36 *SABIR*

863 98 26
                                    


Bir yolcuksa hayat,

Gel beraber gidelim

Bilinmezliklere...

Yolumuz bir olsun.

Hasretim son bulsun

Gözlerinde.

Umut kıyılarımıza,

Sevinç dalgaları vursun.

Gel ki sevginin anlamı ol!

Hayat bizi alsın kayığına

Ve gidelim uçsuzluğa...

*****~~~~~*****


Aldığımız kararlar hayatımıza yön verirken bizler bazen karalarımızla olması gerektiği gibi yaşamaya devam ederiz. Bazen de bilim dünyasındaki sıçrayışlar gibi bambaşka hayatlara sıçrarız. Bu bazen bizim için en doğru kararken bazen de en büyük yanlışımız olur. Ben verdiğim kararın doğru olduğuna inanıyordum. Edward yeni ismiyle Edward Ali benim kaderimdi ya da kara sevdam işte adını ne koyarsanız. Ondan vazgeçemiyordum. O şu an bana haramdı ve onunla da görüşemiyordum. Onunla konuştuğum zaman tedirgin oluyordum. Çünkü yaptığım doğru değildi... Onun yanında olmaya ihtiyacım vardı. O yanımdayken kalbimin attığını hissedebiliyordum ya da yaşadığımı..

Sabah yaşanan olayın ardından uzun süre odamdan çıkmamış tüm gün pek bir şey yiyememiştim. Selin benim için endişeliydi.Selin'i çok sevdiğimi daha önce de söylemiş miydim? Evet Selin'i çok seviyordum. Ablam gibi... Ona olanları anlattığımda bana destek olup yine içimin rahatlamasına sebep olmuştu. Böyle güzel yürekli bir insanla bir arada olduğum için çok mutluydum.

Akşam yemeğinin ardından abim ve ben salona geçmiştik. Selin'de Umut'u yatırıp yanımıza gemişti. Etraf gergindi ve derin bir sessizlik hakimdi. Abim elindeki telefonu komodinin üzerine bırakıp bana döndü. Oturuşunu dikleştirip derin bir nefes aldığında ben de tüm dikkatimi ona vermiştim.

"Hayat bugün olanlar için özür dilerim. Oraya gittiğimiz için ve seni zor durumda bıraktığım için. En kısa zamanda dayımla konuşacağım ve bazı şeyler için seni zorlamamasını söyleyeceğim. Ben her zaman yanındayım ve her zaman destekçinim bu yüzden yalnız hissetme..." derin bir nefes aldı ve söylediği sözlerin etkisiyle yüzünde belli belirsiz bir tebessüm belirdi. O doğru olanı yapmıştı fakat ben kararımı  vermiştim ve bu karardan dönebileceğimi pek sanmıyordum. Abim rahatlamış olsa da ben çok daha fazla gerilmiştim. Bakışlarımı ellerime indirmiştim. Söze nasıl başlayacağımı bilemediğim için düşünürken parmaklarımı inceliyordum. İnce uzun parmaklarımı... Ben düşünürken abim konuşmaya devam etti:

"Kimse seni yapmak istemediğin bir şey için zorlayamaz. En başta ben karşı çıkarım bu duruma. Sakın üzülüp kafana takma bu duruma."

"Abi, yanımda olduğun için, bana destek olduğun için çok teşekkür ederim.Ben... Abi ben..." Derin bir nefes aldım ve bakışlarımı parmaklarımdan kaldırıp abime çevirdim.

" Abi ben kalmak istiyorum. Temelli."

"Hayat Rachell'ı bırakmak istemediğini biliyorum.İstanbul'da seni bekleyen zorluklardan korktğununda farkındayım. Ama gitmeliyiz. Sen yine Rachell'la bir şekilde gör..."

"Abi ben burada onunla kalmak istiyorum. Ona güvenmek istiyorum. Edward... Yani bilmiyorum işte sadece onunla kalsam, ona güvensem, onunla yeni bir hayat kursam bana destek olamaz mısınız?"

İstemsizce gözümden süzülen tek damla yaşı elimin tersiyle hızlı bir hamlede sildim. Abim ise şaşkınca bana bakıyodu. Belki de neden böyle konuştuğumu çözmeye çalışıyordu. Ama bilemezdi ki onu ne kadar sevdiğimi. Onun yüreğimin bir parçası olduğunu bilemezdi. Ben de ona söyleyemezdim bunu...

Sinirle ayağa kalktığında vereceği tepkiden korkmaya başlamıştım. Kolay kolay sinirlenmeyen bir yapısı vardı ve sinirlenince çok farklı bir kişiliğe bürünüyordu. Salonunu içinde bir tur attı sinirle sonra karşımda durdu.

"Sen ne istediğinin farkında mısın? Onu ne kadar iyi tanıyorsun? Hayat ona nasıl güvenebilirsin? Daha bir hafta öncesine kadar müslüman dahi olmayan bir adama güvenmekten bahsediyorsun sen! Ben nasıl buna onay verebilirim?"

Sesi endişe ve sinirle yüksek çıkmaya başlamıştı. Söylediklerim onu dehşete düşürmüş olmalıydı. Zaten her zaman öyle değil miydi? Her defasında benden hiç beklenmedik kararlar alıyordum. Bu defa çok büyük bir karar almıştım ve bu sadece beni değil tüm ailemi ilgilendiren ve etkileyen bir karardı. Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım.

"Şimdiye kadar hiçbir kötülüğünü görmedik. Müslüman olmadan önce dahi hepmize çok saygılı yaklaşan biriydi. Bana karşı şimdiye hiçbir saygısızlığını görmedim. Şimdiye kadar hiç kimse bana karşı bu kadar saygılı değildi. Abi söyle bana şimdiye kadar onun ne kötülüğünü gördün de bu kadar olumsuz yaklaşıyorsun. Ben ömrümde ilk defa birine güvendim ve bundan sonra da başka birine güvenebileceğime inanmıyorum. Sonunda ne olursa olsun ben kalıp görmek istiyorum. Bunun için sana ihtiyacım var abi, beni yalnız bırakma n'olursun.." son sözlerim yalvarırcasına dökülmüştü dudaklarımdan... Ömrüm boyunca sevdiklerim için yaşamış, sevdiklerimin iyi ve mutlu olması için elimden geleni yapmıştım. Arkadaşlarım, ailem, Rachell ve daha bir çoğu. Genellikle bir karar almadan önce o karar üzerinde günlerce hatta aylarca düşündüğüm olurdu.

Bu kararı da bir günde veya bir haftada vermemiştim. Eğer o hayatıma girmeseydi ve olaylar böyle gelişmeseydi bir başkasını ne ömrüme ne de hayatıma alabilirdim. Bir ömür onun hasretiyle kendimi yakar kül ederdim. Fakat o hayatımdaydı. Her şeyden öte o bir Müslümandı. Islamiyeti hakkıyla yaşamak isteyen bir Müslüman ve islamiyeti hakkıyla yaşarken yanında ve yüreğinde olmamı isteyendi. Şimdi söyleyin bana nasıl vazgeçerim ondan? Bu nefes almaktan vazgeçmek gibi; imkansız ve olanaksız.

Abim sözlerimin üzerine biraz duraksadı. Belki de kafasını toparlamaya çabalıyordu. Yerine tekrar oturduğunda cevap verebilmişti.

"Hayat yanındayım diyemem. Seni kendi ellerimle bir bilinmeze bırakamam. Fakat düşüneceğim sen de verdiğin kararı sorgulamalısın bu süreçte Gerekirse daha uzun kalırız burada fakat kesinlikle bu kararın doğru bir karar olup olmadığına emin olmadan buna müsade edemem."

Geceyi böyle kapatmıştık. Abimin bu sözlerinin üzerine ben de bir şey söyleyememiştim. Bu konuşmanın üzerinden uzun bir zaman geçtiğinde ben hala ne yapacağımı bilemez bir halde bekliyordum. Selin bana destek oluyordu. Rachell'la sık sık görüşüyordum. Umut'la ilgilenmekte beni ayrı bir mutlu ediyordu. Gitme vaktimiz iyice yaklaşıyordu ve ne abim bana bir şey söylüyordu ne de Edward yeni ismine alışamasam da Edward Ali'den bir haber alamamıştım. Gerçi onun ismine alışacak vaktim de olmamıştı ki! Ama ona tam ismiyle seslenmeyi çok istiyordum.

Selin'den öğrendiğim kadarıyla abimle Edward sürekli irtibat halindeymiş. Abimin sessizliği ve ondan haber alamayışım Selin'in söylediklerine inanmamı güçleştiriyordu. Defalarca onun yaşadığı evin önünden geçerken durmuş ve onunla konuşmayı istemiş hayal etmiştim. Ancak hayalden öteye geçememişti. Sabrediyordum, sonunun iyi olması için dua ederken sabrediyordum...



Sevgili okurlar kısa bir bölüm olduğu için ve çok geç yayımladığım için çok ama çok özür dilerim. Bu bölüm farklı bir final yapmak istedim ve üzerinde çok çalışsamda olmadı. Bende bölümü tekrardan yazdım. Büyük bir ihtimalle diğer bölüm FINAL YAPACAĞIM. Bana destek olan tüm okurlarıma kucak dolusu papatya kokulu sevgiler gönderiyorum...

Umarım güzel bir final olur.

Tüm güzel ve hayırlı dua ve umutlarınızın gerçekleşmesi dileğiyle  Allah'a emanet olun...

SEVİLİYORSUNUZ...❤️

BAHARIM GELİŞİNDE SAKLI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin