
Ama artık yeter. Toparlanma zamanıydı. Zaten evdeki sorunlarda çözülmüştü. Annem, babamın onu aldattığını öğrenince boşanma davası açmıştı. Ama babam annemden binlerce defa özür dilemişti. Bir daha o kadınla görüşmeyeceğini söylemişti. Ve bu konuyu burada tatlıya bağlamıştılar. Ama babamın o görüntüsü hala gözlerimin önüne geliyor. Her onu gördüğüm hayalimde ondan soğuyordum.
Yataktan kalkıp giysi dolabımı açtım. Elime aldığım siyah mini elbiseyi üzerime geçirdim. Makyaj masasının karşısına geçip saçlarımı ve makyajımı yaptım. Artık yeni hayatım için hazırım.
Odamdan çıkıp annemin yanına gittim. Beni bu halde görünce gözlerine inanamadı. Şaşkınlıktan açılan ağzını elimle kapattıktan sonra yanağına bir öpücük kondurdum. "Hayırdır kızım." Dayanamayıp sormuştu. Yeni hayata başlayacağım geride kalan her şeyi herkesi silerek yeni bir hayata başlayacağım. "Hayatıma yeniden başlayacağım anne." Dedikten sonra hiçbir şey demesini beklemeden evden çıktım. Apartmandan aşağıya inince kapıda beni bekleyen kişiyle gözlerime inanamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya || Tamamlandı ||
Mystery / ThrillerVazgeçmiştim artık. Hayallerimden, hayatımdan, umudumdan vazgeçmiştim. Dağılmıştım bir günde. Sevdiğim adam. hayatımı verdiğim adam gitmişti. Dayanılmaz bir hal almıştım. Herkes benim için endişelenmeye başlamıştı. Kendime zarar vereceğimi düşünüyor...