*ayazdan*
Bitti.Artık kimse bizi üzemeyecek.Hepsi bu savaşta yenildi.Ben kimseyi öldürmek istemedim kendileri istediler.Beni tekrar karanlığa onlar çekti.Eski ayaz oldum onların yüzünden.Artık kimseye acıma duygum yok benim.Bebeklerime ve Nefesim dediğim kadınıma zarar verirlerse kimseyi affetmek yok...Sabahın ilk ışıklarında aryanin yanında oldum.O benim geldiğimden habersiz tatlı uykusunda uyurken ben sadece onu seyrettim.Özledim.Hemde çok özlemiştim onu.Kokusu,bakışı,gülüşü,ağlamsı her kelimesi aklıma geldiğinde oturup ağladım.Erkek adam ağlamaz diye birşey yok.Her gün odama girip ağladım..Arya ya olan duygularım aşk değil.Sevgi.Eğer bize aşk dersem ayıp ederim.Çünkü aşk basit bir şeydir.Sevginin ölçülü bir miktarına aşk denir.Sadece belirli bir miktarına.Ama sevgi okadar büyük ki ne büyüklüğü var ne de adı.Çok büyük.Güven var bikere sevgide.Onun için ben bu kadına aşık değilim ben bu kadını deli gibi seviyorum...
Bu kadını öyle seviyorum ki;
Sıla hasreti çeker gibi
Et tırnaktan ayrılmayacakmış gibi
Bir kış günü,yaz sıcaklığını bekler gibiBu kadını öyle seviyorum ki;
Içim buram buram o kokuyor
Sevdamın alevi sönecek diye korkarak
Bir gün gidecek diye ölerek.Elimi aryanın karnına koyunca bir hareketlenme hissettim..Allahım bu duyguyu bir kez daha yaşadım ya sana çok teşekkür ederim.Baba olmak çok şey gerektirir.Herşeyden soyutlaşıp en masum sevgini vermek gerek..Kafamı aryanın karnına yaklastirip;
"Babanız sizi çok seviyor.Sizi asla bırakmayacak.Sizde beni bırakmayın olurmu...Abiniz yaşıyor olsaydı şimdi sizi korumak için herşeyi yapardı meleklerim"
Küçük bir hıçkırık sesi duyduğumda kafamı kaldırdım.Arya bana bakıp ağlıyordu.Göz yaşlarını silip;
"Şşşt artık ağlamak yok meleğim.Artık bizi kimse üzemeyecek.Bak geldim yanındayım.Bütün pislikleri temizleyip geldim meleğim.Kimse bizi üzemeyecek.Ağlama olurmu.Bidaha ağlama sen.Çünkü o gökyüzü gibi bakan gözlerin acıyor.Dayanamam.Sen ağlama.Birdaha bizi kimse ayıramayacak"
Arya kollarını bana dolayıp sımsıkı sarıldı.Oda özlemisti beni.Arya beni öyle bir sıkıyor duki sevgisini kaburgalarıma kadar hissettim.
"A a ayaz.."
Konuşurken kekelemişti.Bu halini bile çok özledim bu kadının.Onu nasıl bırakıp gittim bilmiyorum ama işte hırs insana çok şey yaptırıyor.
"Bundan sonra o göz yaşların mutluluktan akacak"
Arya benden ayrılıp ellerini yüzümde gezdirmeye başladı.Gülümseyip bende aynı onun gibi yaptım.Arya ağzını açıp konuşmaya başladı;
"Burdasın"
"Burdayım?"
"Rüya mı?"
"Gerçek"
"Bitecek mi?"
"Bitmeyecek"
"Beni seviyormusun?"
"Seni çok seviyorum"
Arya kıkırdayıp;
"Canım sın sen benim canım!"
"Canım sın sen benim canım!"
Arya bir kez daha doladi kollarını boynuma.Kokusuna ciğerlerime işleyen e kadar çektim.
