Onu özlemek...
Benim için çok bilindik bir duygu;
Fazlaca can yakıcı
Gülleri ararken ezilen papatyalar gibi
Kırgın ve bitik...Onu özlemek;
Yorgun bedenim için
Fazlaca ağır bir yük
Yine de onu özlemek, güzel .Neden mi?
Çünkü onu özlemek,
Aşkı özlemek!
Çünkü onu özlemek YEŞİL'i özlemek...Yeşili sevme sebebim,
Yeşile olan sevdam o benim.Onu özlemek...
Sonu gelmeyen cümlelerimin başlangıcı
Bitmeyen dualarımın en güzel köşesi
Sadakatin temsili onu özlemek...Önünden geçtiğim boş evin kenarında duraksadım. Rüzgar tüm hırçınlığıyla eserken kızarmış yüzümü umursamıyordum. Hayat çok anlaşılmazdı. Üç gün önce burada oturan tek arkadaşım şimdi yoktu. Eşinin işleri sebebiyle birkaç gün içinde toparlanıp başka bir şehre taşınmışlardı. Şimdi ardında boş pencereleri kalmıştı. Derin bir nefes alıp hemen bitişiğindeki kapıdan içeriye girdim. Bahçedeki karlar iyice erimişti. Evin kapsının önüne geldiğimde kapıyı açıp sessiz olmaya çalışarak içeriye girdim. Kabanımı çıkarıp astım poşetteki bebek bezlerini, peçete, ıslak mendil, deterjanları çıkartıp yerlerine götürdüm. Bebek odasına geçtiğimde Selin Umut'un yıkanan kıyafetlerini yerleştiriyordu. Bana gülümsedi.
"Yeni mi geldin? Kapının sesini duymamışım." Dedi kısık bir sesle.
"Evet, market biraz kalabalıktı geç bitti işim az önce geldim." Eve yaklaşık yirmi dakika uzaklıkta bir market vardı. Yiyecek dışındaki alışverişlerimizi oradan yapıyorduk. İlk tek gidişimde kaybolmuştum. Evler bahçe ve çitler hep birbirine benzediği için sokakları karıştırmış çok farklı yerlere gitmiştim. Sonra Selin'i görüntülü aradığımda bana yolu tarif etmişti. Görüntülü aramayı iyi ki yapmışlardı. Bununla birlikte ilk kaybolma vakamı da gerçekleştirmiştim. İstanbulda okulum evime çok uzak bir noktada hiç bilmediğim bir bölgedeydi ve ilk başladığım zamanlar çok fazla kaybolmuşluğum olmuştu ama insanlara sora sora yolu buluyordum. Burada insanlara sormaya çekiniyordum. Selin olmasa napardım kim bilir.. Bakalım daha başıma neler gelecek.!
Evde kalmak istemiyordum. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Çalışmaya sürekli birşeyler yapmaya alıştığım için evde oturunca sıkıntıdan bunalıma giriyordum. Mutfakta büyük fincana koyduğum kahvemle odama geçtim. Önüme bilgisayarımı aldım. Yabancı gazetelerdeki iş ilanlarına bakmaya başladım...
Bir saattir bakıyordum sinirden bilgisayara hakaret etmeye başlamışken bir ilan gördüm New York'ta çekilecek bir çocuk programı için yardımcı yönetmen arıyorlardı."Buldummm, sonunda buldummm çok şükür!" Diye bağırırken olduğum yerde dönüp zıplamaya başladım . Sevincimin ardından birden korkuyla yerime oturdum. Yüzüm bir anda düştü. Ani değişen ruh hallerim yine geri gelmişti. Bu iş tam bana göreydi. Çünkü okulum bittikten sonra staj yaptığım kanalda üç yıl yönetmen asistanlığı yapmıştım. Ama ben bir Müslümandım ve örtülü bir bayandım. Bu işi yapmak istiyordum. Çünkü bu benim mesleğimdi. Fakat kabul edilmemekten korkuyordum ki büyük ihtimalle kabul edilmeyecektim. Buna rağmen alttaki mail adresine kısaca öz geçmişimi bıraktım. Odamdan çıktığımda Selin bize yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. Onun sayesinde iyi kilo almıştım yemek istemediğimde zorla yediririm diye beni tehdit ediyordu. Normalde hiç kilo almyan ben birkaç haftada 5 kilo almıştım. Şaka gibi.! Tabii bunda dışarı çıkıp çok hareket etmememin de etkisi vardı. Ben sofrayı toplarken ufaklık ağlamaya başladı. Annesi yanına gitti. Umut'la uğraşınca vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorduk. Akşam Abi'm geldiğinde yarın benimle bir yere gideceğini söyledi. Fakat nereye gideceğimiz hakkında hiçbir şey öğrenemedim. Sürprizle ilgiliymiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)
ספרות חובבים_*O KARANLIKTI; BEN AYDINLIĞIM OLMASINI İSTEDİM*_ ### Hayatta en tehlikeli şey aşktı belkide... 'Aşktan kim ölmüş ki?' lafı yıllarca dolanmıştı aklımın bir köşesinde. Ama biliyor musunuz? Aşk bir insanı öldürecek kadar kuvvetli bir duyguydu. Aşk i...