19/Kaos

2.2K 486 358
                                    

*Medya: Metallica / When A Blind Man Cries

Kokun Yalan Söylemez' de daha önce; Cade' in kıskançlığı ona Lance tarafından bahşedilen bir yumruk olarak dönmüş, çıkan küçük arbede sonrası Maite tablodaki gizli kamerayı bulmuştu. Ve durumu Cade' e iletmek için yaptığı planlarla gülümsüyordu.

Keyifli Okumalar...

*19*

Salonun olduğu kata çıktığında Cade' i göremeyen Maite, kafasında hızlıca planladığı kontrolden çıkarma eylemi için yapacaklarını sıraya koymayı falan düşünmüyordu. Onun istediği kaostu ve kaos düzene, sıraya ihtiyaç duymazdı.

Yatak odalarının olduğu bir üst kata basamakları ikişer ikişer adımlayarak çıkarken odaklandığı tek şey aşağıda yaşananlardı. Lance' in tepkisi normaldi, bu anlamda ona kızmıyordu Maite. Aksine Lance konusunda kızdığı tek kişi kendisiydi, bugünkü çıkışından da anladığı üzere Lance hâlâ umut ediyordu. Onunla çok daha önceden konuşmalı ve umut etmesine engel olmalıydı.

Bir de olayın Cade boyutu vardı. Lance ayağa fırlayıp bombayı odanın orta yerine bıraktığında fark etmişti ki bombayı hazırlayan da, pimini çekip Lance' in eline tutuşturan da Cade' ti. Koridoru geçip Cade' in odasına kapıyı çalma gereği duymadan daldığında düşüncelerine ara vererek ne yapmaya çalıştığını sormaya hazırlandı.

Odaya girmesiyle aralanan dudakları, odanın boş olmasının verdiği şaşkınlıkla aralık kalmaya devam ederken solunda hafif açık duran kapıdan, banyodan gelen sesleri duydu ve doğruca oraya yürüdü.

Cade üzerindeki tişörtü çıkarmış, tek eliyle lavabonun kenarını tutarken aynaya bakarak diğer eliyle yüzünü temizlemekteydi. Manzara o kadar ilgi çekici ve dikkat dağıtıcıydı ki Maite hışımla söylenmeden önce yutkunma ihtiyacını gidermek zorunda kalmıştı. Tam da o sırada Cade' in aynadaki aksiyle göz göze gelmeyi başarmış olması neyin işaretiydi bilmiyordu, ama olmadık zamanlarda kanını tutuşturan bu adama gün geçtikçe daha fazla çekildiği aşikârdı. Öyle ki dudağının kenarındaki kırmızılığın yarın çenesinde oluşacak morluğa arkadaşlık edecek olması canını sıkmıştı.

"Dön de bakayım." dedi aklından geçen azarlama cümlelerini hiçe sayarak. Bu sırada yanına gitmiş, kendisine dönmesi için kolundan tutmuştu.

"Gerek yok." diyerek kolundaki baskıya aldırmadan aynaya bakarak dudağını temizlemeye devam eden Cade, yanı başında belli belirsiz bir iç çekiş duydu ve ardından kendini lavabodan uzaklaşmış olarak Maite' nin karşısında buldu.

"Sana sormadım gerek var mı yok mu diye." diye söylenen Maite Cade' i klozete doğru çekiştirip kapağını kapattı ve omuzlarına yaptığı baskıyla oturttu.

"Neyim varmış doktor hanım ? Ölecek miyim ?"

Cade' in çenesini tutarak sağa sola oynatan ve patlamış dudağı dışında bir arıza olup olmadığını kontrol eden Maite bakışlarını adamın gözlerine kaldırdı.

"Maalesef, epey uzun bir süre daha başıma bela olacaksın gibi görünüyor."

"Ve sen de başına bela olacak olmamdan fazlasıyla memnun kokuyorsun."

Maite sesini ifadesiz, düz bir tonda ayarlamıştı ama aldığı karşılıktan da belli olduğu üzere adamın kulaklarında değildi sorun, burnundaydı. "Çok konuşma da cevap ver bakalım, neydi o aşağıda yaptığın ? Kalbi yeterince kırık bir adamın duygularıyla alay etmek ne demek ?"

Maite bunları söylerken lavabonun üstündeki camlı dolabı açtı, aradığını bulamayınca sağındaki dolaba baktı. "Merhem falan yok mu bu evde ?" diyerek kalan son dolaba yöneldi.

Kokun Yalan Söylemez (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin