***Önceki bölümde Cade ve Maite katili bulmak için patlamanın olduğu yere gitmişler ve Cade katilin Samantha ile ne tarafa gittiğini bulmuştu.
*14*
İşi bittikten sonra elindeki özel dizayn bıçağın ucunu, kadının bacağından başlayarak ayak bileğine doğru okşar gibi sürerken yüzünde beliren gülümsemeyi biri görebilseydi eğer, adamın yaptığı işten büyük bir haz aldığını söylerdi, oysa gülümsemesinin temelinde yatan ana sebep hazdan çok gururdu. Bu onun göreviydi ve sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyordu. Bakışları bıçağın yerini aldı ve aksi yönde usulca ayak bileğinden başlayarak Samantha' nın yüzüne doğru yükselmeye başladı. Kadının göz kürelerinden geriye kalan boşlukta durdu ve hissettiği gururu olduğu gibi yansıtan sesi yankılandı bodrumda.
"Temizlendin. Artık ruhun temiz ve Tanrı seni cennetine alabilir."
Bıçağını bırakıp karşı duvara dayalı hâlde duran beyaz dolaba giderek kapağını açtı ve içindeki iki yüksek rafı da yarı yarıya doldurmuş olan kalın şeffaf naylon kılıflardan birini aldı. Samantha' nın yanına dönerek büyük bir torbayı andıran kılıfı açarak yere serdi. Sedyenin üzerinde son nefesini acılar içinde vermiş olan cansız bedeni beklenmedik bir naziklikle kucaklayıp yerdeki şeffaf kılıfın tam ortasına koydu. Ardından kılıfı koli bandı yardımıyla kapatarak işini bitirdi ve doğruldu.
"Şimdi temizlenme sırası bende." dedi onu asla duyamayacak olan kadına ve olduğu yerde bırakarak görevinin son aşaması için hazırlanmak amacıyla üst kata çıktı.
Binada işçilerin kullanması için yapılmış olan duşların olduğu kısma yürüdü ve duvardan duvara döşenmiş beyaz fayanslarla kaplı geniş odaya girdi. Beşerli gruplar hâlinde karşılıklı konuşlandırılmış olan kapısız duşlardan birinin önünde durarak üzerindekileri tuhaf bir yavaşlıkla çıkarıp tamamen çıplak kaldığında duşa girdi.
Görevinin ona göre en rahatsız edici kısmı buydu, Şeytan' ın oğluna kapılarak ruhlarını kirleten insanları temizlerken kendisinin de bu günahlardan nasibini aldığını, kirlendigini düşünüyordu. Bedenini yıkarken İncil' den ayetler mırıldanıyor ve üzerine sıçrayan günahlardan arınmak için dua ediyordu.
Temizlendiğinde havluyla kurulanma ihtiyacı duymadan duştan çıkarak aynı yerde kendisi için hazırladığı küçük dolaba ilerledi ve içinden temiz kıyafetlerini alarak giydi. Artık kadının ruhunu özgür bırakma zamanı gelmişti. Şeytan' ın oğlu onu bulacak ve kirlettiği bir ruhun daha temizlenmiş olduğunu görerek kahrolacaktı. Bu düşünce ile keyifli bir ıslık çalarak aşağıya indi ve Samantha' nın bedenini yerleştirmiş olduğu torbayı kucağına alarak binadan çıktı.
Az sonra bagajında Samantha' nın cansız bedeninin olduğu arabasını önceden belirlediği orman yoluna doğru sürüyordu. Cade Wilson tarafından karanlığa çekilmiş olan bir insanı daha kurtarmıştı. Arabanın radyosunda çalmakta olan Unchain My Heart şarkısının sözleri onun için çok başka şeyler ifade ediyordu şu an. Samantha Raymond da, tıpkı July Brennan gibi Şeytan' ın zincirleriyle bağlanmıştı ve bu kadınların zincirlerini kıran kendisiydi. Şarkıya ara ara eşlik ederken telefonu çalmaya başlayınca radyoyu kapattı ve vites kolunun hemen gerisindeki küçük kutucukta duran telefonu alarak bacağına koydu. Bakışları telefon ve yol arasında mekik dokurken telefonu açarak hoparlör düğmesine basmıştı.
"N' aber dostum ?" diyen tanıdık ses, telefonun hoparlöründen boğuk bir şekilde dağıldı arabanın içine.
"İyiyim Cam, işlerim vardı. Önemli bir şey yoksa sonra konuşalım, araba kullanıyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kokun Yalan Söylemez (KİTAP OLDU)
Tajemnica / Thriller*Arka Kapak Yazısı* Kokunu alabiliyorum. Ne hissettiğini biliyorum. Rol yapan yüzünün gerisinde, gerçeği söyleyen tenin seni ele veriyor. Dilini eğitebilir, gözlerini ehlileştirebilir, hatta yüzüne hükmedebilirsin. Peki ya kokun ? Onu saklayabilir...