Hüzünle mutluluk arasındayım seni beklerken;
Kaçmaya çalışsam da dönüşlerim sana.
Gün ıssız geceye kavuşurken ;
Gökteki yıldız kadar uzaksın bana.Yokluğun umutsuzluğu çığ gibi büyürken;
Sabrımı duamla süslüyorum,
Hasretlerimi yağmura gizliyorum,
Ne kadar ıslanırsam o kadar özlüyorumİçim çığlık çığlığa seni çağırırken;
Ben tüm dünyaya seni susuyorum
Ve sen gelmiyosun hiç varolmamış masalım.
Bense yazılmamış bir masala aşığım!Ne kadar zamandır buradayım bilmiyorum. Burayı çok sevmiştim. Dalga sesleri ve ona eşlik eden güneşli açık gökyüzü... Burası masallar diyarından fırlamış gibiydi. Büyülenmemek elde değildi. Kendimi dalga seslerine bıraktım. Tüm şiirlerimi okudum. Yazdığım her satır ilmek ilmek içime işlemişti, tekrar.. Onu gördükten sonra ne çok şiir yazmıştım. Ne çok şiir olmak istemiştim.
Okudum ve;
Beni geçmişe götüren tüm satırlarda kayboldum.
İnsan bildiği sokaklarda kaybolur muydu? Kayboluyormuş hem de en bildim dediği yerlerde...Şiirler bitmiş geriye boş sayfalar kalmıştı. Şiir yazmak mı? Ben şiir yazamadım ki!
Ben ömrümde sadece onu yazmıştım.
Öyle ya şiir neydi ki?
Kafiyeli birkaç sözcük mü?Aslında şair bendim, şiir sendin.
Şiir aşktı, şiir özlemdi, şiir umuttu, şiir tüm kırgınlıklardı. Yani şiir yüreğimizden taşanlardı... Yüreğim ne çok seninle dolmuş taşmıştı.. Derin bir nefes aldım ve temiz havayı ciğerlerime doldurdum. Defteri kapatmadan önce en arka sayfasını açtım ve birkaç satır karaladım.
"Şimdilerde, kayıp bir şiirim ben!
Kayıp bir şiirim ben, mısralarımda gizlidir sevgilerim.
Şimdilerde; kayıp bir şiirim ben, umutsuzlukla umut etmek arasına sıkıştırılmış bir aşk sözcüğü gibi anlaşılmaz ve uslanmazım..."
Defteri kapattıktan sonra uzun bir süre onu inceledim. Bir defter bir yürek taşıyordu...
Uzun bir süre oturduktan sonra acıktığımı hissettim. Çantama koyduğum ufak saklama kabını çıkardım. İçerisindeki en sevdiğim un kurabiyelerin kokusu beni mutlu etmeye yetmişti...
Geri dönmek için toparlandığım zaman son kez ufuklara baktım... Okyanus ve mavi ufukların ardında gizli olana baktım. Umutlara baktım son defa ve defterimi kucağımda sımsıkı sarmaladım...
...
Dönüş yolu sanki daha kısa sürmüştü. Evin olduğu sokağa girdiğimde etraf sessizdi. Sokağın boş olduğunu düşünürken ileride gördüğüm orta boylu siyah saçlı tahmini ortalı yaşlarında olan kadın yanıldığımı gösteriyordu. Aslında insanları incelemem ama onun siması bana tanıdık gelmişti. Onu bir yerlerden tanıyordum ama nerden?
Bana doğru dönük olmasına rağmen başı eğik bir şekilde çantasını karıştırıyordu. Aradığını bulduğunda ise yüzünde muhteşem bir gülümseme belirdi. Bu gülümsemeyi sanki çok iyi biliyordum. Kimdi bu kadın.? Elindeki anahtara zafer kazanmış bir edayla bakarken bana doğru yürümeye başlamıştı. Birkaç adım attı ki ayağı burkuldu tam düşecekken duvardan destek aldı. Ona nazar mı değdirmiştim yoksa? İçim korkuyla titrerken sürekli tövbe ediyordum.
Koşar adımlarla yanına vardığımda sağ ayağını kaldırmış acıdan buruşan yüzünü yere eğmişti. Yanında durdum.
"İyi misiniz? Yardımcı olmamı ister misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
Fanfic_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...