NOT: Okuyorsanız lütfen beğenilerinizi, olumlu-olumsuz yorumlarınızı ve önerilerinizi eksik etmeyin :)
RESİM : EDWART
Şarkı var :)İlk seferde birini sevmek sadece üç saniye alır.
Ama birini sevmeyi bırakmanın, üç saniye olması imkansızdır.
(Love Rain)Üç hafta sonra
Sabah çok erken uyanmıştık. Abimler son kahvaltısını bizde yaptılar. Ardından vedalaştık ve gittiler..
Ona kızgın değildim; ama kırgındım. Babam vefat ettikten sonra bize pek destek olmamıştı. Neredeyse her şeyi ben yüklenmiştim. Şimdi ise ardında bizi bırakıp gidiyordu..
Bütün bu düşüncelerden kurtulmak istiyordum. Derin bir nefes aldım bu gün çok yorucu bir gün olacak idi. Bu gün akşam ki show programına Edward katılacaktı. Kanal sonunda onu ikna etmeyi başarmıştı. Son anda caymaması için de ona özel araba hazırlatmıştı ve içinde benimde bulunduğum bir grup onu almaya gidecekti.Üzerimi değiştirip kendimi evden dışarı attım. Hava çok güzeldi. Bahar tüm ışıltısıyla gelmişti. Yeni açmış çiçek kokularına karışan kuş cıvıltılatı biraz olsun rahatlamamı sağlıyordu. Biraz yürüdükten sonra ileride park ettiğim arabama bindim.
Akşam program için stüdyoyu hazırlıyoduk. Gelecek olan konuklar için ve ayrıca yabancı konuk için de özel hediyeler, özel bir oda ve çevirmen.
Çevirmen Çiğdem olacaktı. Çiğdem dil bölümü mezunuydu ve yabancı dillerle uğraşmayı çok seviyordu. Tam beş tane dil biliyordu: Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Arapça, Korece. Türkçeyi saymıyorum zaten ana dilimiz. Bense İngilizceyi bile zorla öğrendim. 'Herkesin yateneği farklı.' diyerek bir kez daha teselli ettim kendimi.
Ben arka odada uğraşırken Çiğdem geldi. Programın başlamasına bir buçuk saat kalmıştı biz de grupla birlikte Edward'ı almak için yola çıktık.
Hava iyice kararamıştı. İstanbul bu gece ayrı bir süslenmişti. Yola sahilden gidiyorduk ve istanbul boğazı tüm muhteşemliğiyle bize eşlik ediyordu. Gece açıktı, yıldızlarda Boğaz'ın bu benzersiz güzelliğine eşlik ediyordu. Ben Boğaz'ın eşsiz manzarasında uzaklara dalmışken araba bir anda durdu. Otelin önüne geldiğimizi farkettim. Arabadan indik hava da tatlı bir meltem vardı. İstemsizce tebeessüm etmeme sebep oldu.Bizi ilk karşılayanlar onun menajeri ve menajerin asistanları oldu ve tabii bir koruma Ordusuyla birlikte. Etraf çok kalabalıktı ve ben bu kadar çok kalabalığın içerisinde iç içe bulunmaktan nefret ediyordum. Yanımda Çiğdem onun yanında Erdem ağbi, Selim, Tuğçe menajerle konuşuyorlardı. Çiğdem cümlesini bitirdiğinde onu hafif dürttüm:
"Ben dışarıda bekliyorum sizi." Sessizce kulağına fısıldadım.O kalabalıktan çıkmak için derin bir nefes aldım. Tam yan taraftan korumaların arasından çıkacağım sırada bir hareketlilik başladı. Ben de dengemi kaybettim. Ayağım kaydı düşerken "ayyy" şeklinde tiz bir çığlık attım. Refleks olarak ellerimi kaldırdım o sırada biri elimi kavradı ve beni kendine doğru çekti. Düşmediğimi farkedince korkuyla sımsıkı kapadığım gözlerimi yavaşça açtım.
1...
2...
3...
ÜÇ SANİYEOnun gözlerine sadece üç saniye bakmıştım ve bu nefesimi kesmişti. Siz hiç yazla kışı aynı anda yaşadığınızı hissetiniz mi? Yada avuçlarınızın arasına bir kor parçasıyla bir buzu aynı anda koymuşlar gibi hissettiniz mi? Ben şu an tam da o noktadaydım. Bu yaşadığım acı ve mutluluk arasındakin bir araf ve kayboluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
Fanfic_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...