*Medya: Titanium/Pavane (piano-cello cover)
Kokun Yalan Söylemez' de daha önce;
"Maite özel üretim parfüm çıkaran firmalardan numune istemek için izin sorununu halletmek amacıyla Yüzbaşı Brody' nin evine gitmiş, Cade ise dostu ve avukatı olan Tom Harlan' dan gelen telefon üzerine kafe-restoranda görüşmek için beklemekteydi."
Keyifli okumalar :)
*25*
Tom içeri girip Cade' in oturduğu masaya geldiğinde çoktan ayaklanmış olan Cade' e sarıldı.
"Seni sağlıklı görmek çok güzel dostum." derken sesinde Teğmen' in asabiyetini ima eden tonu kaçırmamıştı Cade.
"Seni de görmek güzel Tom." diyerek dostunun imasına hiç değinmeden geri çekilen Cade, Tom' un kapıda konuştuğu arkası dönük adamı merak ediyordu. "Kiminle konuşuyordun kapıda ? Tanıdığım biri mi ?" diye sorarak merakını dile getirdi.
Karşılıklı yerlerine geçerlerken çıkardığı ceketini sandalyesinin arkalığına bırakan Tom, bir yandan da dostuna cevap verdi.
"Sen tanımıyorsun, bazı davalarda yardım aldığım oldukça sağlam bir araştırmacı ama epeydir ulaşamıyordum kendisine." diyip yerine yerleşti ve az ilerideki garsona el işareti yaparak masaya çağırdı.
"Ben bir fincan kahve alacağım dostum, sen ne içiyorsun ?"
Cade aç olmasına rağmen masanın yanında beklemekte olan Paula' ya dönerek " İki fincan sade kahve alabilir miyiz Paula ?" dedi gülümseyerek.
Paula " Elbette." diyip uzaklaştığında gözleri tekrar dostunu bulan Cade, garip bakışlarla kendisini süzdüğünü gördü Tom' un.
"Sende bir şeyler var Cade, ben yokken neler oldu anlat."
"Biliyor musun dostum, bazen akıl değil ama insanları iyi okuyan biri olduğunu düşünüyorum. " diyerek güldü Cade, "bir şeyler oluyor olmasına da neresinden tutsam elimde kalıyor."
Dostunun sesindeki kederin yüzündeki gülümsemeyi hiçe sayarak baskın çıkması, Cade' i tanıdığı günden bu yana yalnızca bir kez böylesi bir ses tonuna ve bakışlarına şahit olan Tom' un hiç hoşuna gitmemişti. Cade her zaman ve her koşulda gülen, gerçek duygularını kendi içinde yaşayan biri olmuştu.
"Kısa bir süreliğine yurt dışına gidip geldim ve dostumu depresyona girmiş hâlde buluyorum. Teğmen seni öldürmemiş tamam, ama işkence falan mı yaptı? Nedir bu hâlin Cade ?"
"Sanırım beni öldürmesi daha iyi olurdu. Yani benim ölmem birçok hayatın kurtulmasını sağlayabilirdi." dedi Cade, işkence ile ilgili şakasına cevap vermeye gerek duymamıştı.
Yok, dedi içinden Tom, bu karşısında oturan her kimse onun dostu olamazdı. Kamera şakası falan mı yapılıyordu yoksa ? Dostuna benzeyen birini ayarlayıp karşısına mı getirmişlerdi ?
"Her nerede bıraktıysan bul ve geri getir Cade."
Başkası olsa doğal olarak bu cümleye vereceği karşılık 'neyi?' sorusu olurdu ama o başkası değildi, o Cade' ti. Lanet olası bir burna sahipti ve soluduğu duyguların rehberliği ile karşısında oturmakta olan dostunun aklından geçenleri harf harf, kelime kelime biliyordu.
"Hâlâ içimde bir yerlerde ama o kadar çok kayıp verdim ki istesem de neşeli olamıyorum Tom. Bir sürü insanın hayatını mahvettiğimi bilmek, neşeli Cade' in fena hâlde utanmasına neden oluyor."
Paula kahveleri masaya koyup uzaklaşırken az önce kendisine gülümseyen müşterisinin dediklerini duymuş, bir yandan merak ederken bir yandan da adamın durumuna üzülmüştü. Onun gibi içten gülümseyen bir adamın başka birine isteyerek zarar verebileceğine ihtimal vermiyordu nedense.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kokun Yalan Söylemez (KİTAP OLDU)
Misteri / Thriller*Arka Kapak Yazısı* Kokunu alabiliyorum. Ne hissettiğini biliyorum. Rol yapan yüzünün gerisinde, gerçeği söyleyen tenin seni ele veriyor. Dilini eğitebilir, gözlerini ehlileştirebilir, hatta yüzüne hükmedebilirsin. Peki ya kokun ? Onu saklayabilir...