"B bidaha gitme olurmu.Bidaha sakın gitme""Artık hep sizin yanınızdayım arya.Seni benden ayıracak herkes öldü"
"Keşke...Keşke öldürmeseydin ayaz.Keşke katil olmasaydın"
"Ben öldürmedim onu kendi öldü.Arya ben eskiden de böyleydim.Ben hep kötüydüm.Beni sen iyi yaptın.Ve ben sadece senin yanında iyiyim.Bana iyi gelen insanların yanında iyiyim bundan sonra.Geri kalan herkese kötü.."
Arya bi anda yutkundu.Korkmuştu.Oysaki şu hayatta sadece korkmaması gereken birinin yanında.Belki şimdi benim bu durumumu kabullenmiyor ama alışacak...
*aryadan*
Ayazın dudaklarına küçük bir buse kondurup banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımla odadan çıktım.Mutfaktan gelen kahkaha sesleriyle gülümseyip mutfağa girdim.
Koca bir kahvaltı sofrasında herkes oturmuş beni bekliyordu.
"Günaydın"
Deyip ayazın yanına oturdum.
Mert;
"Günaydın yenge.Artık ağlamak yok bak senin ki gelmiş"
Merte dil çıkarıp herkese göz gezdirdim.Mutluyuz.Biriz.Beraberiz.
Gözüm en sonda oturan kumral saçlı kız takıldı.Çok tatlı biriydi.
"Acaba bu tatlı kişi kim?"
Sorum üzerine bütün gözler o kıza döndü.Burak boğazını temizleyip;
"O benim kardeşim arya.Adı rüya"
Kardeşimi.Ağzım şaşkınlıktan açılınca hemen kapatıp;
"M memnun oldum canım bende arya"
Kız gülümseyip başını yere değdi.Burağın annesi ve babası yok diye biliyordum ama demekki kardeşi varmış.Mert kaşlarını çatmış kıza bakıyordu.Kafamı sağ sola sallayıp önümde ağzına kadar dolmuş tabağıma baktım.E yuh ayaz.
"Ayaz bitanem bune?"
"Yemek bitanem"
"Ayaz ben bunu nasıl yeyim"
Ayaz beni kendine çekip kolunun altına aldı.Anlımdan öpüp;
"İkizlerimiz aç kalmasın demi arya?"
Ayaza göz devirip tabağımı yemeğe başladım.Bütün kahvaltı kahkahalarla dolu geçmişti.Şimdi ise salonda oturmuş sohbet ediyorduk.
Merte baktığım da hâlâ kıza bakıyordu kız da ona.
"Ece tatlım mertle yer değişsenize birşey konuşcamda"
Ece kafasını sallayıp mertin önüne geçti mert ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Nevar arya"
"Ne o yoksa böldümmü bakışmanızı"
Mert bi anda yutkunup;
"N ne bakışması"
Ya böyle anlamamazlıktan gelirsin işte.Elime düştün mert
"Diyorum ki rüya ya iyi baktin ha"
"Hah ben o tipsizin neyine bakıyım.Hem o benim bacım sayılır"
"Sen bu kızı kaç göre gördün de bacım diyon"
"Burak hani arkadaşım ya arya hep görüyordum.Hem burağın kardeşi benim kardeşim"
Tam konuşacakken ayazın sesi buna izin vermedi.
"Siz ne konuşuyorsunuz öyle fısır fısır.Arya kalk hazırlan sana süprizim var"
Ayaz ve süpriz.Bidakka şimdi ayazın bana süprizimi varmış.Yan yana bile uyumlu durmuyolar.Ayaz ve süpriz.
"Ne süprizi ayaz?"
Ayaz sabır çekercesine kafasını yukarı kaldırıp geri bana döndü;
"Arya adı üstünde süpriz.Kalk git hazırlan"
Ayağa kalkıp odaya gittim.Elime aldığım beyaz dar pantolonumla hafif krem rengi ama beyaz olan beyaz buğazlı kazağımı üstüme geçirdim.Üstümede asker yeşili olan trençkotumu giyip siyah üzerinde asker desenleri olan vanslarımı giydim.Saçlarımı doğal bırakıp çantamı koluma aldım.Uzun zamandır böyle özenle hazırlandım.Ve çok güzel oldum.Tam kapıdan çıkacakken gözüme çarpan güneş gözlüğümüde takıp odadan çıktım.Içeri girdigimde kimse beni farktmemişti.Bende farkettirrim.
