Medya/ Die Verbannten Kinder Eva's - Mistrust
Keyifli okumalar :)
*3*
Birkaç gün sonra şehrin doğusunda, July'nin evinden tam 15 km. uzaklıkta, civardaki çiftlik evlerinden birinde oturan yaşlı bir çift alışverişe gitmekteydiler. Sabahın erken saatleriydi ve onlar için alışverişe en uygun zamandı. Bay Mercury bir prostat hastasıydı ve sık sık tuvaleti gelmekteydi. Bu onu kısa yolculuklar yapmaktan alıkoymuyordu elbette, ama yolculuk boyunca ihtiyaç molası vermelerine neden oluyor, kısa mesafeler bitmek bilmiyordu.
Arabasını kenara çekip yol kenarındaki ağaçlığa yönelen Bay Mercury' nin arkasından şefkatle bakan Bayan Mercury, henüz başlangıç olduğunu bildiği kocasının rahatsızlığı hakkında, ileride durumun çok daha kötüye gideceğinin endişesini taşıyordu.
İhtiyacını gören Bay Mercury, geldiği yerden değil de az ileriden yola çıkınca, bankete yuvarlanmış olan kırmızıya bulanmış torba çekti dikkatini. Yaşlı gözleri ne olduğunu anlamakta zorlanmıştı, merakla arabanın aksi yönünde birkaç adım atarak torbaya yaklaştı ve gözleri gördüklerini inkar edercesine irileşti. Yoğun bir dehşet ve korkuyla eli kalbine gitti önce, ardından burnuna dolan kokuyla midesi kalktı. Yaşlı adam birkaç adım uzaklaşsa da midesi için yeterli gelmemişti bu çabası.
Kocasının yol kenarında neden durduğunu, neye baktığını merak eden Bayan Mercury de inmişti arabadan. Kocasının kustuğunu görünce adımları telaşla hızlanırken, eşine seslenmişti. Midesi boşalan yaşlı adam, karısının geldiğini fark etmesiyle hemen önüne geçmiş ve ona sarılarak bakmasını engellemişti. Ağzından sadece tek bir cümle çıkmıştı:
"Eve gidip polisi aramalıyız Claire."
Aldığı ihbarla olay yerine gelen devriye memurları gördükleri manzara karşısında yaşlı çifte göre daha rahattılar. Durumu merkeze bildirdiler, olay yeri inceleme ekibinin ve cinayet şubesinden bir yetkilinin bölgeye gelmesini beklediler. Bu sırada merkezden başka bir ekip de ihbarda bulunan yaşlı çiftin ifadesini almak üzere yola çıkmıştı.
Cesedin etrafında belirgin ve işe yarayacak bir iz yoktu. Adli Tıp uzmanı iki kişi ekiple birlikte olay yerinde cesedin ilk incelemesini yaptılar.
"40 yaşlarında, kadın, sarışın. Ağır işkence görmüş. Ölüm zamanı kesin olmamakla birlikte iki ya da üç gün öncesi."
İlk incelemeler bittiğinde öğlen olmak üzereydi. Kadının fena hâlde tahrip edilmiş olan bedeni siyah bir ceset torbasına alınarak adli tıp laboratuvarına gönderilmiş, ipucu bulabilmek için üç kişilik bir ekip olay yerinde kalarak çevreyi ablukaya almışlardı.
Adli tıp laboratuvarına gönderilen ve otopsisi yapılan cesedin ismi, kayıtlara July Brennan olarak geçirildi. Kimliğine yalnızca diş kayıtlarından ulaşabilmişlerdi. Parmak uçlarına kadar tüm bedeni tahrip edilmiş olan July'nin göz küreleri dahi yerinde değildi.
Yeni atanmış olan genç laboratuvar görevlisi, muhtemelen hayatı boyunca yazdığı en zor raporlardan birini yazmıştı. Kadına yapılanlar akıl alır gibi değildi. Bu şekilde karşılaştığı davalar ise bir elin parmaklarını geçmiyordu. Nihayet raporu bitirip teslim ettiğinde, bu işin ondan çıkmış olmasına sevinmişti genç adam.
Birkaç saat sonrasında Bristol Polis Departmanında Albay Truman'dan sonra kıdemli ikinci kişi olan Yüzbaşı Brody, ofisindeki sandalyesinde arkasına yaslanmış bir hâlde adli tıptan gelen raporu okumaktaydı.
Truman sadece amiri değil, en yakın dostuydu aynı zamanda. Truman'ın bugün evlilik yıldönümüydü ve yarına kadar ön inceleme yapması için Brody' ye paslamıştı raporu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kokun Yalan Söylemez (KİTAP OLDU)
Misteri / Thriller*Arka Kapak Yazısı* Kokunu alabiliyorum. Ne hissettiğini biliyorum. Rol yapan yüzünün gerisinde, gerçeği söyleyen tenin seni ele veriyor. Dilini eğitebilir, gözlerini ehlileştirebilir, hatta yüzüne hükmedebilirsin. Peki ya kokun ? Onu saklayabilir...