Seni duydum bugün;
Bir rüzgarın esişinde.
Uzaklardan fısıldıyordun
Gelişini müjdeliyordu bahar!
Sensizliğe hapsettin beni
Oysa ki gökyüzü kadar özgürdüm!****
Annemin ısrarı üzerine bana hazırladığı her şeyi yedikten sonra odama çekildim. Zar zor yediğim yemekten sonra miğdeme kıramp girmişti. Vücudum hiçbir şey kabul etmiyordu. Odama girdiğimde derin bir nefes aldım. Günlüğümün başına oturdum. Ne yazıcaktım? Hiçbir fikrim yoktu. Kalemi elime aldığımda ellerimin titrediğni farkettim. Derin bir nefes alıp besmele çektim. Sonra günü en başından anlatmaya karar verdim. Sabah olanlarla yazmaya başladım. Yazdım... Yazdım... Yazdım...
Bir süre sonra sadece onu yazmaya başlamıştım.
Onun gelişini...
Onun gidişini...
Bende bırktığı izleri...
Yüreğimin ardından gidişini...
Şimdi o yoktu ve olmayacaktı. Ama ben sanki şimdi kapıyı açıp gelicekmiş gibi bekliyordum. Bunu bilsemde buna engel olamıyordum. Başımın ağrısı dayanılmaz bir dereceye ulaştığında yazmayı bırakıp defteri kapattım. Ağlamak istemiyordum bununla savaşıyordum. Kendimi yatağıma bıraktım. Tüm vücudum titriyordu. Oda her günkü sıcaklığında olmasına rağmen üşüyordum. İnce yorganımın altın girdim.Saatler geçiyordu ama uyuyamıyordum. Miğdemin ağzıma geldiğini hissettiğimde lavaboya koştum. Bütün yediklerimi çıkarttım. Boğazımda acı bir iz kaldı. Elimi yüzümü yıkadım titremelerime hakim olamıyordum. Yere çöktüm hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştım, yeniden...
Annemin sesini duyordum; çok endişeli geliyordu. Ellerini yüzümde hissediyordum.
...
Gözlerime yansıyan yoğun ışık gözlerimi açmama sebep olmuştu.
Etrafı inceledim birkaç saniye. Beyaz duvarlar, başucumda serum, ilaç kutuları..
Burası bir hastane odası idi. Annemi farkettim ardından. Uyuyordu; yattığım yatağın yan kısmında tek kişilik koltukta. Buraya neden geldiğimi bilmiyordum. Koluma bağlı olan serum bitmek üzereydi. Düşünmeye çalıştım. Ama hiçbir şey hatırlamıyordum. Başımı dışarı çevirdim, hava aydınlıktı. Birden kapı açıldı ve içeriye kardeşim girdi."Noldu bana?" Diyebildim sadece. Gözlerindeki korkuyu ve uykusuzluğu görebiliyordum. Ama neler olduğuna bir türlü anlam veremiyordum.
"Abla uyanmışsın." Ufak bir sevinç çığlığı atıp yanıma koşmuştu.
"Nasılsın iyi misin? Bir yerin ağrıyor mu? Su ister misin?" Şimdide soru yağmuruna tutmuştu beni.
"Hayır istemiyorum. Neden buradayız? Ne oldu bana?" Diye sorumu uzun bir şekilde tekrarladım.
"Hatırlamıyor musun? Dün gece fenalaştın, ateşler içinde yanıyordun, annemle ağlama sesine geldik. O sırda bayıldın bizde acile kaldırdık. Doktor sinir kırizi geçirdiğini söyledi."
"Ne! Sinir krizi mi geçirdim? Ben!" dedim şaşkınca. Nasıl olurdu ben hayatımda hiç sinir kırizi geçirmemiştim. Babam öldüğünde bile! Ne olurs olsu sakin ve güçlü bir kişiliğe sahiptim. Esma'nın söyledikleri çok anlamsız geliyordu.
"Kızım Hayat, birtanem uyandın mı!" Annem seslerimize uyanmış olmalıydı. Yanıma geldi başımı okşadı. Ona iyi olduğumu söyledim. Aklımı toparlamaya çalışıyordum. Ben çok güçlü bir kızdım. Sinir krizi geçirecek kadar ne olmuş olabilirdi ki? Sonra abimin olmadığını fark ettim. Onun gittiğni hatırladım. Ardından yavaş yavaş bir şeyler hatırlamaya başladım.
Ve sonra birden kanımı donduran bir his belirdi içimde. Onu hatırladım...
Sonra olanları...
Ama yine de hayatımda sadece bir defa gördüğüm birisi için bu kadar canımın yanması, bu derecelere ulaşması beni çok şaşırtıyordu. Canımın böyle yanmasına sebep olan bu duygu da neydi böyle?!
Ben düşüncelere daldığım sırada kapı açıldı. İçeriye doktor ve ya hemşirenin gelmesini bekliyordum. Fakat içeri Çiğdem girmişti. Endişeli bir şekilde yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
Fanfic_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...