Sevgili okurlar 26 ve 27. bölümlerde ufak tefek değişiklikler yaptım. Bölüme başlamadan onlara bir göz atarsanız çok iyi olur...Keyifli okumala. Bol yorum yapmayı unutmayın lütfen😍
NOT: Bölüm Edward'ın ağzından
🔹🔹🔹🔹
Eve çoktan dönmüştük. Daniel'in evi şehrin biraz dışında kalıyordu. Oldukça büyük ve gösterişliydi. Arka kısmı ormana bakıyordu ve bu evin en sevdiğim tarafı ormana bakan büyük 'S' biçimindeki balkonuydu. Bakon doğaya uygun ahşap laminent parke ile döşeliydi. Sağ kısmında merdivenlere bir alt bakona iniliyordu. Alt balkonda daire şeklindeydi ve üst balkondan daha büyük bir alana sahipti.
Evin ön kısmında bulunan büyük salonda oturuyordum. Aklım karışmıştı ve içimde kötü bir his vardı. İçeride çok fazla bunaldığım için balkona çıktım. Etrafa derin bir sessizlik hakimdi. Hilal biçimindeki hasır koltuğa oturdum ve elimdeki su bardağını küçük masanın üzerine bıraktım.
Son bir aydır tüm arkadaşlarımdan uzaklaşmıştım. Hayatımı gözden geçirmeye karar vermiştim. İnsanlar sürekli bana neler olduğu hakkında sorular soruyordu. Onlarla bir arada olmak onların yaptıklarını yapmak artık içimden gelmiyordu. Şu son zamanlarda anlaşmalı olduğum şirketle ve menajerimle de aramda sorunlar vardı. Yeni bir turne düzenlemek istiyorlardı. Fakat artık yorulmuştum ve amacımı kaybetiştim. İnsan amaçsız ve umutsuz yaşayamaz. Kendimi toparlamayı ve içinde bulunduğum karmaşadan kurtulup bir amaca yönelmeyi ve düzgün işler yapmayı istyordum. Aklımı kuşatan iki tane soru vardı.
Birincisi; şu ana kadar ne için yaşamıştım?
İkincisi; bundan sonra ne için yaşayacaktım?
Ellerimi dizlerimin üzerine koydum ve parmaklarımı birbirine geçirdim. Gözlerim sol elimin üzerinde, baş parmağım ve işaret parmağım arasında bulunan haç işareti şeklindeki dövmedeydi. Artık bu dölüme de bana fazlasıyla anlamsız geliyordu...Derin bir nefes aldım ve gözlerim sıkıca yumdum.
"Oğlum ne yapıyorsun burada?"
Gözlerimi açtığımda annemin yanıma doğru geldiğini fark ettim.
"Hava alıyordum."
Annem güçlü bir kadındı yıllar boyunca bize tek başına kol kanat germişti. Din konusunda hassatı her pazar mutlaka kiliseye giderdi. Ülkesine yürekten bağlı bir İngiliz'di ve Amerika'yı çok sevdiği söylenemezdi. Amerika'ya yerleşmek istemesinin en büyük sebebi Rachell'dı. İngilterede bir Pastane işletiyordu ve Amerika'ya temelli taşındığı için çok sevdiği pastanesini devretmek zorunda kalmıştı.Annem yanıma oturduğunda ellerimi çözdüm ve ona gülümsedim.
" Biliyor musun anne; geçen gün bir yazı okudum annelerle ilgili. Diyordu ki; cennet annelerin ayaklarının altındadır. Ben hayatımda bu kadar güzel ve muhteşem bir cümle duymamıştım. Ne kadar doğru bir cümle olduğunu şu an senin gülen yüzüne bakarken daha iyi anlıyorum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
Fanfic_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...