"Ayaz çıkıyormuyuz?"
Deyince herkes bana döndü.Ayazın yutkunma sesi kulaklarıma gelince gülmemek için kendimi zor tuttum..
"A arya ben vazgeçtim gitmeyelim"
Allahım bu adam kafayı yemiş altı üstü özendim yoksa bu karnımdan hâlâ ayı gibiyim.
"Ya ayaz hayır.Kalk gidelim süprizine"
Ayaz oflayıp yanıma geldi.Elini bana uzatınca bende ona uzatıp ellerimizi birleştirdim.
Dışarı çıkıp arabaya bindim.Ayaz da yanıma gelince arabayı çalıştırdı.
Acaba ne süprizi ki.Şimdi sorsam yine söylenip durur.Araba durunca etrafıma baktım.Burası lunapark.İnanmıyorum.
Ayaz aşağı inince beni indirdi.Lunaparkta sadece ikimiz vardık.
"Süprizim buydu.Ama asıl süprizim lunaparkın sonunda."
Deyip beni çekiştirdi.Ben se sadece ağzım açık ayazı izliyordum.Atlı karıncaya ayazın yardımıyla binince Ayaz da yanımdaki ata bindi.Altı karınca dönerken ayazın elini tutup havaya kaldırdım ve kahkaha atmaya başladım.Uzun zaman sonra gerçekten gülüyordum.Içten yalan olmayan kahkahalarım lunaparka yankı yapıyordu.
Atlı karıncadan inince biraz miydem bulansada pamuk şeker alıp doya doya yedim.Çarpışan arabaya,tırtıla,gondola bile binmiştik bütün gün.Hava iyice kararmıştı ve bende acıkmıştım.
Ayaz sinsice gülüp beni biyere götürdü.
"Ayaz bak sakın.Biliyorsun korkuyorum o dönme dolaptan binmem"
Ayaz yine beni zorla bindirmişti dönme dolaba.Ne desem bu adama fayda etmiyor.Dönme dolap hareket etmeye başlayınca iyice ayaza sokuldum.Ayazda muhteşem kahkasıni atıp beni kollarının arasına aldı.
Tak sesiyle nutkum tutuldu.Hadi ama yine mi.Her seferinde bu şeyin tepesinde kalıyoruz.
"Ayaz bak doğurucam şurda nolur inelim"
Bunu ciddi ciddi söyledim çünkü korkudan heran doğurabilirim.
Ayaz beni kendine döndürüp;
"Hatırladın mı arya.Seninle sevgili olduğumuz ilk zamanda buraya gelmiştik.Yine sen korkmuştun yine ben seni böyle sıkı sıkı sarmıştım kendime.Işte o gün bugün arya.Aynı gün aynı saat.Bundan tam 4 sene önceydi.Ve şimdi 4 sene sonra aynı sahne tek fark yanlız değiliz.Bu sefer bizimle beraber bebeklerimiz de var.Eğer bir gün ölürsem senin kollarında burda ölmek istiyorum.Burası olmazsa da olur senin kollarında ölüyüm yeter"
Deyip dudaklarımızı buluşturdu.Haklıydı bugün o gündü.Bizim hikayemiz aslında bu dönme dolabın başında başladı....Mutluluk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT AŞK
Teen Fiction"İnsan kaybettikçe küçük mutluluklar ile mutlu oluyor.En önemlisi kaybettiklerini bir gün unutmak zorunda kalıyor.Çünkü zayıf insanları gördükçe kaybettiklerinin kıymetini biliyor.Bu boktan hayat bunlarla dolu,arya.Ne her kız prenses ne da her erkek...