30/ Sevgililer Günü 2. Kısım

2.1K 419 342
                                    

*Medya: Mariah Carey /My All

Kokun Yalan Söylemez' de daha önce;

Maite olayların ve evin ondaki kötü etkisini azaltmak için dışarı çıkmayı önermiş, eski dostlarının takıldığı kafe-bara gitmişlerdi. Bilardo oynadıktan sonra Maite kendisi için değerli biri olan Sam' den Cade' i korumasını istemişti.

Keyifli okumalar :)

*30*

"Neden onu korumamı istiyorsun ?"

Bu sorunun cevabı o kadar uzundu ki Maite istese de şu an her şeyi anlatamazdı. Ama Sam' den olumlu bir yanıt almadan da gitmeye niyeti yoktu.

"Konu geniş, zamanımsa dar. Gerek duymasam bunu istemezdim Sam, onu koruyacağını bilmeye ihtiyacım var."

"Pekala, bugün istediğin sözü veriyorum sana. Onu koruyacağım, ancak en kısa zamanda bana neler olduğunu anlatacaksın." diyen Sam' e minnetle baktı Maite.

"Elbette Sam, en kısa zamanda tekrar geleceğim. O zaman bütün detayları anlatırım."

Barın arkasındaki odadan çıkan Maite, Cade' in masada oturuyor olduğunu görünce o tarafa yöneldi. Aralarındaki kısa mesafe yarılandığında buluşan bakışlardan birinde merak, diğerinde şefkat vardı.

Maite masaya geçtiği sırada, "Nereye kayboldun, Sam ile konuştuğunu söyledi biri ama göremedim ?" diye sordu meraklı bakışların sahibi olan Cade.

"Evet, bir süredir görüşemediğimiz için konular birikmişti. Barın arkasındaki odaya geçmiştik."

Ne konuştuklarını merak etmekle birlikte Maite anlatana kadar sormayacak ya da öğrenmeye çalışmayacaktı Cade. Hiç anlatmama ihtimali de vardı ama umursamadı, her şeyi bilmesine gerek olmadığını yavaş yavaş öğreniyordu ve Maite' nin bu şekilde olmasından memnun olması ona yetiyordu.

"Bugün Liman Festivali başladı, " dedi Maite. "Gidip biraz eğlenmeye ne dersin ?"

"Ben de kaç gündür bunu düşünüyordum ama durumlar karışık diye bahsetmeye gerek duymamıştım." diye cevap verdi Cade.

"Durumlardan çok yemek olayına laf söylerim diye korktun değil mi ? Doğruyu söyle." diyip güldü Maite.

İngiltere' nin en eski ve önemli liman kentlerinden biri olan Bristol' de, Liman Festivali zamanı şehrin hemen her yeri eğlencenin merkezi hâline gelirdi. Marketlerde inanılmaz indirimli ürünler, yiyecek mekanlarında özel menüler, sanat adına doyumsuz vakitlere öncülük eden tiyatro oyunları festivalin vazgeçilmezleri olurdu. Canlı müzikler, konserler, jazz orkestraları ile dansa ve müziğe kapılmak, sirk gösterileri ile ailecek güzel zaman geçirmek için birebirdi festival.

"Seni duyan da işim gücüm yemek yemek zanneder. Acıkıyorum ve yiyorum, fazladan yaptığım bir şey yok ki." diyerek tatlı bir savunmaya geçen Cade' e hayran hayran bakıyordu Maite.

Bu adamın hâlleri, konuşmaları, her şeyi giderek daha çok hoşuna gidiyordu. Aralarında yeni başlayan ilişkiye rağmen hâlâ atışıyor olmaktan da mutluydu üstelik. Heyecanı hiç bitmeyen bir filmin iki başrol oyuncusu olduklarını düşünüyordu bazen, ya da sıradışı özelliğe sahip bir adamın başından geçenleri anlatan kitap karakterleri olduklarını. İşin güzel kısmı şuydu ki ikisi de gerçekti, yaşadıkları kötü olayların etkilerini uzun süredir ruhlarında taşırken karşı karşıya gelmişler ve şimdi yan yana yürürken birbirlerinin yüklerini paylaşıyorlardı.

"Hadi o zaman, öğleye kadar limana ancak gideriz." diyerek kalktı Maite. Öğleden kastı öğlen yemeğiydi elbette ve onun bu imasını anlayan Cade "Seninle baş edilmez Teğmen. " diyerek peşinden kalkmıştı.

Kokun Yalan Söylemez (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin