11. BÖLÜM

24.3K 1.4K 385
                                    

Arkadaşlar bölüme geçmeden önce
2200 okumayı geçmiş bulunmaktayız.🎊🎊 Herkese vakit ayırıp okuduğu için çok teşekkür ediyorum. İnşallah 22000leri de görürüz.. Olaylar yavaştan başlasa mı artık?? Takipte kalın sizleri seviyorum ❤ :")

Multi Özgür Doğan

İyi okumalar :")

Kahvaltı masasında oturmuş çatalım ile önümdeki zeytinleri katlediyordum. Bir yandan da babamın kahvaltısını bitirmesini bekliyordum. Telefonuma gelen mesaj sesi ile çatalımı bıraktım ve telefonuma uzandım. Mesaj Yağmur'dandı.

Yağmur;

Güzellik bugün okula gelemiyorum maalesef. Şifayı kapmışım. Kolumu kaldıracak halim yok. Eğer okulda bir durum olursa haber verirsin. Öpüldün çokk :*

Okuduğum mesaj ile yüzüm buruştu. Yağmur bugün okulda yoksa çok sıkılacaktım. Birkaç kişi ile ufak tefek sohbet ediyordum ama pek ısınamamıştık hala birbirimize.

Anlaşılan bugün çok sıkıcı geçecek. Babamdan izin alabilirsem okuldan sonra yanına uğramaya çalışırım. Geçmiş olsun dikkat et kendine.

Yazıp yolladım. Babam kahvesinin son damlalarını yudumluyordu.

"Babacım bugün okuldan sonra Yağmur'un evine gidebilir miyim? Hastaymış okula gelemeyecek bugün." Dedim ve vereceği cevabı merakla beklemeye başladım. Hâlâ Yağmur hakkında bir yorum yapmamıştı çünkü.
Söylediğim cümle ile tek kaşını kaldırdı. Biraz düşündükten sonra
"Tamam Cemil okuldan sonra bıraksın Yağmur'un evine. Fazla kalmak yok Hazan. Birkaç saat sonra gelip seni geri alır. Kaç gündür ders çalıştığını görmüyorum. Bu yıl sınava gireceksin unutuyorsun herhalde. Sürekli evde yatıp dizi izlemekle iyi bir üniversite kazanılmaz" Dedi. Bir laf et bin ah işit işte karşınızda Arslan Karadağ. Tamam anlamında başımı salladım.

" Kahvaltın bitmiş anlaşılan önündeki zeytinler ile oynadığına göre. Hadi çantanı al çıkalım." Babamın sözleriyle sandalyemi çekip masadan kalktım. Havalar soğumaya başlamıştı bu yüzden uzun kollu lakos ve polara geçiş yapmıştım. Odama çıkıp polarımı giydim. Çantamı taktım ve çoktan evden çıkan babama yetiştim. Arabaya bindim ve okula doğru yol aldık. Babam beni okula bırakıp şirkete devam etti.

Sıramda oturmuş Fizik dersinin bitmesini bekliyordum. Blok ders olduğu için ikinici ders saatinde Zeliha hocanın dağıttığı testleri çözecektik. Yaklaşık kırk dakikalık test çözme eziyetinden sonra hava almak için ve uyuşan kalçamı rahatlatmak için kafeteryaya inmeye karar verdim.

Kendime bir sıcak çikolata alıp yine tatlı ihtiyacımı karşılasam iyi olacaktı. Sırada birkaç kişi vardı. Sabırla onların gitmesini bekledim. Sıcak çikolata siparişimi verdim. Birkaç dakika içinde hazır oldu ve ücretini ödeyip gözüme kestirdiğim bir masaya oturmak için adımlarımı hızlandırdım. Birkaç adım atmıştım ki kafeteryada koşuşturan ergenlerden birinin bana çarpmasıyla sıcak çikolatam elime döküldü. Daha yeni aldığım için soğumaya fırsatı dahi olmayan kaynar derecedeki sıcak çikolatanın acısıyla bir çığlık döküldü ağzımdan. Bir bu eksikti. İstemsizce acıyan elim yüzünden gözüm doldu. Bir an önce lavaboya gidip su tutsam iyi olurdu.

Tam adım atacak iken karşımda Özgür'ü gördüm. Elindeki su şişesinin kapağını açtı. "Gel böyle." diyerek kafeteryanın etrafını çevreleyen saksılardan birinin yanına götürdü beni. Suyu acıyan elime döküp acıyı dindirmeye çalışıyordu. Benimle bu kadar ilgili olmasına hala şaşkınlık duysam da tepki verememiştim.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin