Duyduğum telefon sesiyle elimdeki küçük tepsiyi masanın üzerine bıraktım. Sesin geldiği yöne baktığımda abimin telefonunu fark ettim. Telefonu elime aldığımda arayanın benim tedavimle ilgilenen doktor olduğunu gördüm. Abimle aynı yerde çalışan bu doktor büyük ihtimalle ilaçlarım için aramıştı. Çünkü bu hafta geçirdiğim sinir krizinden sonra abim ve doktorum beni yakından takip ediyorlardı. Endişeyle ilk an ne yapacağımı bilemedim. Bu gün aldığım ilaçları danışmadan almıştım ve eğer abim sinir krizi geçirmek üzere olduğumu öğrenirse -ki öğrenecekti de- hiç iyi şeyler olmazdı."Serçem; kim arıyor."
Abimin sesi ürkmeme sebep olmuştu. Bu akşam çok neşeliydi ve birazdan o neşesinden eser kalmayacağına emindim. Korkumu belli etmemeye çalışarak :
"Mss. Emly arıyor. " dedim ve telefonu ona uzattım.
Telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Kaçmak istesem de yapamadım. Onlar konuşurken nasıl söylesem diye düşünüyordum ki abimin sözüyle ona döndüm:
"Serçem, günün nasıldı? Bu gün ilaç aldın mı? Sabah sana söylediklerimi içmeden çıkmasaydın evden."
Telefonunu kapatmıştı ve bana bakıyordu. Harika işte şimdi yandım!
"Sabah içmedim. Biliyorsun abi ilaç içmek istemiyorum. Faktat..."
Bakışlarımı yemek masasının üzerinde duran çay bardaklarına odakladım ve devam ettim:
"Bu gün öğle arasında şu doktorun yazdığı sakinleştiricilerden içtim."
"Nasıl, anlamdım? Kime sordun içerken? Bir şey mi oldu yoksa? Neden beni aramadın? O ilaçlar çok ağır nasıl ayakta durabildin o ilaçlarla!"
"Abi tamam sakin ol. Ben iyiyim! Bu gün öğle yemeğinde sinirlerim gerildi, çok kötü hissediyordum, sinir krizi geçirmek istemediğim için içtim."
Konuşurken başımı kaldırdım ve iyi olduğumu göstermek için dik bir şekilde durup gözlerinin içine bakıyordum. Fakat o gözlerinde endişe ve korku taşıyordu. Benimle ingilizce konuşmaya başladığında bana çok öfkelendiğini anladım. Çünkü çok sinirlenince farklı tepkiler veren bir kişiliğe sahipti ağbim.
"Sana inanamıyorum! Bu gün ya sana bir şey olsaydı! Bu nasıl bir sorumsuzluk! Bana sormadan nasıl yaparsın! Bana haber vermeliydin. Ne olursa olsun söylemeliydin!"
O konuşurken yanıma gelmişti. Sesini yükselttiği için bende iyice gerilmiştim.
"Abi lütfen sakin ol iyiyim ben. Haber vermediğim için üzgünüm endişelenmeni istemedim."
"Hayır kesinlikle yaptığın şey kabul edilemez. Beni mutlaka aramalıydın. Çok kötü olabilirdi sonuçları! Nasıl düşüncesizce davranabilirsin!"
"Abi yeter! Ben senin hastan değilim, ben senin kardeşinim! Benimle Türkçe konuş! Benim doktora değil abiye ihtiyacım var. Yeter gelme üstüme! Dayanamıyorum, kaldıramıyorum, n'olursun yapma bunu bana! Kırma beni artık gücüm kalmadı! Neden benimle hastanmışım gibi ilgileniyorsun. Sen benim ağbimsin ama neden bunu hissedemiyorum. Yoruldum anlıyormusun çok yoruldum. Ülkemden uzaklarda sevdiklerimden uzaklarda tutunacak bir dal ararken çok yoruldum. Abi gitmek istiyorum evimi yuvamı özledim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
Fanfic_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...